13.BÖLÜM

17 3 8
                                    

-Ne! Gözyaşlarına boğulmuştum. Babam nasıl böyle bir şey yapardı? Bu imkansızdı. Miran yalan söylüyordu. "Saçmalama Miran Allah aşkına babam  böyle bir şey yapmaz"

-bana inanmıyor musun? Dedi üzgünce. Onun elini tutarak 

-hayır sana inanıyorum. Sadece kendimi kandırıyorum. Baba niye böyle bir şey yapmış biliyor musun? 

-hayır hiçbir fikrim yok. Ama lütfen artık ağlama. Evet hala ağlıyordum. Demek o yüzden babam her şey benim yüzümden oldu diyordu. Evet haklıydı her şey babamın yüzünden olmuştu. 

-haydi eve gidelim artık. 

-Miran sarhoşken araba süremezsin biliyorsun değil mi? Taksi çağıralım götürür bizi. 

-peki sen nasıl istersen prenses. 

   

  Eve geldiğimizde ben hala ağlıyordum. Ağlayarak odama çıktım. Kapıyı kapattım ve üzerindeki montu sertçe yere attım. "Hayır babam böyle bir şey yapamaz, babam annemin katili olamaz, babam bir kızın katili olamaz, babam kötü bir insan olamaz." Diye feryat ediyordum. O sırada Miran yavaşça kapıyı tıklatarak içeri girdi. "Her şey yolunda mı prenses?" Miran'a baktım ve daha çok ağlamaya başladım. O da bunu fark etti ve kapıyı kapatarak yanıma geldi. Yüzümü avuçlarının içine alarak bana  daha çok yaklaştı. "  Lütfen artık ağlama" alnıma küçük bir öpücük kondurdu. 

-Hadi pijamaları giy uyu. 

-sen?

-baban bu gece gelmeyecek.  istersen senle  kalayım. Kendimi yapayalnız hissediyordum. Gerçekler canımı çok yakmıştı. Miran'a sarılarak "lütfen.  lütfen bu gece benimle kal." 

-Tamam hadi ben çıkayım sen de üstünü giyin. Deyip kapıya doğru ilerlerken "Miran" dedim 

-her şey için teşekkür ederim iyi ki varsın. Başını öne eğerek odadan çıktı. Ben de Miran'ın dediği gibi pijamalarımı giydim. Yatağa oturdum hala ağlıyordum. Sonra Miran tekrar odama girdi ve o da yanıma oturdu.

-ağlaman ne zaman bitecek? Sadece boş gözlerle ona baktım. "Cevap verecek misin?" Hala ağlıyordum. Kendimi yatağa doğru bıraktım. Ağlamamı orada da sürdürdüm. Miran ayağa kalktı ve ayaklarımın ucuna doğru geldi. kollarıyla beni tutarak havaya kaldırdı ve kendise doğru çekti. Parmaklarının tersiyle yavaşça gözyaşlarımı sildi. Ben hala hiçbir şey demeden sadece boş gözlerle ona bakıyordum.

  Aniden dudaklarıyla dudaklarımı birleştirdi. Zaman durdu. Herşey durdu kendimi sadece Miran'a bıraktım.

       ..........................

  Sabah uyandım. Birinin beni izlediğini hissettim ardından gözlerimi açtım ve karşımda miran'ı buldum. Yatağımın yanındaki sandalyeye oturmuş beni izliyordu. -Günaydın prenses. dedi gülümseyerek 

-Günaydın prens. Ardından çalışma masama koyduğu tepsiyi bana doğru uzattı. "Al ye bunları"  

  Kaşarlı bir tost yapmıştı. 

-Teşekkür ederim prensim 

-sen gece ağladın mı? Gözlerim kan çanağına dönmüş. Sanırım dün sarhoş olduğu için hiçbir şeyi hatırlamıyordu. Ama ben ondan bunu gizlemeyecektim. 

-evet dün ağladım ya. 

-Ne zaman ve neden? 

-sen anlattın ya bana 

-Neyi?

-babamla ne işler çevirdiğinizi. İçinden bir küfür savurdu. 

-her şeyi anlatmış mıydım? 

-daha bilmediklerim mi var? Korkmuştu ve tedirgindi. 

-ben sana ne söylemiştim ?

-babamın seni Yaren altıntop'u öldürmek için çağırdığını. Tekrardan içinden bir küfür savurdu.

-Almina bunu lütfen kimseye anlatma lütfen. Babana da söyleme. 

-Tamam  merak etme kimseye söylemem ama bir şartımla

-şartın ne?

-sen dün gece bana sadece bunu söylemedin. Bu işe kardeşin için girdiğini de söyledin. Kardeşin kim? Ve ne yaptı da sen böyle bir işe girdin? Hafifçe yutkundu

-Tamam onu da anlatacağım.

KANLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin