Size söz verdiğim gibi elimden geldiğince bu kitabada bölüm atacağım.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar.
•••••••
AYKIZ
Elimde ki ateşin içinden çıkan demirin üzerine vurduğum da çıkan sesle alnımdan akan teri usulca sildim.Anadolunun o güzel vakitleri yerini yavaş yavaş kışa bırakacak gibiydi.
Hacib ata o vakte kadar pusat ve ok yapımı için alplere emir vermiş gerekirse hatunların da yardım etmesini istemişti.
Hep bir elden bismillah diyerek başladığımız pusatlarla benim gibi çoğu hatun yorulmuştu.
Elimde ki demiri bir ben bir de karşımda duran gökçe vurduğun da çıkan ateş taneleri ellerimizi yakıp kavurmuştu.
"Hatunlar ! Size soğuk ayran getirdim gelesiniz hele"
Duyduğumuz sesle bize doğru gelen akşın hatun elinde ki büyük testiyle çoktan yanımız da biti vermişti.
"Allah senden razı olsun akşın hatun sıcaktan öldük"
Gökçe eline aldığı tasa ayranı döktüğün de kuruyan dilimi ıslatarak diğer tası elime alarak akşın hatuna uzattım.
"Sağolasın akşın hatun"
"Ne demek afiyet ola" bir yandan testide ki ayranı tasa dökerken diğer yandan bize baktı.
"Ayranlarınızı için ondan sonra hacib ata herkesi ön tarafa bekler bizimle konuşacakmış"
Ayran içmeyi keserek belimde ki kuşaktan mendili çıkarmış akan taneleri bir seferde silmiştim.
"Hayır mıdır ki acep? Böyle herkesi topladığına göre?" Gökçe endişeyle tası yerine bıraktığın da sıkıntıyla gözlerimi onlardan kaçırdım.
Dünden beri hacib ata da bir hâl vardı. Sürekli yanında ki dervişler ile konuşur dururdu. Hele dün akşama doğru gelen ulak ne haber getirdiyse bugün daha da endişeliydi.
İmdi de bu herkesi toplaması diğerleri gibi benim de canımı çok sıkar lakin birşey diyemezdim.
İçimize düşen kuşku tohumları insanın yüreğini zehirli bir sarmaşık gibi kaplar derdi babam.
Bu yüzden inşirah okuyarak sıkıntımı az da olsa unutmak istemiştim.
"Haydi hatunlar içtiyseniz gidelim de öğrenelim ne olduğunu"
Elimde tası yerine bırakarak ellerimi suyla yıkadığım da esen rüzgar yel olup tenime değmişti.
Havalar soğumaya başlasada bu demir ocağının başında pusat yapmak insanı çöl sıcağın da hissettiriyordu.
Akşının ardına düşen gökçe onun ardından giden benle ön tarafta ki bahçeye geçtiğimiz de erkekler bir yana hatunlar bir yana toplanmıştı.
Her bir ağzından çıkan merak dolu kelâmlara en arka saflar da yerimizi aldığımız da koca bahçede en fazla elli kişiydik.
"Alplar! Hatunlar ! Hele bir susasınız! Size haberlerim vardır"
Hacib atanın sesiyle konuşanlar bir bıçak gibi seslerini kestiğin de imdi tüm gözler ondaydı.
Yanında hep en yakın arkadaşları ayrıca alpları olan dervişler elleri pusatın da gözlerini etrafta atmaca gibi gezdiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA DİKENİ
Historical FictionYıl'1220' Türkler yeni bir devlet yeni bir düzen uğruna savaş ve ölümle burun burunaydı. Bu devlet sultan tarafından yönetilsede dümeni ak saçlılardı. bu hikâye devlet kurup devlet yıkanların ve bu uğurda canlılarını düşünmeden feda edenlerindir.