4.BÖLÜM

27 5 5
                                    

Gözümü açtığımda hastane odası diye düşündüğüm bir odadaydım. Burası sıcacıktı .kolumda hissteğim acı koluma bakmama neden olmuştu. Evet kolumda serum vardı. Her halde yeni yeni kendime geliyordum çünkü ağzımdada bir alet olduğunu yeni farketmiştim. İçeri bir hemşire girdi. Siyah saçlı ve saçını atkuyruğu yapmıştı. Klasik hemşireydi yani. Yanıma geldi gülümseyerek" nasıl oldunuz" diye sordu bu soruyu sorarken çok sıcaktı.

"İyiyim teşekkür ederim" diyerek karşılık verdim. Ardından "annem nasıl oldu" diye sormam onu duraklatmıştı yanıma eğildi ve bir elini omuzuma atarak " annenin tedavisiyle ben ilgilenmiyorum. Ancak kötü bir şey olsa illa ki duyardım" sesinde teselli vardı.

Ardından odaya babam girdi. "Kızım iyi misin" dedi sesinde fazlasıyla telaş ve  korku vardı "iyiyim baba " diyerek karşılık verdim yani bedensel olarak iyiydim ama ruhsal  olarak asla iyi değildim ve  olamazdım 

-annen nasıl baba iyi mi kötü bir haber çıktı mı?

-hayır kızım doktorlar şu anlık durumunu iyi olduğunu söyledi başka bir şey bilmiyorum. " Rahatlamıştım anneme bir şey olmasında. çok korkuyordum 

Birkaç dakika Sonra hemşire kolumdaki serumu  çıkartıp beni taburcu etti. Tam babamla ikimiz annemin yaptığı odaya doğru giderken karşımıza  doktor çıktı. " Hayat hanım şu an iyi ama yine de tedbir amaçlı bugün hastanede kalması gerekiyor siz isterseniz evinize gidebilirsiniz" diyerek bizden uzaklaştı. Babama baktım babam da bana baktı. Gidecek miyiz dermiş  gibi başımı eğdim.  babam da ne diyeceğimi anladı ve "evet kızım gitmemiz gerekiyor yarın okulun var" bu halde nasıl  okula gideceğim bilmiyordum. Gerek babamın telefon konuşmaları, gerek benim saçma sapan bir şekilde Bir otelde bulunmam  ve orada bir cinayet işlenmesi,  gerekse annemin şu anki durumu beni çok yormuştu. 

         .............................

Eve geldiğimde saat 10.30 gibiydi. Geldiğim gibi de yatağa  yatmıştım. Orada öylece uyuyakalmışım Sabah alarm ile kalktım üstümü giyinip mutfağa doğru indiğimde babamın yine telefonda birisiyle konuştuğunu fark ettim. Babam gizli gizli telefon konuşmaları, ve aynı annemin hastalanması çok garip gelmişti. Acaba annemin hastalanmasında bunun bir parmağı var mıydı. Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı o da babamın  ne yaptığını bulmaktı. Kafamı babamı böyle karıştırıp ne dediğini duymaya çalıştım "tamam yine her zamanki yerde buluşalım çok önemli bir şey söylemem gerekiyor sana"sesi çok kısıktı ve çok tedirgin geliyordu. Karşıdaki kişi ne dediğini anlayamadım ama sanırım her zamanki yerde buluşmak istemedi babam da" o zaman Çınarcık sokağındaki arazide buluşalım"  dedi . Çınarcık arazisini biliyordum. Buraya çok uzak değildi ama o kadar yakında değildi. Aklıma tek bir şey geliyordu. O da babamı takip etmekti.  gerçektem  böyle bir şey yapabilir miydim ?  bilmiyordum. Ama şu anda yapabileceğim tek şey buydu.Ardından sesli bir şekilde merdivenlerden inmeye başladım. Babam da hemen telefonu kapattı "günaydın güzel kızım" diyerek bana doğru geldi ben de gülümseyerek "günaydın" dedim. Hadi okula geç kalacaksın bir şeyler ye de çık. Tamam dercesine  başımı salladım. Ağzıma annemin 2 gün önce yaptığı poğaçaladam  atıp hemen dışarı çıktım. Tabii ki okula gitmeyecektim. Babamı takip edecektim. Ama babamın  ne zaman çıkacağını bilmiyordum. Kapıdan çıkıp yan binanın apartmanın oradan babamın çıkmasını bekledim.

Oh nihayet yaklaşık 20 dakikada babam bekliyordum ve en sonunda çıkmıştı. Köprüye doğru giderken peşinden ama bu çok riskli olurdu. Ben başka bir yoldan Çınar ararsın doğru gittim. Koşa koşa gittiğimdendir sanırım babamdan  önce varmıştım.  Hemen orada geniş bir ağacın arkası saklanıp babamın gelmesini bekledim. Gelmesi o kadar uzun sürmemişti. O da yaklaşık 4-5 dakika sonra gelmişti. Tamam şimdi bekleyeceğimiz tek kişi vardı o da telefonda konuştuğu kişiydi. Sokağa siyah bir cip girdi. Bu cipin beklediğim insan  olacağını düşünmemiştim çünkü o cipi anca mafya insanları kullanırdı ve benim babamın  böyle insanlarla işi olmazdı. Fakat cip beklemediğim bir şekilde babamın önünde durdu. Ve kapısı açıldı.

Arabadan inen kişi yaklaşık 1.80 boylarında, siyah uzun saçlı beyaz tenli bir adamdı. Daha doğrusu adam değil bir gençti çünkü yaşı oldukça küçük görünüyordu. Gözündeki siyah Güneş gözlüğünü çıkartıp bağına doğru baktığında gözlerinin rengini artık görebiliyordum. Gözleri çam rengini andırıyordu. Bana bakarken kendimi kaptırdım fark edip kendime geldim. " Ne oluyor  kızım kendine gel" dedim kendi kendime. Bu genç bana bir yerden tanıdık geliyordu.  nereden geleceğini tam olarak hatırlayamıyorum ama sanırım hayal görmüştüm. Ya da onu bir rüyada da görmüş olabilirim gördüğüm olay gerçek bir an değildi. Gördüğümü bu kadar ayrıntılı  hatırlamama  rağmen hala nerede gördüğüm hatırlayamıyordum.

   Babamla genç el ele sıkıştılar. Mafya gibi yakışıklı genç babama doğru dönerek " ne oldu beni niye çağırdın?" Dedi babam terslenmiş ve şaşırmış bir şekilde gence baktı. 
-Benim dün karım zehirlendi. karım. Sen hala gelmiş bana burda ne olmuş diyorsun.
- Ne yani karını ben mi zehirledim?
Duyduğum şey karşısında şaşkına döndüm.Nasıl yani annemi bu genç mi zehirlemişti? Hayır böyle bir şey yapmamıştır. Yapmadığını iddia ediyor. Derken babamın dediği şeyle duraksadım.
-Hayır herşey benim yüzümdendi. Ama sende saçma sapan sorularla benim üstüme gelme.

KANLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin