Bir gece Dina'nın giyinip bir yere gitmeye hazırlandığını hatırlıyorum. Artık onun için endişelenmeye başlamıştım. Her gece nereye gidiyordu ki?
- Nereye gidiyorsun Dina?
- Biraz işim var Emma, geç kalacağım.
Gece gece yurttan nasıl çıktığını da anlayamıyordum.
- Bana kızma, sadece sormak istiyorum.
-Neyi canım?
- Her gece nereye gittiğini söyleyebilir misin?
Bir an durdu ve aynada kendine baktı. Bu bakış sanki ona hatırlamak istemediği bir şeyi hatırlatmıştım. Kendisinden nefret ediyor gibiydi. Bana baktı, birazda yaklaştı ve şöyle dedi:
- İnan bana Emma, bilmek istemezsin onu. Benim için endişelenme. Sen yat uyu.
Yaklaştı ve bana sarıldı.
- Bugün gitmesen mi? Birlikte daha eğlenceli şeyler yaparız. Ne dersin? Ne istersen.
Onunla arkadaşlık kurmayı başarmıştım. Ama ne yazık ki o benim sırrımı bilmediği gibi, ben de onun sırrını bilmiyordum. Ancak hiçbir ısrarım Dina'yı durduramadı. Dina vedalaşıp kapıyı kapattı ve gitti. Ben yatağa uzanıp kitap okuyordum. O kadar yorgundum ki Tomu beklerken hemen uykuya kalmıştım. O gece Tom tekrar geldi, ama beni uyandırma zahmetine girmediği için gitmişti. Güneş doğuyordu sabahın şafağında. Hiç sevemeyeceğim bir sabahtı. O gün büyük bir gürültüyle gözlerimi açtım. Dina'nın yatağı hiç bozulmamıştı. "Geç geleceğim" diyen kız , ama o gece hiç gelmemişti. Gerçekten endişelendim, hemen üstümü giyindim ve kargaşanın sebebini öğrenmek için dışarı çıktım. Herkes elindeki telefonda baktıkları haberi karşısında donup kalmıştılar. Önce başımı birinin telefonuna yaklaştırıp hemen geri çekildim. Haber başlığı şöyleydi:
"Uyuşturucu ve fuhuş bir genç kızın daha hayatına son verdi"
Bu zavallı kız oda arkadaşım Dina'ydı. Aman tanrım bu nasıl ola biliki? Onun ölümü tüm haberlerde yer almıştı. Ben dayanamadım ayağım büküldü ve hızla bir yere yaslanmam gerekti. Dizlerimi yere koyup herkesin arasında hıçkırarak ağlamaya başladım. Konuştukça o anı yeniden yaşıyor gibiydim. Kalbim neredeyse yerinden fırlayacaktı. Sevgili oda arkadaşımın esrarengiz ölümü herkesi üzmüştü. O gece sanki ben bu ölümü hiss etmiştim. Defalarca gitmemesini söylememe rağmen o yine gitmişti. İnsanlarla dolu koridorda oturmuş titriyordum ve Dina için ağlıyordum. Kimse beni sakinleştiremiyordu. O an Tom'u tekrar gördüm. Önümde çömelmiş, ayağa kalkmağım için yalvarıyordu. Ben bir arkadaşımı kaybederken, başka bir arkadaşım beni hayata döndürmeye çalışıyordu. Onunla birlikte odama geldiğimde Dina'nın eşyalarını yeniden görünce kahroldum. O gün hiçbir derse girmedim. Odamda uzanmış, gözlerimin önünde yaşanan bu talihsiz olayı canlandırıyordum. Tom birkaç saattir ki yoktu. Bu dar oda beni daha da rahatsız ediyordu. Montumu giyip dışarı çıktım. O kadar düşünceliydim ki üniversitemizin yurdundan çok uzaklaştım. Burada artık kar yağıyordu. Çok soğuktu. Ve ben bu soğuğu severdim. Zaten yaşadığım her kış bana Tom'u hatırlatacaktı. Ben aç dolaşırken hava kararmaya başlamıştı. New York sokaklarının ne kadar tehlikeli olduğunu daha önce görmüştüm ve geri dönmek için şimdiden çabalıyordum. Tom yanımda olmadığında o kadar gergin ve heyecanlı oluyordum ki, onu her saniye yanımda görmeye alışmıştım. Galiba ben Tom'suz bir korkaktım. Geri döndüğümde yurdun bahçesinde polis arabalarının ışıkları yanıp sönüyordu. Akşam saatlerinde bu rengarenk ışıklar insanları çok korkutmuştu. Ben kalabalığı izlerken polis yanıma yaklaştı.
-Emma Garcia sizi hemen polis karakoluna götürmemiz gerekiyor!
Gözlerim kocaman olmuş, dört gözle herkesin içinde Tom'u arıyordum. Sanki dilim tutulmuştu. Tek kelime edemedim, sağa sola bakarken, koluma girip beni polis arabasına bindirdiler. Sanki suç işleyen birini yakalamışlar gibiydi. Dina'nın ölümünü henüz hazmedememiştim, şimdi de sebepsiz yakalanmanın şokunu yaşıyordum. Uzun bir yol gittikten sonra, beni karakolun boş odasına götürdüler. Odada benden başka kimse yoktu. Oturduğum koltukta etrafıma bakıyordum. O anda Tom tekrar gözüme çarptı. Ağzımı açtım ve bir şey söylemek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Harfli Arkadaşım
Science FictionGençler bir araya toplanıp okullarının eski öğrencisinin hayaletini eve davet ederler. Fakat işler karışır. Üç harfli, içlerinden bir kıza musallat olur. Zaman geçtikçe kızla hayaletin tatlı bir arkaşlığı oluşmaya başlar. Peki bu arkadaşlık aşka dön...