röportaj

1.2K 43 9
                                    

Önemli not:

Röportaj ve cevapların gerçekle alakası yoktur,tamamen salladım her şeyi ki zaten çok spesifik bir şey de koymadım.

(Yani anlayacağınız kaynak: götüm.)

İyi okumalar🔅

"Canısı, canısı

Ömrümün yarısı

Ben senden ayrılmam

Alnımın yazısı..."

Tüm kulis oturmuş Pars'ın konserini dinliyorduk.

Bu kulaklar Bülent Ersoy'un ezan okuyuşunu bile dinlemişti ama bunu dinleyemezdi.

Elime pamuk alıp kulaklarımdan beynime kadar giden yolu tıkamamak için kendimi zor tutuyordum.

"Ne zaman susacak sizce?" Dedi Barış, makyaj masasında oturmuş saçını yaptırıyordu.

"Giyinene kadar susmaz." Dedi Alp Ertuğ da, alışkın gibiydi.

"Git giydir şunu oğlum." Dedi Hakan Abi de, o da kulaklık takmasına rağmen bu işkenceden kurtulamayan sayılı şanslılardandı.

"Oldu Abi, kalçasına şaplak da atayım mı?" Diyerek hınzır bir gülüş sundu Hakan Abi'ye, Merih'e attığı şaplağı ima ediyordu. Acaba o ana yapılan editlerden haberi var mıydı?

"Elimde duran fotoğrafın

Baktım, inan tanıyamadım

Bu şarkımı ben sana yazdım

Sense hâlâ anlayamadın."

Pars bu sefer sesini garip tonlara sokarak başka bir şarkıya geçtiğinde gözlerimi devirdim.

"Benim görev tanımımda bu işkenceye katlanmak yok, ben gidiyorum." Dedim, çaktırmadan ayağa kalktım.

"Yok öyle, sen bugün Pars'ın asistanısın." Dedi Alp Ertuğ, elini omzuma atıp koltuğa oturmamı sağladı.

"Allah aşkına biri şunu sustursun... İlke, seni dinler bu bizi dinlemez bir baksan mı?" Diye konuştu Cenk Abi, yüzünde masum bir bakış vardı.

Cenk Abiyi duymamış gibi yaparak telefonum açtım ve kurcalamaya başladım.

"Bak abi hiç duyuyor mu?" Dedi Barış isyan edercesine. 

Ne tesadüftür ki(!) Pars'ın özel isteği üzerine asistanı olmuştum. Hayatta hep böyle tatlı (!) tesadüfler olurdu öyle değil mi?

Türk dizisi mi çekiyorduk burada arkadaş!

Üstelik Pars beni buraya getirtmesine rağmen sabahtan beridir benden kaçıyordu.

Başına geleceklerden kaçıyor denilebilir miydi?

Gayet de denilirdi.

Derginin Billboardlara asılacak posterinde yüzüne Baruthane pilavcısı bıyığı çizmezsem bana da İlke demesinlerdi!

"Sen kendi kendine mi gülüyorsun?" Diyen Altay'ın sesiyle yana döndüm. Acaba ne kadarına şahit olmuştu?

"Ne? Ben mi?" Dedim yalancı bir hayretle.

"Evet gülüyordun."

Gülmeyeyim mi ben?

Mutsuz mu olayım?

"Bir video geldi aklıma."

Altay bana doğru eğilerek başını telefona doğru uzattı. "Göstersene."

Aşk Sahası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin