Episode 11 - Şüpheler

313 89 15
                                    

siz ficimi okumaya devam ettikçe bir gaza geliyorum anlatamam

🎃

Yurda vardığımda hâlâ Ryujin ile olan telefon görüşmem devam ediyordu. Kapatmak istemişti ama ben izin vermemiştim. Çünkü gök gürültüsü beni korkutuyordu, onun sesini duymak korkularımı yok ediyor gibiydi. Kimseye görünmemeye çalışarak odama çıktım. Herkesin nerelerdeydin sorularını yanıtlamak için çok yorgundum. Gerçekten uğraşacak halde değildim.

Ben odaya giderken telefondan, Ryujin yemek hazırladığı için tabak sesleri geliyordu. Onun elinin lezzeti gerçekten mükemmeldi. Yemek yapmaya yatkınlığı beni kıskandırıyordu. Çünkü cidden düzgünce hazır paket rameni bile pişiremiyordum. Zaten çoğu zaman yemeğimi dışarıdan söylerdim evdeyken.

Üzerimdeki yağmurda ıslandığımdan koyu renge dönmüş ceketimi çıkarıp askıya astım. Ayakkabılarımın içi bile yağmurla dolmuştu. Ayakkabıyı çıkarıp kenara koydum. Üzerimde ne varsa makineye atsam iyi olacaktı çünkü tenime kadar yağmur kokusu sinmiş ve ıslanmıştım.

Telefonu hoparlöre alarak masanın üzerine koydum ardından pantolonumun kemerini çözmeye çalıştım. Fakat fazla sıktırıp taktığım için sıkışmıştı.
Oflayarak kemerle uğraşmaya devam ettim.

"Hey hey aile var burada soyunma." dedi Ryujin karşı taraftan bağırarak. Ardından kaşığı tencereye vurma sesleri geldi. Eminim kaşları şu an çatıktı ve dudakları tiksinir gibi hâl almıştı.

"Nereden anladın soyunduğumu?" dedim telefona yaklaşarak. Ryujin ağzından 'cık' sesi çıkardı. Ondan gelecek olan bombayı bekmeleye başladım fakat o sırada pantolonumu kemerimle birlikte çıkarmıştım. Yağmurdan ıslandığım için bacaklarım üşüyordu.

"Ah daha önce sana soyunurken çok ses çıkardığını hiç söylemedim mi? Özellikle ben uyumaya çalışırken resmen odada deprem etkisi yaratarak soyunuyorsun veya giyiniyorsun." dedi, sesindeki o ciddiyetlik kaşlarımı çatmama oldu.

Cidden bunların hepsini aklında nasıl tutuyordu hem soyunurken beni mi dinliyordu? Ah utanç verici! Ona itiraz edebilirdim ama haklılık payının olduğunu biliyordum bu yüzden sessiz kaldım. Bazen dar patolonları çıkarırken tek ayağım havada olduğu için düşüyordum, tişört veya sweat giyerken nefesiz kalıp odada koşturuyordum. Bunlardan bahsediyor olmalıydı.

"Kulaklıkla uyusana sende." dedim sinirle. Haklı olabilirdi ama onu asla haklı çıkaramazdım. Bu bizim kuralımızda yoktu.

"Hanımefendi zaten kulaklıkla uyuyorum ama zamanlayıcı ayarladığım için kapandığında senin gürültülerini duyabiliyorum. Hem sen neden geç giyiniyorsun?" dedi tartışmaya hazır sesiyle. Karşı taraftan birkaç cam sesi geldi. Sesiyle birlikte elide sinirlenmişti sanırım.

"Erkenden odaya girip ışıkları kapatan sensin. Hazırlanma izin germiyorsun ki!" diye bağırdım hiddetle, üzerimdeki bluzu çıkarırken darlandığım için geriye doğru gittim. Çocukluğumdan beri şu kıyafetlerden neler çektiğimi bir bilseniz bana çok gülersiniz.

"Bence bunu odamızda yüz yüze konuşalım." dedi alaycı şekilde. Yine ne konuda benimle alay ediyordu anlamıyordum ama hıhım diyerek onu onayladım. Üzerimde iç çamaşırlarımla kaldığımda dolabıma yöneldim. Yağmurda çok fazla ıslanmıştım bu yüzden hasta olmamak için kalın giyinsem iyi olacaktı.

"Hey orada mısın?" diye seslendi telefondan. Başımı evet anlamında salladım.  Birkaç saniye sonra onun görmediğini fark ederek evet diye seslendim. Cidden hep bu hatayı yapıyorum, belli ki onun odadaki varlığına çok alışmışım.

"Duşa gireceğim hadi kapat." dedim kucağımdaki kıyafetleri tutarak masadaki telefonu elime aldım.
Yaklaşık bir buçuk saattir konuşuyorduk.

Debut ٭ RyejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin