Uzun bir aradan sonra herkese merhabaaaa. Bu ara, biraz kafamı dinlemek içindi. Kendimi hazır hissetmediğim için de bilgisayar başına geçip bölüm atamadım. Bölüm bekleyen okurlarımdan çok özür dileyerek bölüme başlıyorummm
Medya küçük bir spoilerrrrr
Oy ve yorum atmayı unutmayın lütfennnnn
Sizleri seviyorum. Keyifli okumalar <3
**
Yüzüme vuran beyaz ışıkla gözlerimi hafifçe araladım. Hala Güneyin yatağındaydım. Aklıma dün gece yaşanan yüzleşme gelince gözlerimi sıkıca geri kapadım. Neler yaşanmıştı öyle? Geçmişimizle yüzleşmiştik, birbirimizle yüzleşmiştik. En önemlisi Güneyin göğsündeki tarih dövmesi, benim doğum günü tarihimdi...
Dün gece buna vaktim olmamıştı fakat şimdi delicesine utanıyordum. Yıllarca göğsünde beni taşımıştı ve bunu bile isteye yapmıştı. Beni unutmamıştı. Anılarımızı, bizi unutmamıştı. Bende onu hiçbir zaman unutmamıştım. Hep gelmesini beklemiştim. Beni o yıkık evin altından çıkarmasını beklemiştim ama olmamıştı. Küçüklükten beri rüyalarıma giren o adam dün gece yanımdaydı. Beraber uyumuştuk. Uyumadan önce beni öpüp "Bu arada pişman değilim dövme için. Yine olsa yine yaptırırım. Dediğimde ciddiydim. Küçük Ahu her zaman kalbimde ve olmaya da devam edecek." sözleri ise aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Aklıma takılan bir soru daha. Peki büyük Ahu, o da kalbinde mi?
Tabii ki bunu ona sormaya cesaretim yoktu. Aslına bakarsanız kendime de sormaya cesaretim yoktu. Güney benim kalbimde miydi? Küçük Güney evet. Büyük Güney...
Buna verebilecek bir cevabım yoktu. Dün gece yaşananlardan sonra aklım karmakarışıktı. Ne yapmam, nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum.
Ensemde hissettiğim nefesle sıkıca kapattığım gözlerimi korkuyla geri açtım. O şu an arkamda mıydı? Aptal Ahu tabii ki de arkandaydı. Dün gece beraber uyumuştunuz. İki yıllık sevgilisiyle bile uyumayan Ahu Yıldız, Güney Demirle tüm gece beraber uyumuştu. Büyük konuşmak konusunda üstüme yoktu gerçekten.
Yavaşça kafamı arkaya doğru çevirdiğimde gördüğüm görüntüyle gözlerim yuvalarından çıkacak kadar büyüdü. Güney elini kafasının altına yaslamış, üstü çıplak bir şekilde beni izliyor. Bir dakika bu çocuk niye çıplaktı? Ayrıca neden baklavaları bu kadar fazlaydı?
Gerçekten bunu düşünmenin sırası mı Ahu? Bu çocuk seni ne zamandır böyle izliyor sen onu düşün önce.
Sırıtarak bana bakan Güneye kaşlarımı çatıp tüm vücudumla beraber ona döndüm. "Sen beni ne zamandır bu şekilde izliyorsun?" diyen sesim olduğundan daha kısık çıkmıştı. Sabah sabah bu kadar yakışıklı olmak zorunda mıydı? Tüm dikkatimi dağıtıyordu. "Baklavalar da iyiymiş ha." diyen ise iç sesimden başkası değildi. İçimdeki kıskanç dürtüyle daha çok kaşlarımı çattım. Evet hepsi benim iç ses. Sakın göz koyma valla saçını başını yolarım diyen ise bendim. Güney için iç sesimle bile kavga ediyordum ya ben gerçekten iflah olmazdım.
"Yatakta kıpırdanıp durduğundan beri." diyen sesi benimkinden oldukça güçlü ve erkeksi çıkmıştı. Yeşil gözleri her zaman olduğu gibi şimdi de koyulaşmıştı. Derinlerden gelen ses "Her zaman değil Ahu. Sadece seninleyken." dediğiyle beraber kızaran yüzümü engelleyememiştim. Belki de öyleydi. Neden öyleydi?
"Ben uyurken sürekli kıpırdarım. Çok düzgün uyuyamam." dediğimde gülen gözleri kısıldı. Yavaşça beni baştan aşağı süzüğünde bakışlarının durduğu yere baktım. Büyük bir HA SİKTİR arkadaşlar. Baktığı yer kalçalarımın üzeriydi. Dünden beri giydiğim beyaz tişörtü hala üzerimdeydi ve belime kadar yukarı çıkmıştı. Üzerimden attığım pikeyle her yerim ortadaydı. Özellikle siyah iç çamaşırım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KOMŞUM // TEXTİNG
ChickLit05*********: sabahtan beri size Bergen-Sen Affetsen dinleten şahıs kim acaba? (19:26) 05*********: tamamen merakımdan soruyorum. (19:26) Ahu: taylan ŞEREFSİZİ... (19:27) Ahu: gözümün önünde beni aldattı ya beni beni ahusunu hem de yeliz şıllığıyla (...