IX - Yüzleşme

62 17 115
                                    

Bulutlu bir hava, ılık ve hissiz bir ev ve boş bir zihin. Zeynep Asena'yı alıp haftalardır beklediği kitap fuarına götürmüştü. Ali zaten her zamanki gibi işyerinde oradan oraya koşturuyor, müdürleriyle papaz oluyordu. Emre, Emre ise yatıyor. Gözleri yarı kapalı, yapacak hiçbir şey yok. Vücudunun güçten düştüğünü hissediyordu. O akşamdan sonra Ali ceza olarak onun spor salonuna girmesini sağlayan kartına el koymuştu. Normalde Emre buna itiraz ederdi ama bir ihtimal spora gitmeyip tembellik yapmanın zihnine daha iyi geleceğini düşündü. " Şuanki aklım olsa çuval çuval taş taşımayı yeğlerdim" diye içinden geçirdi...

Bugün kartının alınmasının 4. Günüydü. Zeynep babasının kartı ona 1 hafta sonra vereceğini söylemişti ama Emre bu günlerini böyle geçirmeye daha fazla dayanamadı. Kendini bir hışımla yataktan atıp ayağa kalktı ve kollarını kafasının arkasına alarak esnetti. Telefonunu çıkartıp Mecnun'u rehberinde bulup aradı. Caner zaten şehir dışına ziyarete gittiği için onunla takılamazdı. Birkaç çalıştan sonra Mecnun telefonu açtı.

Mecnun: " Alo buyur kanka?"

Emre: " Naber, napiyosun?"

Mecnun: " Ailecek pikniğe gidiyoruz kanka, onun için sepeti falan hazırlıyoruz. Sen ne yapıyosun?"

Emre hayal kırıklığıyla tavana baktı ve bıkkınlıkla bir of çekti. Telefonu tekrar kulağına götürüp cevap verdi.

Emre: " Hiç, evde oturuyorum. Dışarıda takılalım mı diye soracaktım ama işin varmış boşver."

Mecnun: " Ah maalesef kanka ya. Yarın takılırız yapacak bir şey yok."

Emre: " Yok yok önemli değil, hadi görüşürüz."

Mecnun: " Görüşürüz kanka.."

Emre telefonu kapatıp yatağının üstüne attı ve odanın içinde volta atmaya başladı. İçinden hiç ders çalışmak istemiyordu ve sınavlar da bitmişti zaten. Kendi kendine konuşmaya başladı.

" Acaba spor salonuna kartsız gitsem girebilir miyim? Sonuçta oradaki abi beni tanır. Gerçi geçen tanıdık olsa bile kartsız geçişe izin verdiği için salon sahibinden azar yediğini söylemişti. Geçirdiği elemanın çoktan üyeliği bitmiş.. sistemden görebilirler herhalde ama ona sadece salon sahibinin izni var. Ne zaman salonda olacağı da belli değil. Babam kartı cüzdanına mı almıştır? Yok hayır cüzdanının ekstra kalın olmasını istemez. Yatak odasında bir yere koymuştur. Evde kimse yokken bir baksam mı acaba.. bulursam spora gider, babam gelmeden yerine geri koyarım.. ama hayır annemle babamın özel alanı.. ne yapsam.."

Emre 15 dakika boyunca zihninin içinde kıvrandıktan sonra spor isteğine yenik düştü ve yatak odasına doğru yöneldi. Zeynep ve Ali'nin farklı giysi dolapları vardı. O yüzden Emre sadece babasının dolabına bakacak, kartı bulamazsa şansına küsecekti. Usulca yatak odasına girdi ve babasının dolabına yöneldi. Ahşap dolap kapısını açtığında yarısı dağınık kıyafetler ve hafif bir ter kokusuyla karşılaştı. Fazla aldırış etmeden acele ile giysilerin altlarını ve ceplerini kontrol etmeye başladı.

10 dakikanın ardından eline hiçbir şey geçmemişti. Giysileri son bir kez topluca kaldırıp sirkeledi. Tam pes edip yerine bırakıyorken dolabın tabanının küçük bir tokmağı olduğunu gördü. Tokmağı tutup çektiğinde dolabın tabanı açıldı. Kapağın ardında kağıtlarla dolu bir plastik kap duruyordu. Emre burada durmayı düşündü ama merak içini kemirmeye başladı. Neden böyle gizli bir bölme vardı ve hiçbir şekilde haberi yoktu? Kabı alıp yere oturdu ve içindekilere tek tek bakmaya başladı.

Evin tapusu, evdeki buzdolabının faturası, fırının ve kombinin garanti belgesi, bir tomar elektrik faturası, çeşitli hastane raporları ve Asena'nın doğum belgesi... Emre garip veya gizli saklı bir şey bulamadığı için hem içi rahatladı hem de merakının boşuna olduğunu gördüğü için hayal kırıklığına uğradı. Plastik kabın alt kısmında spor kartının kırmızı kenarını gördüğü anda hemen almak için atıldı. Elde ettiği zafer onu mutlu etmişti. Ta ki en alttaki kağıt parçasını görene kadar..

Acıdan Doğan GüçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin