Sabah kapı tıklatma sesiyle uyandım. Gözlerimi araladığımda yüzüme direkt olarak vuran güneş ışığı beni rahatsız etmişti.
"Melis orada mısın, uyandın mı?"
Sesin kime ait olduğunu anlamaya çalışıyordum. Uykuluyken tüm algılarım işlevini kaybediyordu.
"Melis uyan artık, kapı kilitli açamıyorum. İyi olduğundan endişeleniyorum. Sana kahvaltı getirdim."
Sesin Arden'e ait olduğunu anlayınca yataktan fırladım ve aynaya baktım. Berbat görünüyordum.
"Arden iyiyim şimdi uyandım sayende. Yüzüm çok kötü kapıyı açmam için biraz beklesen."
"Melis saçmalama ne olacak? Aç işte zaten geç kaldık."
Kapıyı açtım ve Arden'i sırt çantası ve neredeyse spor sayılacak kıyafetlerle gördüm.
"Çok şükür açtın. Ayrıca yüzün kötü falan değil. Her zaman olduğun gibi çok güzelsin."
"Teşekkür ederim ama şu an öyle olmadığımı biliyorum. Neyse bunu tartışmayalım şimdi. Niye geç kaldık dedin ne oldu? Ayrıca neden sırt çantan var?"
"Saat sabah 11 çok geç uyandın. Azraya sordum uyuduğunu söyledi. Niye uyandırmadın dedim ama cevap vermedi. Telefonla aradım açmayınca da kahvaltı geçti. Sana ayırdım birkaç bir şey." dedi gülümseyerek.
"Teşekkür ederim." dedim tatlı bir gülümsemeyle.
"Bu arada kampa gidiyoruz bu yüzden sırt çantam var. Gittikleri yeri öğrendim. Öğretmene sonra geliriz biz dedim. Biraz zor ikna ettim ama hallettim. Hızlıca yemeğini yiyip hazırlan gidelim." dedi.
'Tamam' anlamında başımı salladım. Getirdiği kahvaltıyı hızlıca yiyip hazırlanmaya başladım.
"Şey Arden mümkünse iki dakika dışarı çıkabilir misin? Giyineceğim de."
"Tamam bekliyorum kapıda."
Hemen giyinip makyajımı yaptım.
Arden gibi ben de spor giyinmeyi tercih etmiştim. Yanıma bir sırt çantası alıp ihtiyacım olacak şeyleri aldıktan sonra odadan çıktım.
"Gidebiliriz."
Bana birkaç saniye öylece durup baktıktan sonra "hadi gidelim." dedi.
Hızlıca Arden'i takip etmeye başladım. Çok hızlıydı yetişemiyordum. Dışardan ne kadar komik gözüküyordum kim bilir.
Sonunda ormanlık bir alana yaklaşmıştık. Yemyeşil çok güzel bir yere benziyordu.
"Burası çok güzelmiş." dedim.
"Evet gerçekten öyle."
Biraz daha ilerledik ama hâlâ kimseyi görmemiştik. Orman tahmin ettiğimden daha genişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç Sönmeyecek Yıldızım
Teen Fiction"Tüm yıldızlar bir gün sönüp gidiyor. Kuzey yıldızı hariç. O hep orada aralarında en parlak yıldız olarak dikkat çekiyor. Yolunu kaybetmiş insanlara yol gösteriyor." Boğazını temizleyip devam etti. "Sen de bana yol gösterdin. Kim olduğumu anlamamı s...