5.Bölüm

506 26 12
                                    

Hellooooo aşklarımm. Bu bölümde biraz geçmişe ineceğiz bakalım bizi neler bekliyor.

Lütfen okuyan herkes destek amaçlı oy ve yorum atabilir miiiiiiii? Bu arada medyadakiler Ahu, Güney ve Kuzeyin küçüklüğü ;) Bölümü okuyanlara küçük bir spoi.

Hadi öptüm sizi keyifli okumalar patlayan şekerlerimmmmmm 😘

**


16 SENE ÖNCE

Yazarın anlatımıyla

"Anne benim gözlerim neden normal değil?" diyen Ahuyla annesi Şevval Hanım küçük kızına doğru kaşlarını çatıp sorarcasına ona baktı. "Nasıl normal değil Ahum?" Her zaman olduğu gibi okula giderken annesi Şevval hanım küçük kızı Ahunun garip sorularını cevaplıyordu.

"Okuldaki arkadaşlarım gözlerimin normal olmadığını, sadece uzaylıların gözlerinin renkli olduğunu söyleyip duruyor. Bende mi uzaylıyım anne?" Şevval Hanım küçük kızının korkarak sorduğu soruyla onu durdurup "Güzel kızım benim, Ahum hangi arkadaşın böyle bir şey demişse seni kıskandığı için söylemiş. Ayrıca renkli gözlü olmak bir ayrıcalıktır. Öyle herkeste olmazmış. Onlara böyle söyle olur mu güzelliğim?" annesinin her kelimesiyle içi rahatlayan Ahu ise gülümseyerek annesine başını sallamış.

İzmir'in nezih bir semtinde yaşayan Şevval Hanım, Ata Bey, iki erkek çocuğu ve biricik kızları Ahularıyla orta gelirli bir ailelerdi. En büyük çocuk Emir, Ahudan 4 yaş büyüktü. Ortanca çocuk Uraz ise Emirden 1 yaş küçüktü. Ahu ise en küçükleriydi. Şevval Hanım ve Ata Beyin gözde çocuğu, tek kızları Ahuydu. Ahu yeşil gözleri, sarı saçları ile tıpatıp annesiydi. Emir ve Uraz her anlamda babalarına çekmişti. Küçük kız kardeşlerini daha şimdiden paylaşamıyorlardı. E tabi Ahu da az değildi yaşına rağmen uyanık ve zeki bir kızdı. Ödevine kim yardım ederse onu her zaman daha çok severdi. Abileri ise Ahunun sevdiği abisi olmak için evde büyük bir yarışa girmişlerdi. Özetle küçük ama sıcak evlerinde çok mutlulardı.

Okula yaklaşan Şevval Hanım ve Ahu karşılarında gördükleri Emine Hanımla adımlarını yavaşlatıp, gülümseyerek "Emine, aaa senin burada ne işin var?" o tanıdık sesi duyan Emine Hanım ise yıllardır görmediği üniversite arkadaşını görmenin sevinciyle çocukları Güney ve Kuzeyi kaldırıma doğru bırakıp Şevval Hanıma sarıldı. "Şevvalim, canım arkadaşım ah ne kadar özlemişim seni." içli içli sarılan iki arkadaş yıllardır birbirini görememenin özlemiyle gözleri dolmuştu. "Sivas' tan dönmek zorunda kaldık çocukların eğitimi için. Senin asıl burada ne işin var?" yakın arkadaşının sorusuyla Emine Hanımdan ayrılan Şevval Hanım "Biz de Ata'nın işi için buraya taşındık."

Emine ve Şevval Hanım üniversite zamanında çok yakın arkadaşlardı fakat Şevval Hanım erkenden evlendiği için üniversitesini bırakıp şehir değiştirmek zorunda kalmıştı. Haliyle iki yakın arkadaşın araları da açılmıştı. Şevval Hanımın ardından evlenen Emine Hanımın ise ikizleri olmuştu. Emine Hanımın gözleri yakın arkadaşının neredeyse aynısı olan küçük kıza kaydı. "Hık demiş burnundan düşmüş Şevval." küçük kızın yüz hizasına eğilip dolu dolu gözlerle bakan Emine Hanım "Merhaba yeşil gözlü, güzel kız. Adın ne bakayım senin?" bunu duyan Ahu ise yeşil gözlerine olan iltifatı duyunca annesine doğru bakıp gülümsedikten sonra Emine Hanıma döndü.

"Ahu benim ismim ama annem Ahum, babam Ahuşum, abilerim de Ahulili derler." diyen küçük kızla Emine hanımın özlemden dolan gözleri şimdi mutluluktan akıyordu. "Ahucum annenle biz çok eskiden beri arkadaşız. Her zaman ona benzeyen bir kızı olsun isterdi ve Allah da ona dünyalar güzeli bir kız nasip etmiş." diyerek gülümsedi. Şevval Hanım ise birbirine çok benzeyen o iki çocuğa baktı. Emine'ye benzemiyorlardı. Babasına benziyorlardır diye düşündü Şevval Hanım.

YAN KOMŞUM // TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin