8.Bölüm

385 17 5
                                    

Evettt yeni bölüm geldiiiii . Güzel ve eğlence dolu bir bölüm olacak.

Bu arada Emir karakterini Karadeniz şivesiyle konuşturacaktım fakat çok beceremedim bu yüzden şivesiz konuşturmaya karar verdim.

Bir de kitap kapağını değiştirdim. Nasıl olmuşşşş?

Medyadaki fotoğraf bölümden ufak bir spoiiii

Hepinize keyifli okumalar. Bol bol oy ve yorum atmayı unutmayınnnn. <3

**


Bir Önceki Bölümden Kesit

"Emir dur emir. Suyum geldi." diye acıyla eşine seslendi Bahar abla. Ve galiba Yıldız ailesine bir bebek geliyordu.


GÜNÜMÜZ 

Bahar ablanın, abime seslenişiyle abim Güneyin üzerinden kalkıp eşine doğru hızla koştu. Şuan herkes buradaydı. Uraz abim, ben, Güney, Cansu, Kuzey hepimiz abim ve Bahar ablayı şok içinde izliyorduk. 

"Ba- Bahar na- nasıl yani? Bu- Bu kadar erken mi?" diye korkuyla Bahar ablanın karnını elledi Emir abim. 8 aylık olmuştu ve bir ay erken doğacaktı. Bahar ablanın yüzünden çok korktuğu belli oluyordu. Emir abim sanki o an nutku tutulmuş gibi hiçbir şey konuşamıyordu, sadece eşinin karnını tutmuştu. Olaya el atan Uraz abim olmuştu. 

"Tamam hadi ne bekliyoruz? Arabam aşağıda hastaneye yetiştirelim." deyip hızla evden çıktı. Anın şokunu atlatan ilk kişi Cansu olmuştu. Bahar ablanın bir kolundan Emir abim diğer kolundan Cansu tutarak merdivenlerden aşağı doğru indirdiler. Kuzey ise kapının önünde kalan bebek çantasını peşlerinden götürmüştü. Bahar ablanın acı çığlıklarını duydukça gözlerim dolmaya başladı. Hepsi benim yüzümdendi. Bebeğin erken doğması benim yüzümdendi. Ya Bahar ablaya veya bebeğe bir şey olsaydı. O zaman kendimi asla affetmezdim işte. Gözlerimden yaşların aktığını Güney yanıma gelip omuzumdan tutunca anladım. O zamana kadar hala şoktaydım.

"Ahu iyi misin? Neden ağlıyorsun?" deyip gözlerime bakmasıyla arkamı dönüp gözyaşlarımı sildim. Hiçbir erkonun önünde ağlamamalıydım. Ne olursa olsun. "Bir şey yok ağlamıyorum ben." deyip hızla masadaki çantamı alıp kapıya doğru ilerledim. "Belki de şuan oraya gitmemelisindir. Abin çok sinirliydi sana bir şey yap-" sözünü kesen keskin bakışlarım olmuştu. 

"Abim bana asla zarar vermez. Şuan yanında olmazsam başka ne zaman olacağım ki?" deyip tutamadığım gözyaşlarımı tekrardan akıttım. Bana yaklaşan Güney ise bir anda başımın arkasından tutup beni göğsüne çekti. Kokusu çok tanıdıktı. Sanki daha öncelerden bu kokuyla tanışmıştım fakat hatırlamıyordum. Koku hafızam çok iyiydi. O an bunu düşünmemem gerektiğini anlayıp kendimi o huzura doğru yavaş yavaş bıraktım ve bende kollarımı onun beline sararak ona sarıldım. Nedensiz bir şekilde bu bir kaç saniye bana çok iyi gelmişti.

"Ben onu demek istemedim yanlış anladın beni. Sadece çok sinirli ve senin kalbini kırmasını istemem. Ve sana ağlamak hiç yakışmıyor çirkinleşiyorsun. Bu yüzden ağlamayı kes." son cümleye kadar öküz değildi. İstemeye istemeye ondan geri çekilip "Öküzsün" deyip gözyaşlarımı sildim. Ondan da cevap gecikmedi "Öküzüm ama tatlı olanından." çapkın bir şekilde göz kırpıp kapının dışına doğru çıktı. "Hadi gel de onlara yetişelim. Günlük romantizm dozumuzu aldık bence ha?" söylediği şeyle tamamen aklımdan çıkan olayı hatırladım. Kapıyı hızla kapatıp koşarak merdivenleri indim. Arkamdan gelen Güneye ise cevap vermeyi ihmal etmedim. 

"Ne o yoksa rolüne mi çalışıyorsun ha?" deyip bu halimde bile gülümsedim. O ise cevap vermedi. Dışarı çıktığımızda kimsenin olmadığını gördüm. Hepsi gitmiş miydi? Güney "Kuzey gittikleri hastaneyi mesaj atmış. Hadi gel motorumla gideriz. " deyince kalakaldım. Ben motordan korkardım, binemezdim ki.

YAN KOMŞUM // TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin