BÖLÜM:3 KARANLIĞIN CELLATI

781 525 138
                                    



Benim için dünyanın en uzun gecesi 21 Aralık değildi, beni terk ettiği o geceydi...

Hayatınızda illaki hepimizin sevdiği ve değer verdiği kişiler vardır. Onları kaybetmek çoğu zaman kalbimizde büyük bir boşluğun oluşmasına yol açar. Ya da aynı şekilde birine değer veririz. Ama o kişi asla bizi anlamaz. Asla değer verdiğimizi fark etmez. Onun için her şeyi yaparız. Sırf sevilmek için kendimizi öldürür ve karanlığın içine hapsoluruz. Ne kadar çabalasak da o kişi bizi asla görmez. İşte bu yüzden sevgi zayıflıktır. Birine hayatımız pahasına bile olsa körü körüne bağlanmamalıyız.

Bu yaşıma kadar hep bana değer verilmesini ve beni sevmelerini istedim. Dostlar edindiğimi sandım. Fakat yine arkamdan bıçaklandım., terk edildim, yalnız bırakıldım... Bunca şeye rağmen pes etmedim, çabaladım. Lakin şuan buradayım ve yalnızım. Her şeye rağmen ayakta durmaya ve yaşamaya devam ediyorum. Bu yaşadıklarımın acısını almadan da asla ölmeyeceğim. İnsanların içindeki sevgi kırıntılarını tek tek kendi ellerimle yok edeceğim ve KARANLIĞIN CELLATINA dönüşeceğim. Artık canı yanan taraf ben değil onlar olacak. Artık karanlığın içinde kaybolmayacağım, KARANLIK BEN OLACAĞIM...


GÜNÜMÜZ:

Yine derin düşüncelere dalmıştım. Kırık dökük sandalyeye oturmuş sadece düşünüyordum. Günlerdir ne bir şey yemiş nede uyumuştum. Uykusuzluktan gözaltlarım şişmiş, yüzümün rengi solmuştu. Yine sıradaki intikam peşindeydim. Sakinleşmek için masanın üstünde duran bir bardak suyu kafama diktim. O anda gözüm masanın bir ucunda durmuş günlüğe kaydı. Günlüğü almak için eğildim. Derin bir nefes alıp günlüğün kapağını narince açtım ve okumaya başladım...


KATİLİN GÜNCESİNDEN ALINTI:

Bir yatakta ellerim, kollarım ve ayaklarım zincirlenmiş bir haldeyim. Yerlerde ve duvarlarda bir sürü kan lekeleri var. Yattığım yerin hemen yanında küçük bir masa; üstünde bıçaklar, silahlar, neşterler ve daha bir çok adını bile bilmediğim kesici aletler var. Etrafı incelemeye belli bir süre daha devam ettikten sonra adım sesleri duymaya başlıyorum. Adım sesleri gittikçe yaklaşmaya başlıyor ve bir anda kapı gürültülü bir şekilde gıcırdayarak açılıyor. Karşımda kaslı ve iri bir adam duruyor. Sanki onu daha önce görmüşüm gibi bir his kaplıyor içimi. Adam tam karşımda duracak şekilde yattığım yere doğru yaklaşıyor ve bana doğru beni öldürmek için can atıyormuşçasına bakıyor. Bana aynı bakışlar atarak yaklaşmaya devam ediyor. En sonunda iyice yaklaşınca suratıma bir yumruk geçiriveriyor. Aynı şekilde yüzüme defalarca yumruk geçirmeye devam ediyor. Derin bir nefes alıp konuşmaya çalışıyorum. Ama sesim yine beni yarı yolda bırakıyor. Bu sefer hareket etmeyi deniyorum. Hareket etmeyi denememle birlikte zincirler yüzünden canım yanıyor. Adam kaşlarını çatıp suratıma bir yumruk daha geçiriyor ve odadan çıkıp gidiyor.

Adam çıktıktan sonra tekrardan zincirleri çekiştiriyorum. Canım tekrardan yanıyor. Ama buna rağmen çekiştirmeye devam ediyorum. En sonunda güçsüz düşüp zincirleri çekiştirmeyi bırakıyorum. Böyle birkaç saat geçiyor. Bir adım sesi duyuyorum yine. Bu sefer adım seslerinden gelen kişinin az önceki adamın olmadığını anlıyorum. Kapı hızlıca tekmelenerek açılıyor. İçeriye benim yaşlarımda erkek bir çocuk giriyor. Bana acıyarak bir süre bakıyor. Yavaşça yattığım yatağa doğru yaklaşıyor ve

BİR KATİLİN GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin