Her saniye onu görmeyi çok istiyordum. Onunla içimden geldiği gibi konuşmak ve onun yakışıklı yüzünü görmek için sadece uyurken rüya görüyordum. Korkmadım. Hiç korkmadım. Calvin'in evinde olanlardan sonra, korkularımdan tamamen arınmıştım. Bu cümle beni o kadar heyecanlandırdı ki, o an hayata yeniden bağlandım. Sanki Tom beni kendine mıknatıs gibi çekiyordu. Yaklaşık yazdığı nota on dakika kadar bakmıştım. Kuruyup kalmıştım. Dudaklarım kendi kendine hareket ediyordu. Gülmek mi istiyordum ağlamak mı? Bilmiyordum.
- Evet, evet Tom, seni her şeyden çok görmek istiyorum.
Odanın her tarafına deliler gibi baktım. Gözlerim onu aramaya devam etti. Odam hâlâ soğuk ve sessizdi. On sekiz karelik odada hâlâ Tom'u göremiyordum. Kalbim hiç durmadan atıyordu. Ben bu birkaç saniyeye aşık olmuştum. Güneş pencereden odama parlıyordu. Sanki bu ışıklar odamın soğukluğuyla dans ediyordu. O anda dolabımın önünde bu uzun boylu, yakışıklı çocuğu gördüm. Tutkulu gözlerle bana bakıyordu. Ayaklarıma engel olamadım. Yavaş yavaş ona doğru ilerlediğimde karşımda duran Tom'un gülümseyen yüzünü görmemem mümkün değildi. Vücudumun tüm organlarının hareketini hissedebiliyordum. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki göğsüm durmadan inip kalkıyordu. Sabahın bu coşkun şafağı beni daha da güzelleştirdi. Zaten Tom'a bir dokunuş kadar yakındım. Elimi onun şeffaf bedenine dokunmak için kaldırdım, dokunduğum yerlerden küçük kıvılcımlar etrafa saçılmaya başladı. Bu o kadar muhteşemdi ki... Bu manzaraya hayranlık duymamak elde değildi. Çok etkilenmiştim bu ortama. Tom bugün beni dünyanın en şanslı kızı yapmıştı. Bu yaşına kadar ruhun varlığına inanmayan o kız, bugün bütün bu olumsuz düşüncelerden kurtulmuş ve diz dize oturup ruhla konuşuyordu. Evet ben de onun sesini duyabiliyordum. Bütün duyularım onun varoluşunu doğrulamıştı.
-Bana olan inancın ve hissettiğin sevgi, bugün beni görmeni ve duymanı sağladı. Sen başardın Emma! Çok cesaretlisin. Bugün sana hayran kaldım. Ama bir kez olsun gitmemi istemiyorsan, ne dersem onu yapmalısın! Kabul ediyor musun?
Tom'un sözleri ilk başta beni biraz korkutsa da onu kaybetmemek için ne gerekiyorsa yapmak istedim. Bu arkadaşlığa "elveda" diyememiştim. Kimsenin yaşayamayacağı gizemli bir dostluk kurmayı başarmıştım. Ben bundan vazgeçemezdim.
-Seni kaybetmemek için ne dersen onu yapacağım! Ama sen de beni yalnız bırakmayacağına söz ver. Söz ver Tom!
Bu cümlem gerçekten hoşuna gitti. Onun aniden gitmesinden korktumğum için alçak sesle konuşuyordum hep. Tom'un -durmadan yapmalısın! Demesi beni içmeden sarhoş etmişti. Onunla her şeyi konuşuyorduk. Okulumuzun en aptal çocuklarının sırlarını bile biliyordum. Bir tek onun ölümü hakkında konuşmamdan hoşlanmazdı. O anda sinirlenir ve yüzünü çevirirdi. Çok talihsiz bir olayla bu hayattan ayrılmak pek hoşuna gitmemiş gibi görünüyordu.
- O kadar çok planım vardı ki Emma. Yapmak istediğim hiçbir şeyi yapamadım. Bilimsel bir seviyeye ilerlemeliydim. Bunların hiçbirini yapamadım. Ama sen yapacaksın! Daha iyi olmaya devam edeceksin! Herkes senin ismini duyucak. Bunu başarmak zorundasın!
O kadar kararlı konuştu ki tereddüt etme şansım bile olmadı. Tom'un bana yapmalısın! Çalışmalısın! Söylediği her şey büyük bir mutlaktı. Bununla başa çıkabilecek miydim? Kendi kendime düşünmeye devam ediyordum. Her gün bana ödev veriyordu. Ve geldiğinde hepsini bitirmem ve Tom'u memnun edebilmem gerekiyordu. Durmadan kitap okudum ve çalıştım. Birkaç bilimsel kitabı bitireli iki hafta oldu. Okuduğum kitaplar ve araştırdığım makaleler tüm düşüncelerimi değiştirmişti. Sanki yıldızlar benden milyarlarca yıl uzakta değil de, elimi uzatsam bana ulaşacak kadar yakındı. Çevirdiğim her sayfada yeni bir şey öğreniyordum.
Bir sabah gözlerimi hasta bir şekilde açtım. Başımı yataktan kaldıracak gücüm yoktu. Ateşim o kadar yüksekti ki neredeyse ağzımdan ateş kusuyordum. Sesini duymak istediğim ilk kişi abimdi. Hatta dün gece onu rüyamda gördüm. O kadar özledim ki... Sesini duymak bile şifa olurdu bana. Telefonu açıp "Merhaba" dediğinde gözüm yaşardı. Tanrım, James'i ne kadar özlemiş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Harfli Arkadaşım
Fiksi IlmiahGençler bir araya toplanıp okullarının eski öğrencisinin hayaletini eve davet ederler. Fakat işler karışır. Üç harfli, içlerinden bir kıza musallat olur. Zaman geçtikçe kızla hayaletin tatlı bir arkaşlığı oluşmaya başlar. Peki bu arkadaşlık aşka dön...