8. Bölüm : Lunapark

91 25 47
                                    

"Evet çocuklar, sonunda otelimize vardık. Telefonlarınıza hangi odada olduğunuzu otomatik mesajla gönderdik. Oluşturduğumuz gruptan gelen mesajları takip etmeyi unutmayın. Mesaj attığımda herkes dediğim saatte havuz başındaki masalarda oturmuş olsun lütfen."

Ömer hocanın dediklerini dinledikten sonra dördümüz de gelen mesaja baktık.

"Ben oda 125'teymişim." dedi Beril.

"Ben de 230" dedi Kaan.

"Ben oda 25'teyim." dedim ve bakışlarımı Arden'e çevirdim.

"26'dayım. Muhtemelen hemen yan odandayım güzelim."

Şaşkınlıktan gözlerimi daha önce hiç açmadığım kadar açmıştım. Bunu daha önce de söylemişti tamam ama en azından başkalarının yanında değildi.

Bana baktığını ve gülümsediğini biliyordum ama gözlerinin içine bakamıyordum.

Beril utandığımı anlamış olacak ki konuyu dağıttı.

"Neyse o zaman odalarımıza gidelim. Bir şey olursa haberleşiriz."

Beril ve Kaan odalarına giderken bizim Arden ile odalarımız aynı yönde olduğu için beraber gidiyorduk. En son odalarımıza girerken "bir şeye ihtiyacın olursa telefon edebilir ya da kapıyı tıklatabilirsin, görüşürüz." dedi Arden.

'Peki' anlamında başımı sallayıp gülümsedim.

Odama girdiğimde daha kimse gelmemişti. Oda iki kişilikti. Baştan aşağı beyaz mobilyalar vardı. Temiz gözüküyordu. Hoşuma gitmişti. Eşyalarımı bir süreliğine kenara koyup yatağa sırt üstü uzandım. Çok huzurlu hissediyordum.

Ta ki oda arkadaşım kapıyı araladığında yüzünü görene kadar.

Oda arkadaşımın Azra olduğunu gördüğümde başımdan aşağı kaynar suların döküldüğünü hissettim.

O da beni farkettiğinde yüzü düştü ve hiçbir mimik yapmadan eşyalarını yatağının üstüne koyup oturdu.

"Vay vay vay, kimle oda arkadaşı olmuşum ben böyle?"

Kafasını yana yatırıp yapmacık bir gülümseme yaptı. Hayatımda gördüğüm en çirkin gülümsemenin bu olduğuna kanaat getirmiştim o an.

"Ne yazık ki." dedim yapay olduğu belli bir üzüntü ifadesiyle.

"Neyse benim için eğlenceli olacak gibi." diyerek kahkaha patlattı. Tüm odada onun gülüşünün sesi yankılandı. Kulaklarım tırmalanmıştı.

"Kim için olacağı belli olmaz Azra."

"Göreceğiz. Bu arada Arden hangi odada? Sizi otobüste beraber otururken gördüm. Arden'i yanıma çağıracaktım ama arkadaşım yanımdan kalkmayınca oturamadık. Maalesef eziyet çekti yanında çocuk kaç saat."

"Hangi odada olduğu seni neden ilgilendiriyor ki? Ayrıca eziyet falan çekmedi. Gayet güzel bir yolculuk geçirdik. Eziyet çekse bile düşünmen gerekmiyor Arden'i. Kendi işine bak." dedim sinirli ama dışarıya sakin gözükerek.

"Beni ilgilendiriyor çünkü eski sevgilim ve tekrar beraber olacağız. Ona yakın davranıyorsun farkındayım ama o seninle ilgilenmiyor görüyorsun. Hâlâ bana bakıyor, unutamadı beni."

Haha, benimle ilgilenmiyormuş. Evet aynen ilgilenmiyor.

"Peki, kendini kandırmana engel olmayacağım Azra. İstediğin gibi düşünebilirsin. Sonuçta düşüncelerin hiçbir şeyi etkilemiyor."

Cevap vermedi ve eşyalarını yerleştirmeye başladı. Her yere olduğu gibi yayılmıştı. İki kişi kullanmamız gereken yerleri de gasp ediyordu. Ama gerçekten hiç uğraşacak gücüm yoktu. Kıyafetler bavulumda kalabilirdi. Tatilimi zehir edemezdim.

Hiç Sönmeyecek Yıldızım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin