8. Başarı

62 9 13
                                    

Zaman geçmişti.  Zaten Florida Enstitüsü'ne davet edilmiştim, orada öğrenci olmanın yanı sıra ileri düzey araştırmalar da yapmam gerekiyordu. Artık bu şehirden başka bir şehre taşınmıştım. Orada Dr. William ve ben her gün yıldızları keşfediyorduk. Tabii ki Tom bu işin ana karakteriydi bildiğiniz gibi. Nereye gidersem gideyim kısa sürede kendime saygı kazanmayı başarıyordum. Bu gece Dr. William'la gökyüzünü izliyorduk. O yaşlı ve gergindi. Ama beni çok seviyordu. Tom bana kenardan şöyle dedi: 

- Emma, ​​​​hemen teleskopun önüne otur.

Doktorun sözünü kesmek zorunda kalmıştım. Tom'un bana söylediği gibi kalktım ve teleskopun önüne oturdum. Ama parlak gökyüzünde yıldızlardan başka bir şey görmedim. 

- Teleskobu doğuya çevir.

Teleskobu doğuya çevirdim. Ama Tom'un ne demek istediğini hâlâ anlamadım. Dr. William masasında bir şeyler karalarken, ben de Tom'un söylediklerinin aynısını yapmaya çalışıyordum. Sonunda Tom duramadı. Yavaşça Teleskobu çevirdi ve bir an durdu.

-Emma, ​​dikkatli bak, ne görüyorsun?

Dikkatimi gökyüzüne çevirdiğimde gördüklerim karşısında dehşete düştüm. Uzakta kuyruklu bir yıldız hızla dünyaya yaklaşıyordu. Gördüğümden emin olmak için defalarca baktım. Tom'a yavaştan fısıldadım.

- Nasıl olmuş ki bunu kimse fark etmemiş?

- Çünkü güneş ışınları onu gizlemiştir.

Tom konuştukça koordinatlarını belirledim ve hızla not almaya başladım. Doktor William'ı yanıma çağırdım ve ona bu gizemli sahneyi gösterdim. O, gözlüklerini çıkardı, sildi ve tekrar gözüne taktı. Kağıtta biraz bir şeyler karalamaya başladı. Daha sonra telefonu açıp hemen birini aradı. Biraz konuşup, tartıştılar. Tartışmanın ardından o, tekrar teleskopun başına oturdu.

-Yirmi üç gün sonra dünyanın yakın mesafesinden geçecek. Bu gizemli sahnenin görüntülerini filme almamız lazım. Biliyorum, biliyorum bu korkunç bir olay değil. Ama bence milyonda bir görülen olayı tüm dünya görmeli. 

Bay William konuştuktan sonra bana baktı ve güldü.

- Bu güzelliği görmeden öleceğim diye çok korkuyordum Emma, ​​sen çok dikkatli ve yeteneklisin.

Benim "dehşet" dediğim olayı gökyüzünde izlemeye doyamıyordu. Aslında mütiş bir görüntü olacaktı. Yeni odama geldiğimde Tom'un aklına yeni bir fikir gelmişti.

- Canım, artık bilimsel dereceni daha da geliştirmelisin.

- Nasıl yani?

- Yirmi üç gün içinde bir kitap yazmamız lazım. Yayınlandıktan sonra herkes seni tanıyacak. Her şey çok güzel olacak Emma. Aç değilsin umarım.

Görünüşe göre yine ilginç fikirleri vardı Tom'un.

- Hayır, hayır, o kadar çok yedim ki neredeyse patlayacam.

O gülümsedi

-"O zaman bilgisayarın karşısında otur" dedi.

Korktuğum şey Tom'un kitabı birkaç saat içinde yazmasıydı. Bilgisayarın başına oturdum ve tüm özgür irademi yine ona bıraktım. Tom, yerden kolaylıkla gözlemlenebilen bir kuyruklu yıldızın muhteşem görüntüsünü yazmaya başladı. Sanki her şeyi önceden görmüş gibi, büyük bir buz parçasından oluşan bu yıldızın, dünyaya yaklaşırken, güneşin sıcak ışınlarıyla nasıl uyumlu su taneciklerine dönüştüğünü anlattı. Etrafa saçtığı küçük kristallerden bahsetti birazda. Büyülü evrenin gösterdiği sihirden birkaç sayfa anlattı. Daha sonra yeryüzünden izleyen insanların şaşkın bakışlarından. Eğer bu yıldız dünyaya çarpsaydı, felaketler karşısında ne kadar çaresiz kalmamızdan. Bu cümlelerde yaşamın başladığı dünyadan, insanın gelişimine kadar, uzaydaki değişimlerden, ayrıca gök cisimlerinin dünya üzerindeki iyi ve kötü etkilerinden de bahsetmişti.  Olan ve olacak her şeyi tek seferde 362 sayfalık bir kitapa sığdırmayı başarmıştı. Parmaklarım durmadan yazıyordu. Tüm vücudum istemsizce hareket ediyordu. Tom, normalde yazılması altı ay süren kitabı, sadece üç saatte bitirdi. Tekrar bedenimi serbest bıraktı ve geri çekildi.

Üç Harfli ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin