13. Lanetliyim

42 6 14
                                    

Sabahın parlak ışıkları gözlerimi derin bir uykudan uyandırdı. Birazdan Lisa gelecekti. Ayağa kalktım ve mutfakta bazı malzemeleri gördüm. Çocukluğumuzda sevdiğimiz rengarenk kurabiyelerden de ona pişirdim. Sonunda kapı zili çalmıştı. O gelmişti. Uzun yıllardır görmediğim arkadaşım bugün beni ziyarete geldi. Karşılaşmamız o kadar gürültü yapmıştı ki, kenardan bizi  izleyen Tom şaşırdı. Bana yaklaştı ve yavaşça fısıldadı:

-Emma, ​​bu kadar yüksek bir sesin olduğunu bilmiyordum.

Sanki benimle eğleniyormuş gibi yüzümdeki her gülümsemeyle ne kadar mutlu olduğunu fark ettim. Lisa ve ben yerdeki minderlere oturduk ve çok konuştuk, dertleştik. Washington'a bir iş gezisi için gelmişti. Dört yaşındaki kızından bahsederken onun tüm mutluluğunun sadece kızı olduğunu anlamıştım. Bana sorduğu sorulara cevap vermek çok zordu. Her kes gibi oda benim yalnızlığımdan şikayetleniyordu. 

Güneşin parlak ışıkları oturduğumuz yere vuruyordu, sanki bugün güneşte başka güzeldi. 

-Emma, ​​evin ne kadar güzel. Bu kitaplar senin mi?

Kitaplardan birini alıp sayfaları karıştırmaya başladı. Ben mutfakta kahve hazırlarken ara sıra kendi kendine konuşuğunu duyuyor gibiydim. 

- "Bu kız hakikatanda çok yetenekli."

Dudaklarının altında bir şeyler mırıldanıyordu. Aniden bana yüksek sesle tekrar seslendi:

- Emma, ​​evin neden bu kadar soğuk? Tanrım, yazın hiç bu kadar üşümemiştim.

İşte yine o soru. Elimde kahve, şaşkınlıkla etrafıma baktım.

- Evet canım, son zamanlarda evimin neden serin olduğunu bilmiyorum.

- Serin mi?  Burası buz gibi soğuk.

Tom'un burada olduğunu biliyordum. Etrafıma baktım ve onu büyük lambanın yanında dururken gördüm. Ona bakmaya doyamıyordum. Hayali aşkı yaşarken, ona olan sonsuz bağlılığımı nasıl anlatabilirim? Bilmiyorum. Lisa okuldayken çok konuşur ve gülerdi. Şimdide öyleydi. Hiç susmuyordu. Akşamı gece kulübüne gitmemiz için o kadar ısrar etti ki. 

- Uzun zamandır çocuk eğlenmeme izin vermiyor. Hadi dansa gidelim, bir şeyler içelim. Naz yapma Emma. ​​İki gün buradayım. Biraz hayatın tadını çıkaralım. Kendimize iki günlük bir tatil ilan etmeye ne dersin? 

Aksi halde onu susturamayacaktım. Kendimi unuttuğum gibi, bir arkadaşımla nasıl eğleneceğimi de unutmuştum. Akşama doğru biz hazırlanırken, Tom evde değildi. Çünkü bir süre önce buz tutan evden eser yoktu. Dört hafta önce aldığım siyah kısa bir elbiseyi giyiyordum. Küçük çillerimi gizlemek için biraz da makyaj yapmıştım. Yeni boyadığım saçlarımı açtım ve omzuma yaydım. Aynanın karşısına geçtiğimde hala genç bir görünüme sahip olduğumu gördüm. Uzun süre yaşlanmaktan korkan ben, bu gece çok çekici görünüyordu. Her şey çok güzeldi. Ama bu kadar gürültü ve yanıp sönen ışıklar başımı ağrıtmıştı biraz.  Bu gece yalnızlıkla arkadaşlığıma ara verdiğim için, bir şey beni endişelendiriyordu. Beni rahatsız eden bir şey vardı. Sanki birşeyler eksikmiş gibiydi. Ter kokusunun yanı sıra, duman ve alkol kokusu etrafı sarmıştı. Bu insanların hiçbir sorunu, hiçbir korkusu yokmuş gibiydi. Yalnız orta yaşlı iki kadını gördüklerinde, bir anlığına şişkin vücutlarını sergileyen erkekler tarafından etrafımız sarıldı. Bu bana tuhaf ve oldukça itici geliyordu. Lisa bunların hiçbirini umursamıyordu. Kendi dünyasında içki içip, dans ediyordu. Zavallı ben, bu gece ona yetişmeye çalışıyordum. Sabırla içtiğim içki o gece beni sarhoş edecek kadar güçlü değildi. Ayıktım. Bu yüzden eğlencenin tadını Lisa gibi çıkaramıyordum. İçimde tuhaf bir hiss, beni nedense çok korkutuyordu. Yakışıklı bir çocuğun kollarında sarhoş bir kız taşıdığını görünce daha da korkmuştum. Lisa'yı defalarca uyarmama rağmen beni görmezden geliyordu. İçerisi o kadar karanlıktı ki, bir anlığına Lisa'yı kaybettim. Yanıp sönen ışıklar beni çok rahatsız ediyordu. Gözlerim süslü kızların arasında Lisa'yı arıyordu. Dumandan gözlerim şişmeye başladı. Belki yarım saat kadar kulübün içini aramaya devam ettim. Soruşturma yapan polisler gibi, her kese Lisayı soruyordum, ama kimse sesimi duymuyordu. Çantası buradaydı. Biraz daha bekledim, belki beni bulur diye. Ama giderek insanlar azaldıkça tedirginliğim arttı. Sabaha yakın dışarıda polislerle konuşuyordum. Eğer utanmasalardı bana gülerlerdi. Çünkü Lisa'nın yaşını ve kayıp saatini sorduklarında bunun normal bir durum olduğunu defalarca vurguladılar. 

Üç Harfli ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin