Aşk Sahası

antrenman

Not: bölümde geçen yabancı şarkı medyada var, Fransızca bir şarkı içinde Mbappe, dembele, umtiti, Pogba gibi Fransız milli takım oyuncularının adı geçiyor.

Fransız milli takımından bizim de ağzımız yanmış olsa da inanılmaz kaliteli futbolcular ve oyunlarını çok seviyorum.

Videoda futbolculardan bir klip var izlemenizi tavsiye ederim, futbol sevenler için eğlenceli bir klip

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 💫

•••

Acaba Nasır el- Halifi olsaydım hayat nasıl olurdu?

Mutfak dolaplarına boyum yetmediği zamanlar dolar banknotları üzerine basarak dolaba ulaşsam, yastığım fazla yumuşak geldiği zamanlar içine birkaç banknot sıkıştırsam hiç de fena olmazdı öyle değil mi?

Hayalin bile fakir.

Yani öyle çok yükseklerde gözüm yoktu. Paris Saint - Germain benim olsun Mbappe ile karşılıklı bir tavla oynayalım, Donnarumma ile serçe parmağı kalınlığında sarmalar saralım Lucas Hernandez ile bir şey yapmama gerek yoktu o dümdüz dursa ben onu izlerdim. Ya da Achraf Hakimi ile ilahi dinlesem Asensio ile asansöre binsem Ousmane Dembele abime 'usmanım nereye gidersın' desem bana yeterdi.

Oturduğum sandalyenin ani bir darbeyle geriye doğru düşmesiyle düşük bütçeli(!) hayallerimden kurtuldum ve hayatın acı dolu gerçeklerine döndüm. Yine mi meteor?

Passement de jambe, crochet à gauche, à droite Kylian Mbappé
Accélération, virgule, petit-pont, frappe
Kylian Mbappé

Başımın çevresinde dönen Mbappe yüzleri eşliğinde arka planda Mbappe şarkısı çalıyordu. Yoksa o Leonardo mıydı? Ya da donatello?

Önüme bir el uzatıldığı sırada bileğinden başlayarak önüme uzanan kaslı kolu inceledim. Maşallah analar ne... Yüzüne geldiğimde kaşlarım çatıldı. Analar ne mallar doğuruyordu be! Pars'ın görmeyeli bana çarpma fantezisi mi oluşmuştu? Bu nedir arkadaş!

Eline agresif bir tavırla vurduktan sonra birkaç saçma çırpınışla ayağa kalktım. Kalçamda hissettiğim ince sızı yüzümü buruşturmama neden olmuştu, götüm mü kırılmıştı benim?

"Sen." Dedim öfkeli bir ses tonuyla. İşaret ve orta parmağımla Pars'ı işaret ettim. "Bunu bilerek mi yapıyorsun?"

Başını olumsuz anlamda salladı. "İlke valla bilerek olmadı, galiba sen çekiyorsun?"

"Neyi?" Diye sordum ellerimi belimin iki yanına yerleştirdim.

Pars zaten dağınık olan saçlarını eliyle karıştırdığı sırada bakışlarım terden ıslanan saçlarının altında parlayan yüzüne kaydı. Tü tü maşallah benim gülüm tü tü maşallah!

"Topu."

Pars'ın yüzünü inceleyen bakışlarım öfkeyle dolarken kaşlarımı çatarak ona doğru kısa bir adım attım. Ne yapacaktım Allah aşkına? Kulağını mı çekecektim sanki?

"Bence sen çekiyorsun." Dedim yüzüne yaklaşarak tehdit edercesine bir sesle.

"Neyi?" Diye sordu benim taklit ederek elini belinin iki yanına yerleştirdi, gülüyordu. Aman ne komik!

"Emekliliği."

Pars'ın kademe kademe çatılan kaşlarını büyük bir keyifle izlerken gözlerim bu sefer de yanakları ve burnu üzerine özenle dizilmiş çillere takıldı. Seni çilli bom.