Aras, tam karşımda kafasını duvara yaslamış duvarın dibine çökmüş oturuyordu. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu, dokunsalar ağlayacak gibiydi.
Nedeni ne mi?
Arasın annesini hastaneye kaldırmışlardı. Kalp krizi geçirmiş, televizyonda haber kanalında gördüğü bir haberden dolayı...
Haber bir askerin şehit haberiymiş ve bir köy baskınında bir yüzbaşı şehit düşmüş, kimliği henüz belirlenememiş. İşkence sonucu canına kıymışlar askerimizin yüzü tanınmayacak hale gelinceye kadar dövmüşler ve sinir sistemini çökertecek bir zehir enjekte etmişler vücuduna ama söylenene göre boyu, kilosu ve üniformasından rütbesi belirlenmiş.
Ve bunların hepsi de Aras'la aynı özellikleri taşıyor. Aras'ın babası da askermiş ne yazık ki şehit düşmüş bir operasyonda ondandır ki Arasın annesi asker olmasını istememiş oğlunun ama Aras annesinin ona hakkını helal etmemesine rağmen evi terk etmiş ve asker olmuş.
Annesi Arası o günden sonra hiç konuşmamış oğluyla, Aras sadece ablası Gülşah ve kardeşi Tamer'le konuşuyormuş birde en küçük kardeşi Aylin ve yeğenleriyle. Göreve çıktıkları zaman ablasına haber veriyormuş, bu sefer ki görevinin köye baskın olacağını söylemiş ve ablası da annesine haber vermiş. Döndüğünü haber vermeye fırsat bulamadan kadıncağız haberi görünce kalbine inmiş, apar topar ambulansla hastaneye getirmişler şuan ameliyatta hepimiz ameliyathanenin kapısının önünde Sevgi Hanımı bekliyoruz.
Az önce Gülşah abladan öğrendiklerim beni çok üzmüştü.
Arasa da çok üzülüyordum çünkü aynı şeyleri bende yaşamış, ailemi kaybetmiştim.
Oturduğum yerden kalkıp, Arasın yanına gittim. Yanına çömeldim, kafamı ona doğru çevirdim.
-Biliyorum kendini suçluyorsun, senin yüzünden şuan orada olduğunu düşünüyorsun annenin. Belki de onun sözünü dinlemeliydim diyorsun, belki önleyebilirdim diyorsun ama elinden sadece düşünmek geldiği için kafayı yiyorsun biliyorum seni çok iyi anlıyorum.
Söylediklerimle beraber gözümden birkaç yaş aktı, aklıma o gün gelmişti annemi ve babamı kaybettiğim o lanet gün benim yüzümden şehit oldukları o gün.
O gün benim canlarımı, en kıymetlilerimi almıştı benden.
Kafamı yukarı kaldırdım, tavanı izlermiş gibi yapıp gözyaşlarımın dinmesini bekledim ardından tekrar Arasa döndüm; karşısındaki duvarı izliyordu.
-Aras bak çok kötü hissediyorsun biliyorum ama elimizden dua etmekten başka birşey gelmez, kendine gelmen lazım bak Aylin orada yeğenlerin orada ablan ve Tamerin hali belli onları senin toparlaman lazım.
- Benim kendimi toparlayacak halim yok ki, başkalarına yardım edeyim. Çok yorgun hissediyorum.
Dedikten sonra sustuk sadece hastane seslerini dinledik, sessizliği bozan Aras oldu.
-Her zaman bugünü düşünüyordum, anneme babamın bana emaneti olan anneme benim yüzümden başına birşey geleceğini biliyordum. Ailemi koruyamamaktan korktum hep ben ama bir ihtimal dedim belki birşey olmaz diye kaçtım.
Annem bana dedi asker olma bu aile, bu ev bir şehit haberini daha kaldıramaz dedi dedim anne ben "benim bu vatana, babama, devlete, her bir şehidimizin kanıyla sulanmış her toprağın bir zerresine, şahitlerimizin kanının rengini almış uğruna şiirler, marşlar yazılmış bayrağa borcum var." Annem bu sefer hiç mi vazgeçmeyeceksin diye sordu. Dedim ki "Çanakkale her ne zaman geçilirse ben bu kararımdan dönerim" o zaman beni unut dedi dedim anne yapma etme dinletemedim asker oldum. Annem beni sildi belki şuan onu dinleseydim yanımda olucaktı.
-Aras bunu sen bile isteye yapmadın böyle olduğunu düşünsen bile bilemezdin.
Sessiz kaldı birden ayağa kalktım.
-Aaaaa yeter bu kadar dağılmak senin kendini toparlaman lazım kalk hadi!
-Ayça sana yeterince yük oldum sende git artık.
-Saçmalama! Ben buradayım senin yanında kovsan da gitmem. Hadi şimdi kalk bahçede hava alalım ardından, kantinden birşeyler alıp seninkilere veririz.
Deyip elimi uzattım, elime baktı ve tuttu ardından ayağa kalkıp beni kendine çekti ve birden kollarını bedenime sardı.
...
Bu benim ilk hikaye dışı yazım, noktalama işaretleri ve yazım kurallarında hatta belki de yazım dilim kötü ama ben amatörüm. Asıl yazma amacım ders dışında başka alanlarda da ilgilenmek elimden geldiğince kendimi geliştirmek istiyorum her konuda. Yazmak da buna dahil...
Kitap ne kadar okunur, okunur mu bilmiyorum ama yazma amacımı belirttim bölüm sık atamıyorum sınav haftasından yeni çıktık ve benim yakın zaman da bir sınavım daha var ona çalışıyorum aynı zamanda elimden geldiğince bölüm atacağım.
Bundan sonra buraya içimi dökmeyi amaçlıyorum isteyen okumaz atlar size kalmış.
Bizim gerçekten bu vatana, şehitlerimize ,bayrağımıza ve daha nicesine borcumuz var. Peki ya biz gerçekten bu borcu ödemek için ne kadar çalışıyoruz?
Marşımız okunduğundan ne kadar saygılı davranıyoruz?
Ülkeden kaçma planları da değil de, ülkeyi kurtarma planı kaçımız yapıyoruz? Veya herşeyden önce biz bu borcumuzun farkında mıyız?
Aynaya bakıp bir kendimizi sorgulamamız gerekir.
Bir de unutmadan şehitlerimize 3 İhlas 1 Fatiha okuyalım, tabii isteyenler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayrağın Gölgesinde
ActionKıdemli Üstteğmen Ayça Binay Barlas Yüzbaşı Çınar Aras Burçak