8.BÖLÜM

22 4 2
                                    

Gözümü açtığımda yukarıda uçuyordum. Doğruldum da Miran'ın kucağında olduğumu olduğunu fark ettim. Beni bir yere götürüyordu. "Bırak beni nereye götürüyorsun" dediğim an bana baktı ve "sakin ol prenses bayıldın seni odaya götürüyorum." Sesinde küçümseme alaycılık ve biraz da olsa hüzün vardı. "Ben nereden prenses oluyormuşum! indir beni" 

" Aaaa ama sen hep mız mız mısın? Olmaz böyle." Bu zengin bebesi gibi konuşan ergenle  asla işim olmazdı. "İndir beni dedim sana" "anneye mi gitmek istiyorsun Küçük Bebek  hadi kıyamam gel götürelim ama mezarda." Ona sert bir toka attım. Tokat sesi hastanede yankılandı. "Ne biçim konuşuyorsun sen benimle be annem öyle benim seni hala benle dalga geçiyorsun!" O sırada hemen kocanı aşağıya atladım. "Miran almina ne oluyor burada?" Bu ses babama aitti

  "Bir şey olmuyor ihtiyar işine bak sen."  Babam sustu hiçbir şey demedi bana da kızım lütfen yapma der gibi bir bakış attı. 

Onun göğüs boşluğuna yumruk atarak "ne biçim konuşuruz sen benim babamla!"  

-Ohoo sen hep böyle vuracak mısın?

-gerekirse evet!

-Mesela hangi durumlarda  gerekecek?

-o çeneni kapatmadığın  her durumda

-çenemi hep kapatmam mı gerekiyor?

-evet aynen öyle gerekiyor.

-ama bu imkansız. Ben susmam ki

-halinden belli pislik.

"Almina!"babam bağırınca ikimize sustuk "kızım ne biçim konuşuyor sen bir büyüğünle" 

-büyüğünle mi baba bu senle  nasıl konuşuyor farkında değil misin?

-yalnız bu diyorsun da benim bir adım var.

-kes! karakterin olsaydı sana isimle seslenirdim zaten.  "Almina!  Miran! Susun artık yeter burada hastane. Hadi kızım annenin morga kaldırıyorlar gidelim" yeniden içime bir hüzün ve bir boşluk sarmıştı annem artık benimle olamayacaktı bu imkansızdı. "Tamam" dedim sessiz bir şekilde ve babamı takip ettim. 

          .........................

    Bugün annemi defnettik. Hala ağlıyor hala çok üzümü atlatamıyordum. Artık akşam olmuştu uyumam lazımdı yarın okula gidecektim. Gerçi bugün gitmemiştim. Yatağıma yattım annem beni öpmemesi üzerimi örtmemesi beni çok kahrediyordu. Hala aklım  neden babamın sürekli "benim yüzünden" demesiydi. Ayrıca o genç katildi. Babam bir katille  ne işi vardı? Bunların hepsini düşünürken etrafıma derin bir karanlık sardı. Çok soğuk bir yere gittim. Burası bir çamaşırhaneye benziyordu. Ne işin var benim burada? O sırada bir adam çığlığı duydum.  arkadan birisi "Baba" diye bağırdı. Katile baktım yüzünde kar maskesi vardı. Arkadan gelen çocuk katil doğru saldırdı ve onun kar maskesini açtı.

Katil çok gençti. Mavi gözleri kahverengi saçları vardı. Dudakları çok inceydi. Katil çocuğu yakından tuttuğu gibi  savurdu. O sırada katilin gözleri bana kaydı. Sen de kimsin dedi. Ben de şu an kim olduğumu bilmiyordum. Buraya nasıl geldiğini de bilmiyordum.  "B-ben buraya birden geldim" katil bana doğru yürüdüğü için koşa koşa oradan kaçmaya başladım. Sonra kendini yeniden yatağımda buldum.

  Aynı şey yine başıma gelmişti. Sürekli farklı yerlere gidip farklı cinayetlere tanık oluyordum. Bu genç Miran'a çok benziyordu. Umarım babamın bu adamla da bir işi yoktur. Çok uykum gelmişti. Artık sıra uykudaydı. Ardından derin bir uykuya daldım.

              ......................

KANLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin