BÖLÜM:2 SONSUZLUĞUN İÇİNDEKİ KARANLIK

999 559 262
                                    



Beni olmak istemediğim kişiye yaptıklarım değil, gördüklerim ve yaşadıklarım dönüştürmüştü.

 Artık bir katildim... 

Ve bir daha asla eskisi kadar masum bir kız çocuğu olamayacaktım...

Yaşamak, ölmek, öldürmek,hayatta kalmak... Hayatımın her anı böyle geçmişti. Bir dostumun olduğunu sanmıştım. Ama ona güvenerek hayatımın en büyük hatasını yaptığımı yeni anlıyordum. Artık her şey için çok geçti. Bunun intikamını elbet bir gün alacaktım. Ama bunun için yavaş yavaş kalbimdeki acıyı yok edecektim. Önce Sevgiden vazgeçecek sonra başka birine dönüşecektim. Kimse beni gerçekten tanıyamayacaktı. Sadece yansımamı göreceklerdi. Ama asla içimdeki gerçek beni göremeyeceklerdi. Ben artık yoktum, ben artık yalnızca bir aynadan ibarettim.Kim bana bakmaya çalışırsa kendini görecekti. En büyük korkusu onu yiyip bitirecek sonrada intihara sürükleyecekti. İşte tamda o anda, tüm bu acılarımı bedeli bir nebze bile olsa alınmış bir şekilde kendimi karanlıkta bulacaktım. Mutlu, huzurlu, dingin bir su gibi karanlıkta olacaktım...

KATİLİN GÜNCESİNDEN ALINTI:

Yine karanlık yine ben...

Her zaman ki gibi yalnız başıma sokaklardayım. Etrafta tek tük insanlar dolaşıyor. Arkama bakmadan, sessiz ve sakin bir şekilde yürüyorum. Saatler dakikaları kovalıyor hâlâ yürümeye devam ediyorum. Bir sokağı daha geçtikten sonra bir kadın bana çarpıyor. Kafamı sakince kadını görmek için çeviriyorum. Karanlıktan dolayı kadının yüzünü tam olarak göremiyorum. Tam da o anda kadının elindeki çantayı görüyorum. Kadın yanıma doğru birkaç adım atıyor. Ama ben hâlâ kitlenmiş bir şekilde çantaya bakmaya devam ediyorum. Kadın daha da yaklaşıyor , ben yine çantaya bakmaya devam ediyorum. Gözlerim birkaç dakika daha çantaya bakmaya devam ediyor. En sonunda yavaşça kadının yüzüne bakmaya çalışıyorum. Kadın daha da yaklaşıyor. Kalp atışlarım iyice hızlanmaya başlıyor. Tık... Tık... Tık...

Daha sonra kadın çantanın içinden bir bıçak çıkarıp bana doğru yürümeye devam ediyor. İyice yaklaşıyor. Aramızdaki mesafe kapanana kadar yürüyor. Tamda o sırada gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlıyor. Kendimi kapanmaması için zorluyorum. Ama gözlerim beni dinlemeyip kapanıyor. O sırada kadın elindeki bıçağı boynuma doğrultmuş bir şekilde tutuyor. Bilincim artık dayanamıyor ve KARANLIĞIN İÇİNDE HAPSOLUYORUM...

Kendimi yine o yerde buluyorum. Ellerim, kollarım, bacaklarım ve ağzım bağlı bir şekilde bir sandalyeye iki büklüm oturuyorum. Birkaç dakika sonra kapı birden açılıyor. Yine o adam yanıma doğru elindeki neşterlerle yaklaşıyor. Oturduğum sandalyenin hemen yanında küçük bir tabure var. Adam oraya oturuyor. Eline yine aynı eldivenleri geçiriyor. Elindeki neşterle kolumdaki bandajı sökmesiyle birlikte yerlere kanlar saçılıyor. Kolum acıyla yanmaya başlıyor. Adam bu seferde elindeki neşteri yaranın üstüne doğru sokuyor. Bir çığlık koparıyorum. Ama o ara vermeksizin neşteri kolumdaki yaraya defalarca sokup çıkarmaya devam ediyor. Sonrasında kolumla işi bitince sıra bacaklarıma geliyor. Neşteri ilk olarak sol bacağıma ardından sağ bacağıma batırıyor. Bunu yapmasıyla birlikte daha da çığlık atmaya başlıyorum. Gözümden bir damla yaş akıyor. Bir süre daha bacağıma neşteri batırmaya devam ediyor. Bacaklarımla işi bittikten sonra hemen taburenin altındaki silahı alıyor. Tamda daha yeni kanattığı yaraya doğru doğrultuyor. İşte o an her şeyin bittiğini sanıyorum. O an oracıkta öleceğimi düşünüyorum. Ama tanrı hâlâ beni korumaya devam ediyor. Silahın namlusunu sıkıyor ve birden her şey karanlığa bürünüyor. Başım dönmeye, Kalbim sanki yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlıyor. Daha sonra adam yavaşça ayağa kalkıp oturduğum yerin hemen arkasındaki masaya ilerliyor. Masanın üstündeki ilaçları zorla içirmeye çalışıyor. İlaçların etkisiyle gözlerim kapanıyor. Her şey bulanıklaşmaya başlıyor, tamamen karanlığın içine batıyorum...

BİR KATİLİN GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin