Mesajına sadece "💗" ifadesi bırakabilmiştim. Dakikalarca düşünüp ne yazacağıma karar veremeyince en doğrusunun bu olduğunu düşündüm.
Pazartesi günü geldiğinde onu sınıfta göreceğim için çok heyecanlıydım. Sınıfa girdiğim gibi gözlerim onu aradı ve onu görmek için hevesle etrafa bakıp duran gözlerim, onun bana adeta bir yıldız gibi parlayan gözleriyle buluştu.
Hafifçe gülümsedim ve sırama oturdum. İstiklal marşı sırası için aşağıya indik. En önde duruyordum her ne kadar sevmesem de. Uykudan gözlerimi açamıyorken bir yandan da müdürün konuşmasını dinlemeye çalışıyordum.
"Öncelikle hepinize iyi bir hafta diliyorum. Size bir yeni duyurum var. Çocuklar 3 gün sonra için bir gezi planladık. Gezi Antalya'da olacak. Hava normallere göre biraz daha sıcak biliyorsunuz ki. Antalya'da yeşillik, ormanın bol olduğu temiz havada güzel bir yer ayarladık. Katılmak isteyenler B bloktaki nöbetçi öğrenciye isimlerini yazdırabilirler."
Konuşmanın ardından Esila arkamdan omzumu dürttü.
"Melis gidelim mi ya, çok eğlenceli olmaz mı?"
Düşününce evet eğlenceli olurdu. Gidebilirim diye düşündüm.
"Gidelim bence de eğlenceli olur, hem kafamız dağılır biraz."
İstiklal Marşını okuduktan sonra sınıfa çıktık. Sırama yerleşip kitaplarımı çıkarırken yanıma Arden'in gelip oturduğunu farkettim.
"Günaydın."
Sesi çok uykulu geliyordu. Kahretsin bu çok çekiciydi.
"Günaydın. Nasılsın? Uykulu gibisin sanki biraz." dedim gülümseyerek.
"Evet ya uykum var baya. Geç uyudum gece ondandır. Neyse ben sana bir şey sormaya gelmiştim." dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan.
"Dinliyorum."
"Geziye gidecek misin?"
"Sanırım evet, Esila da gidelim deyince daha sıcak baktım. Sen gidiyor musun?"
"Gidiyormuşum."
Niye gidiyorum değil de gidiyormuşum demişti? O ne demekti ya.
"Gidiyormuşum derken?"
"Hiç, neyse gideyim ben iyi dersler sonra teneffüste konuşuruz." dedi ve hemen kalkıp gitti.
Bugün tek oturacaktım sanırım. Sıra arkadaşım gelmemişti. İlk ders fizikti. Hoca rastgele sorular sorup eksi artı koyuyordu. Psikopat kadın herkes çözdü mü diye de kontrol ediyordu. Fizikten nefret ediyordum. Bu zamana kadar hiç artı alamamıştım.
Yanıma yine birinin oturduğunu farkettiğimde yavaşça sağıma baktım. Arden yanıma oturmuş defterini açmıştı.
"Niye geldin?" dedim fısıldayarak.
"Gelmemeli miydim?"
"Yok hayır ondan değil merak ettim sadece."
"Fiziğinin kötü olduğunu biliyorum. Soruları beraber çözeriz diye geldim. Hem artı almış oluruz."
Düştüm. Gerçek anlamda eriyip bittiğimi hissettim. Arden'in fizik dersi çok iyiydi ve yanıma artı alayım diye bana yardım etmek için gelmişti. Ölürüm sana çocuk.
"Çok teşekkür ederim, hakkını nasıl öderim bilmiyorum."
"Rica ederim, hak falan ödemene gerek yok. Hoca soru yazdırıyor hadi yazalım hemen çözelim."
Hocayı duymuyordum bile. Arden'e öylesine odaklanmıştım ki etraftaki her şey yok gibiydi. Sanki koca sınıfta sadece ben ve o vardık. Hocaya dikkatimi verdiğimde soruyu yazdırdığını farkettim. Aceleyle yazmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç Sönmeyecek Yıldızım
Teen Fiction"Tüm yıldızlar bir gün sönüp gidiyor. Kuzey yıldızı hariç. O hep orada aralarında en parlak yıldız olarak dikkat çekiyor. Yolunu kaybetmiş insanlara yol gösteriyor." Boğazını temizleyip devam etti. "Sen de bana yol gösterdin. Kim olduğumu anlamamı s...