Uzun zaman oldu.
Sorryyyy iyi okumalar.
••••••••••
GÖKÇE
"Gökçe !" Candaşımın korkulu sesiyle karşımda birbirimizin boğazına kılıç yasladığım yaralı komutana dik dik bakardım.
Ölüsü gerekirken imdi nefes alırdı.
"Gökçe etmeyesin Hacib ata öfkelenir" Aykız'ın uyarısını ilk kez göz ardı etmemle kılıcımı komutanın boynuna biraz daha yasladım.
"İndir pusatını Haçlı" öfkeli soluklarımın arasından sızan sesimle koyu kahve gözleri sinirle parlamış gibi kılıcını boynuma biraz daha bastırdı.
"Sen indir önce Türk kızı" elim hızla yakasını bulduğunda canını almak için yanıp tutuşan yüreğim ilk kez içten içe bu kadar bilinmezlikte giderdi.
Şurada onu öldürsem Hacib atanın güvenini sarsar belki de evim denilen bu dergahtan sürgün edilirdim.
Öldürmesem elinde kardeşlerimin kanı olan bu ite merhamet etsem onlara ihanet etmiş olurdum."Seni gebertmek için her şeyi feda ederdim ! Dua edesin ! Dua edesin ki arada Hacib ata vardır. Yoksa kellen imdi ayağımın ucunda olurdu"
Hırsla kılıcımı indirmemle tilki gibi bakışları öfkeyle harmanlanan gözleriyle yüzüme dikkatlice bakardı.
"O vakit geldiğin de oku bu sefer ıskalama Türk kızı" alaya alması yetmezmiş gibi kılıcını boynumdan indirmesiyle boğazına yapışacağım vakit Aykız tarafından omzumdan geriye çekildim.
"Gökçe yapmayasın ! Çık derhal odadan ! Kimse görmeden haydi"
Ellerim hırsla onun kolunu kavradığın da yerde bana bakan komutanla aykıza sinirle baktım. Bu haini çatımıza getiren de Hacib atanın önüne bırakanda oydu.
Onu orada infaz etseydi bunlar olmayacaktı.
"Yaptığın hatanın bedelini sakın unutma Aykız ! Bu komutan buradan sağ çıkar da kaçarsa kan kardeşim demem karşına ilk ben dikilirim bilesin"
Kolunu iteleyerek odadan bir hışımla çıktığım da bedenim zangır zangır titrerdi. Öldürmek için yanan yüreğim kılıcımı pusatım da zor tutardı.
Tahta kapıyı açarak çıkmamla esen rüzgarın şiddeti bir yel gibi beni oradan oraya savururdu.
Alpler'in arasından geçip gitmemle kendimi atım akyelin yamacına almıştım soluğu , ellerim usulca beyaz yelelerin de gezindiğini de başımı koca gövdesine sakinleşmek ister gibi yasladım.
Öfkem yüreğime de ruhuma da çok ağır gelirdi. Öyle ki kan kardeşimi bile üzmüştüm bunun için lakin sabrım yoktu.
Bu çatı altında yaşayan tek bir haine karşı merhamet edemezdim.Ondan öğrenecek neleri vardır onu da bilmezdim lakin bir an önce öğrenseler iyi olurdu. Çünkü canı bedeninde fazla kalmayacaktı.
"Akyel...yoldaşım...zalime merhamet etmek töremiz gereği ağırdır. Diyesin haksız mıyım ?" Ellerimin arasından sızan beyaz yumuşak yeleleriyle yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA DİKENİ
Fiction HistoriqueYıl'1220' Türkler yeni bir devlet yeni bir düzen uğruna savaş ve ölümle burun burunaydı. Bu devlet sultan tarafından yönetilsede dümeni ak saçlılardı. bu hikâye devlet kurup devlet yıkanların ve bu uğurda canlılarını düşünmeden feda edenlerindir.