piknik

393 24 0
                                    

İyi okumalar kuşumlar,
Seviliyorsunuz❤️‍🔥

Ağaçların tepelerinde cıvıl cıvıl öten kuşlar, ılık ılık eserken insanın içini de ısıtmayı ihmal etmeyen yaz rüzgarı ve sonsuz bir mavi gibi uzanan gökyüzü altında dizlerime yatmış bir adam: Pars Demir.

Bir masalı andırıyordu şuan,
prens ve prensesin birbirinde huzuru bulduğu...

Öyle ki İstanbul'un dinmek bilmeyen uğultusu bile beni şuan rahatsız etmiyordu.

Bu hayat bana ne verir, karşıma ne çıkarırdı? Bilmiyordum ama benim daha fazla bir isteğim yoktu. Pars'ın varlığıyla tüm eksikler tamamlanmış, tüm keşkeler iyi ki olmuştu.

Pars'ın parmak uçlarını yanağımda hissettiğimde dizimde yatan adama baktım, yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle elini yüzüme uzatmış okşuyordu.

"Aşkım ben askerde çok önemli biriydim biliyor musun?" Dedi, başını hafifçe kaldırmış yüzüme bakıyordu.

"Pars sen bedelli yaptın askerliğini sevgilim, haberlere bile çıkmıştı."

Pars hatırlamış gibi kaşlarını çattı ve tekrar dizime yattı. "Her şeyi haber yapıyorlar zaten onu yapmasalar şaşırırdım."

"İlk tanıştığımız gün de yapmışlardı." Dedim, o haber aklıma düştüğünde elimi Pars'ın saçlarının arasına daldırarak saç tutamlarıyla oynamaya başladım.

"Aşk kazası... Böyle demişlerdi bize, keşke her kaza sen kadar güzel olsa be İlke'm."

Kendimi tutamayarak güldüğümde Pars da gülmüştü.

"O haber iyi ki yapıldı, yoksa sana gelecek bahanem olmazdı."

"Ve getirdiğin güllerin reçelini yiyecek." Dedim gülerek, Pars da sesli bir kahkaha atmıştı.

"Tatlı şeyleri sevmem ama Alp'in verdiği bir çay kaşığı hali bile hayatımda yediğim en iyi reçeldi, gülleri güzel seçtiysem demek."

Pars ağzına bir erik attığında elini yanağımdan çekti.

"Annem o günden sonra röportaja kuru fasulye pilav göndermeyi bile teklif etti, sizi sevmişti." Dedim, önüme uzatılan erikten küçük bir ısırık aldım.

"Sen ne dedin?"

"Sonunuzun Batuhan Karadeniz'e benzemesini istemediğimi."

Pars başını hafifçe kaldırarak güldüğünde bakışlarım gülüşüne takıldı, öyle içten gülüyordu ki onu görünce yüzümde davetsiz bir gülüş beliriyordu.

"İlke, iyi ki peşinden koşmuşum."

"İyi ki." Dedim bende, Pars'ın karnında duran elini elimin içine aldım.

Pars gözlerini yumduğunda hafifçe eğildim ve saçlarını öptüm.

"Yanıma uzansana." Diye fısıldadı Pars, gözleri kapalıydı.

"Olmaz ki sevgilim, başının altına koyacak bir şey getirmedim rahat edemezsin."

Pars dizlerimin üzerinden kalktı ve bana biraz yer açtıktan sonra yanına gelmem için yanını pat patladı.

"Kısa bir süre tamam mı?"

"Kısa bir süre." Dedi o da, başını gelişigüzel sallayışı hiç inandırıcı değildi ama yine de yanına uzandım.
Pars anında parmaklarıyla elimi sarmış ve üzerine uzun bir öpücük bırakmış fakat dudaklarını elimin üzerinden çekmemişti.

"İlke ben bezi 4 yaşında bıraktım biliyor musun?" Dedi Pars, aramızdaki sessizliği bozmuştu.

En romantik anlarda ilginç konular açan bir sevgiliye sahipseniz hayat bazen çok garip olabiliyordu.

Aşk Sahası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin