2. Bölüm: Seni Düşünmek
"Geceleri uyuyamamaya başladım, sebepsiz. Belki de gözüme girmeyen uykumun bir nedeni vardı ama gözümün önündekini göremiyorumdur."Ankastrenin sarı ışığı onun kahve gözlerine çarparken, gölgesi bir süzgeç gibi bedenimi yakalamıştı. Sık sık aldığım nefesler olsa bile sanki nefes alamıyormuşum gibi hissediyordum. Parfüm kokusunun kalıcılığı onun bedenine sinmesi yetmemiş bir de bana sinmek ister gibi burnuma doluşmuştu. Gözlerinin rengi siyaha yakın kahveydi. Kısa sakalları vardı, belirgin çenesi sayesinde ona yakışmıştı. Hafif alnına dökülen saçları, masadaki gibi düzgün değildi.
"Beyim?" dedim titrek sesimle. Sesimi duyar duymaz gözlerinin odağı bir şahin gibi dudaklarımı buldu. Bu ânın gerçekliğine inanamıyordum. Karşımdaki bu adamın şuanda bana bu kadar yakın olması bu ânın gerçekliğini sürekli sorgulamama neden oluyordu.
"Korkma hatun." Dediğinde sert sesi pek de yardımcı olmuyordu. Yanaklarım kasılmaya başlarken kırmızılığın yayılmaya başladığını anlayabiliyordum. Göğsüm ona yapışmış gibiydi. Titreyen ellerim öylece iki yanımda durmaya devam ederken onun kalın elleri ise kollarımdaydı. Derin bir nefes alarak dudaklarımı araladım. "Ben gideyim." Diyerek kollarından sıyrılıp geçip gitmek isterken daha da kollarına çekildim. Saten geceliğim ince olduğu için sırtımın soğuk bir yere yaslandığını fark edebildim. Tezgâhâ yasladığı sırtımla üzerime abandığında havasızlıktan öleceğim sandım. Oysa içeride nefes alabileceğim alan gayet genişti.
Kaşları çatıktı. "Soruma bir cevap alamadım."
Ellerimi göğsüne koyarak itmek istedim ama çıplak karnına değen parmaklarım bir alev misali parmaklarımı yaktı. Onu itmem cüssesi yüzünden bir işe yaramamıştı. Bakışları önce göğsündeki ellerime sonra gözlerime kaydı. Daha fazla bu etkiye dayanamayacağımı anladığımda "Mehru." Diye mırıldandım.
Yutkunarak aklına kazımak ister gibi adımı tekar etti. Kısık sesi huylanmama neden olurken belimdeki elleri sıklaştı. İnlememek için zor durdum. "Çekilir misiniz? Odama gitmek istiyorum."
Dudaklarının arasından olumsuz bir şeyler mırıldandı. "Birazdan." Dediğinde kaşlarım iyice çatılmıştı. Sinirim bedenimde volkan misali yükselmeye başlamıştı. Karşımdakinin bu evin sahibi olduğunu umursamadan avucumu sertçe yanağına geçirdim. Başı yana yatmamıştı bile. Birkaç saniyenin ardından yaptığım hareketi iyice kafama dank ettiğinde gözlerim korkuyla büyüdü. Evin beyine tokat atmıştım. Zihnimde onlarca olumsuz yaşanacaklar belirdiğinde korkum daha da artmaya başlamıştı.
Bana kızıp beni kovduğunu söyleyeceğini düşünürken, başını boynuma gömmesiyle şaşırmıştım. Tokadım onu akıllandırmışa benzemiyordu. Sıcak nefesi gerdanımda kaybolurken, sesini duydum. "Bunu başka birisi yapsaydı ne olurdu biliyorsun değil mi?" Diye sorduğunda nefesimin içime kaçıp beni boğacağını sandım. Bedenim kasılmaktan ağrımaya başlamıştı. Sustum, konuşamadım. Fakat sorusunun cevabını o tokadı vurduktan sonra zaten kendime vermiştim. Peki, neden bana sinirlenmemişti? Neden benden uzaklaşmak yerine daha da yakınlaşıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ DUDAKLI
ChickLit"Kirazın mevsimi değil ama tatmam lazım." diyerek dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Sıklaşan nefeslerim onun sakin nefeslerine karışırken, belime sıkıca sarılan parmaklarla tedirginliğim gittikçe artmaya başladı. Birisinin görecek olması korkuma...