9. BÖLÜM

17 4 1
                                    

Sabah kalktım ve üstümü giyinmek için giyinme odasına doğru yol aldım. O sırada babamı gördüm.

"günaydın kızım" dedi. Dün gece gördüğüm halüsinasyon, ve bir katilille babamı yan yana görmek beni çok yormuştu.  bu yüzden babamla bu konuyu konuşmak istiyordum.

"Günaydın" diyerek karşılık verdim. "Baba seninle bir şey konuşabilir miyim?" Yüzünde biraz şaşırma vardı fakat bunu bana belli etmek istemiyordu. "Tabii kızım konuşalım ne konuşacaksın?" 

-baba. Annem sence orada rahat mıdır? Korkmuştum söyleyememiştim. Babama bir yeteneğim olduğunu, ve onun bir katil ile işbirliği yaptığını söyleyememiştim. Bu yüzden böyle bir yalan uydurmuştum.

-benim canım kızım. tabii ki de orada rahattır hatta orası en rahat yerdir. sen kafana takma bunu hadi okula geç kalacaksın.

Başımı kabul eder gibi salladım ve giyinme odasına girdim üstümü değiştirip evden çıktım. Okula doğru yürürken yolda yeliz'i gördüm. "Yeliz!" Bana baktı ve bana doğru yürümeye başladı. "Günaydın nasılsın"

-iyi sen nasılsın?

-ben de iyiyim. durgunsun sabah bir şey mi oldu? Yüzüm bu kadar el veriyor muydu ya? 

"Biliyorsun durumları annem vefat etti o yüzdendir" diye yalan attım .

-İyi peki öyle olsun."

 - Sınav hazır mısın?

-eh işte

-nasıl eh işte çalışmadın mı?

-yani çalıştım  da kendimi pek hazır hissetmiyorum.

-Almina sen iyi misin? Tamam annen vefat etti anlayabiliyorum, ama senin şu kadar  tanıyorsam sen bu olayı bu kadar kafana takmazsın.  başka bir şey mi  var? " Vay canına beni gerçekten de bayağı tanıyormuş.

-hayır başka bir şey olmadı. Annemin aniden ölmesi beni çok sarstı. Belki o yüzdendir.

Aslında aklından her şeyi yelize anlatmak geçiyordu. Ama olmazdı. Bana inanmazdı. Kim buna inanırdı ki? Hangi insan aynı anda farklı ortamlarda bulunabilirdi?
............................


 Okuldan çıktım. Bugün dershanem yoktu. Yolda yürürken önümü siyah bir cip kesti. Cipin içinde Miran çıktı. "Gel seni eve bırakayım prenses" yine alaycı tavrını takılmıştı. "Gerekmez!" 

-Tamam sakin ol kötü bir şey demedim. Ellerini teslim olur gibi yukarı kaldırarak söylemişti bu cümleyi.

-Çık önümden eve gideceğim.

-Birileri  galiba sabah yatağından ters kalkmış.

-sanane nerden kalktıysam işine bak. Yürümeye başladım. Onun yanından geçerken beni kolundan tutarak durdurdu "nereye gidiyorsun?" İçimden yağ sabır çekerek "eve gidiyorum dedim ya anlamıyor musun sen? Anlama sıkıntın varsa söyle bir doktora gidelim." 

-Gel beraber gidelim. Şimdi  laf mı sokmuştu bu?

-Ne diyorsun sen? 

-diyorum ki senin de anlama sıkıntın var. Gel hastaneyi beraber gidelim.

-benim nasıl bir anlama sıkıntım var? Biraz  etrafına bakındı ve kulağıma doğru eğildi

-baban annenin ölümüne sebep oldu bunu anlamıyorsun.

Babam annemin ölümüne mi sebep olmuştu? Hayır bu olamaz babam böyle bir şeyi yapamazdı. 

-saçmalayıp durma! Babam  öyle bir şey yapmaz.

-tabii sen öyle san.

Elimle ona vurarak

-ne zırvalıyorsun sen be!   sus artık yeter!  ben gidiyorum. 

-iyi hadi git masum ama cadı prenses. Prensesi özellikle vurgulamıştı.

KANLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin