278 27 16
                                    

"kolay diyorsun
gel bir de sen yaşa sensizliğimi"

Çalışmak güzeldi. Kendi kendine yetebilmek güzeldi. Güzeldi. Kendin olmak güzeldi.

Hayatım babamın parmaklarından sarkan bir kukla olmakla geçmişti ama şimdi hayalbaz bendim.

Sabah kalktığımda kulağıma dolan kuş sesleriyle birlikte ağrıyan göz kapaklarımı kırpıştırdım. Kirpiklerim birbirine yapışmıştı. Uykumda sağladığına emindim çünkü kâbus görmüştüm. Korkuyla kalktığımda iyice uzamış saçlarım terden alnıma yapışmış, gözlerim kıpkırmızıydı. Esnemek istediğimde dudaklarım acıyınca kanattığımın farkına vardım. Tavşan dişlerimle dudaklarımı öyle çok ısırmışım ki kanamıştı.

İşe başlamamım üzerinde 1 buçuk ay geçmişti. Babam beni her gördüğünde yönünü değiştiriyordu. Odamdan çok çıkmıyordum çünkü biliyordum; arkamdan edilen dedikodular almış başını gidiyordu. Neler söylenmişti hakkımda kim bilir... Hemşireler fısıltılarla dedikodumu ediyor, beni gördükleri yerde yüzlerine samimi bir gülümseme katıyorlardı. 2 hafta önce kahve almak için otomatın önünde beklerken bana bakarak fısır fısır konuştukları lafları duymuştum.

"Dayak yiyormuş ama söylememiş, çok âşıkmış galiba."

"Yazık kafasına cidden... Başhekim diretmiş o kadar ama ayrılmamış, çok sevdiğinden herhalde."

"Babası evlatlıktan reddetmiş diye duydum. Hâlâ soyadını taşıyor ama. Ben olsam bu kadar yüzsüz olamam hemen değiştiririm."

"Kızım yüzsüz işte. Baksana adam haşatını çıkartıyormuş ama gıkını çıkarmıyormuş."

"Düşük yapmış diye duydum. İlk başta adam onu tcavüz etmişmiş sonra çocuk için direnmiş.

"Yok adam çok düzgün biri diyorlar, baya yakışıklıymış. Sevgilisi varmış herhalde ama bu salak susmuş sevdiğinden."

"İyi bari, bu çok çirkin zaten nesini sevsin?"

"Erkek değil mi bu nasıl hamile kalsın?"

"Rahmi var kızım, nasıl olacak? Bir sik için onca dayağı çekmiş, cidden..."

İğrençlerdi. Hamile filan kalmışım da, bir sik için kendimi harap etmişim, üstüne babam da ben bu adamı bırakmadığım için beni evlatlıktan reddetmiş? Aynen canım, aç kapıyı Aras kargo. Sikik sürtükler.

Aynada parmaklarımla saçımı başımı düzelttim. Uykuda ağladığı dan gözlerim şişmişti ama sorun değildi. Kimseye kendimi beğendirmek gibi bir derdim yoktu. Kendim olmak istediğim için makyaj işleriyle de uğraşmıyordum. Böyle güzeldi herşey.

Kapıyı açtığım gibi önümden hızla koşan kuzenim ve ardından koşturan Seokjin hyung ile şakınlıkla geriye adımladım. Seokjin hyung, Jimin'in ardından bağrıyordu: "Bula bula bunu mu buldum hayırsız evlat!?" Neyden bahsettikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. Onları boş verip lavaboya doğru ilerledim. Yüzümü temizleyip gözlerimdeki bulanıklığın azalması için birkaç kez yüzüme su çarptım. Kendi havlumla yüzüne silip içeriye geçtiğimde Jimin ve Seokjin hyung hâlâ kavga etmekteydi. Göz devirdim ikisine.

"Ne alıp veremediğiniz var da kavga ediyorsunuz?"

Jimin bana bakıp gülümsüyordu. Seokjin hyung ise sinirliydi.

"Beyefendi âşık olmuş. Hatta sevgili olmuş."

"NE!?" diye bağırdım.

"Hemde kime olm-" Jimin, Seokjin hyungun ağzını eliyle kapatınca cümlesi yarıda kesilmişti.

third personHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin