Bayrağın Gölgesinde

11.Bölüm: Bayram Hazırlığı 2

 Şuan Alpay börek için yufka açıyordu, gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

-Demek ki neymiş büyük konuşmayacakmışsın.

- Ayça dua et hastasın, yoksa hayatta mutfağa adım atmazdım.

- Ama sen hiç...

  Sözüm yarıda kesilmişti çünkü kapı çalmıştı, kapıyı açtığımda karşımda Aras'ı görmeyi hiç beklemiyordum.

- Selam, yardım gerekiyormuş bende geleyim dedim, beni içeri almayacak mısın?

- Yardım?

 Ben afallaşmışken Alpay gelip:

- Vay kardeşim hoş gelmişsin, geçsene içeri.

 Ben ne olduğuna anlam veremezken en sonunda kendimi toparlayıp.

-Siz ne ara bu kadar samimi oldunuz ve ne yardımından bahsediyorsunuz?

-Biz daha önce bir operasyonda görev yapmıştık oradan tanışıyoruz, Aras hastaneye gelince anlam veremeyip senin neyin olduğunu bilmediğimden dolayı senin tanıtacağına bakmak istedim Aras ilk şaşırsa da bana ayak uydurdu. Ve mutfak için yardım istedim, o yüzden onu çağırdım.

- Nasıl ya siz baya bana karşı  birlik olmuşsunuz.

- Şimdi onu bırak da şu ne yaptıracaksan yaptır, Aras'a; ben çıktım?

- Nereye dur bir dakika bekle bari?

- Ben çıktım.

Deyip telefonunu ve arabasının anahtarını alıp çıktı.  Kapının arkasından bakakalmıştım, sonra birden Aras konuşmaya başlamasıyla kafamı ona doğru çevirdim.

- Şimdi ben ne yapıyorum?

Madem geriye Aras kalmıştı, yapacak bir şey yoktu işleri ona kitlerdim bende hem hevesli görünüyordu.

- Börek için yufka açacaksın.

Aras bunu beklemiyor olacak ki öylece yüzüme bakakaldı.

15 dakika sonra

Şok olmuş bir biçimde Aras'ı izliyordum. Oklavayı öyle ustalıkla kullanarak yufkayı muntazam bir şekilde açıyordu. Benden daha hamarat olduğu kesindi. 15 dakika içinde 5 yufka açmıştı.

- Evet son yufka bitti. Şimdi börek için bana tepsi verir misin?

- Orada fırının içinde.

Fırından tepsiyi aldı, buzdolabından yumurta, süt, beyaz peynir; çöreotu ve tereyağı çıkardı. İlk tepsiye yufkayı ardından arada peyniri ufaladı ve hazırladığı yumurtalı sosu böreğe sürdü diğer katları içinde aynı işlemi yaptı ve böreği bıçakla dilimleyip fırına sürdü.

- Şimdi sıra baklava da mı?

- Baklavayı sen kendin mi yapacaksın, şimdi hiç onunla uğraşma hazır alırız?

- Tamamdır o zaman sıra baklavada sen şerbeti hazırlasan iyi olur.

 Ben hala onu şoklar içerisinde izlerken, bana görev vermesiyle; şerbeti hazırladım. Aras baklava için yufka açıyordu. Bende daha önceden sardığım yaprak sarmaları dondurucudan çıkartıp tencereye ocağa koydum. Şimdi sıra limonata ve kurabiye hazırlamaktaydı.

 Belli bir süre ikimizin de  işi bitmişti.

- Ellerine sağlık, her şey için teşekkür ederim.

- Rica ederim.

-  Sen salona geç otur, bende bize hazırlıyayım.

- Ama sen hastasın, otur ben yaparım.

- O kadar değil, yaparım kendimi kötü hissetmiyorum.

- Tamam o zaman, sen bilirsin.

Mutfağa geçip kahveleri hazırladım ve tepsiye koyup salona geçtim. Aras'ta kahvesini aldıktan sonra ben de kahvemi aldım.

- Ben bizim timi evime kahvaltıya çağırmak istiyorum.

- Bu halinle zahmet etme. Eğ...

- Bana artık hasta muamelesi yapmayın, ben gayet iyiyim.

- Ben bizimkilere haber veririm.

- Ben artık kalkayım.

- Gitme

 Dememle Aras kafasını hızla bana çevirdi, ben ne diyordum Allah aşkına iyice saçmalamıştım şimdi bunu nasıl açıklıyacaktım.

- Yani şey

- Ney?

-  Saat geç oldu, hem yarın kahvaltıya geleceksin. Uğraşma diye hem Alpay da uzun süredir seni görmüyordur ondan dedim.

- İyi Alpay için kalayım, sonuçta uzun zamandır görmüyorum.

 Diyerek sırıttı Aras.

- Tamam o zaman yatağını hazırlıyayım.

 Diyerek içeriden nevresim takımı getirip yerini hazırladım.  Tam oturuyordum ki telefonum çaldı.

- Efendim Alpay?

- Sonra kalamıyor musun, iyi tamam be; kapat.

 Aras'a dönüp " Alpay bir arkadaşında kalacakmış bu gece, ona haber veriyor." dememle Aras birden güldü.

- Niye gülüyorsun be?

- Hiç, biz şimdi ne yapacağız?

- Film izleyelim.

- Olur izleyelim. Ne izleyeceğiz?

- Bilmem sen seç. Ben de mısır patlatayım.

Mutfağa gidip mısır patlatıp salona geri geldim. Aras'ta Buz Devri'ni açmıştı.

Oturup filmi izlemeye başladık.