Gelen telefonla arabalara doluşup, karargaha gelmiştik.
Herkes üniformasını giymek üzere soyunma odalarına gitmişti. Bende üstümü giymiş, belime kadar uzanan saçlarımı ensemden atkuyruğu yapıp aşağı doğru salık bırakmıştım böylelikle artık hazırdım.
Odadan çıkmamla karşımda Aras'ı görmüştüm, o da beni görmüş olacak ki yanıma doğru yürümeye başlamıştı. Bende ona doğru adım atarak, ortada buluştuk.
- İstersen Albay'dan izin alayım senin için, dinlen biraz daha.
- Sence siz operasyona giderken ben evde oturup ayağımı mı uzatacağım, duymamış olayım?
- Aslında biraz daha dinlenmeye ihtiyacın var.
- Aras biraz daha bu konuda ısrar edersen, bu sakin tavrımdan çıkacağım.
Demiştim hafif ses tonumu yükselterek, Aras cümlemi bitirdikten sonra beni daha sinir etmek için mi bilmem ama karşımda sırıtarak " Kızdırmayalım küçük civcivi " diyerek adeta benimle alay ediyordu.
Daha fazla dayanamadan ensene bir tane geçirmiştim, o anki sinirle biraz sert vurmuş olmalıyım ki ensesi kızarmıştı. Endişeyle " Aras iyi misin? Ben o anlık şeyle şey ettim. Özür dilerim, buz tutalım istersen?" dedim.
- Kızım elin ne ağırmış, kurşun yedim sandım, ama bence öpersen geçer.
Demesiyle benle alay ettiğini anlamamla bir tane daha geçirmiştim ensesine, biraz daha hızlı ve sert vurarak. Aynı yere sert ve hızlı şekilde vurmamla bu sefer gerçekten acımış olacak ki ensesini ovuşturdu. Ama iyi olmuştu ben onun için burada endişelenmişim, o benimle alay ediyor.
- Bir daha benimle alay edersen daha sertlerini ensende hissedersin.
- O zaman ben şimdiden alışayım, ama senin elin acımıyor mu?
Diyerek elimi tutup avuç içimi avucuna almıştı, yaptığıyla şok olmuş ve utanmıştım. Ama elimi geri çekmek istemiyordum. Aras ise avucumu hafif kızarmış görmesiyle kaşları çatılmıştı. Tam konuşacağı esnada bizimkiler gelmişti. Ben hala anın etkisinden çıkamamış, yanaklarımda bir sıcaklık hissetmiştim büyük ihtimalle kızarmıştım.
- Hani siz sevgili değildiniz, birbirinizde kalmalar, el ele tutuşmalar; birbirinize yemek yedirmeler falan siz bizi mi kandırıyorsunuz?
Diyen Alpay anın etkisinden zor bela kurtulup, elimi hızla geri çekmiştim. Alpay'ı daha çok şaşırmıştım ama ilk önce saçma sorusunu cevaplamalıydım.
- Alpay saçmalama istersen elime bir şey batmıştı bende çıkaramadım, Aras'tan yardım istedim. Asıl senin burada üniformayla ne işin var, sözde bana buraya neden geldiğini söyleyecektin hala söylemedin.
- Ben saçmalamıyorum, sorunun cevabını birazdan toplantı odasında alırsın. Biraz daha oyalanırsak albayın tepkisini tahmin edebiliyorsunuzdur.
Demesiyle hepimiz toplantı odasına girdik. Tekmil verdikten sonra albayın emriyle sandalyelere oturduk.
- Evet çocuklar, tatiliniz başlamadan bitmiş oldu ama önemli bir haberim var.
Demesiyle hepimiz meraklanmıştık. " TSK'nin uzun zamandır aradığı uyuşturucu kolonisinin sahibinin kimliğini tespit ettik. Adam 35 yaşında adı Kadri Çelik olamaz geçiyor ama aslen Türk değil, ismini sahte kimliğinde kullanıyor. Ne kadar araştırsak da henüz gerçek adını veya asıl memleketinin İtalya olduğunu düşünsek de net bir şey bulamadık. Adamın kendisi sanki hiç var olmamış gibi bütün bilgileri sınırlı. Ailesinden bir tek kız kardeşi var Çiğdem Çelik, adlarına ait lüks bir otel var bu otelin aşağı katında bir kumarhane işletiyorlar resmen yasal gözüksede, illegal birçok şey var. Bahis oynamak, uyuşturucu satışı, kaçak mallar, kadın satışı daha birçok pislik var. Bu oteli gündüzleri Çiğdem Çelik yönetiyor asıl misafirler akşam geldiğinden Kadir de akşam geliyor otele."
Karşımdaki adamın resmine baktım, doğrusu söylemek gerekirse beklenilenin aksine tipi vardı. Kahve ve yeşil karışımı ela gözleri, açık kahveye kaçan saçları ve esmer teniyle iyi duruyordu. Yanındaki resimde kız kardeşi Çiğdem Çelik vardı. Güzel gözüküyordu: bakımlı platin saçları, beyaz teni ve kahve gözleriyle güzel bir kadındı. Ancak hiç abisine benzemiyordu.
- Kadir kız kardeşine çok düşkün, kadınlarla da öyle çok işi yok sadece takıldıkları oluyor. Bir yine paravan olarak kullandıkları bir şirketleri var, bir reklam şirketi. Şuan Kadir'in bir asistanı yok ve asistan aranıyor. Asistan olarak Ayça gidecek ona sahte bir özgeçmiş ve kimlik ayarladık.
Demesiyle daha dikkatli şekilde albayı dinlemeye devam ettim.
- Kadirin gözüne girmen, ona yakın olman ve en önemlisi sana güvenmesini sağlaman gerekiyor.
Demesiyle Aras'ın kaşları çatılmış, dişlerini sıkmaktan çene hatları fazlasıyla gerilmişti.
- Aras sen de Çiğdem'in yanında otelde resepsiyoner olarak işe gireceksin böylelikle giriş çıkış yapan kişilerin kimliğini tespit edeceksin, Çiğdem'in sana güvenmesini sağlayarak yükseleceksin yani kumarhane bölümünde çalışacaksın, Oğuz ise resepsiyoner olarak çalışacak yanında. Fakat o orada sabit olacak, Alpay ise şef olarak çalışacak ve yine zamanla yükselerek kumarhane bölümüne de yemekler yapacak böylelikle yiyeceklerde ve içeceklerdeki uyuşturucuyu tespit edeceğiz. Çakır ve Hafız Kadir'in korumaları olacak yalnız sizi aralarına kabul etmeleri diğerlerininkinden daha zor olacak. Ve son olarak Mehmet sen bu süreçte karargahta kalıp onları takip edecek, gelen bilgileri raporlayacak ve acil durumlarda uzaktan yönetim sende olacak. Sorusu olan?
- Albayım Alpay komutanım artık bizim timden mi?
-Evet Ayça, Timin komutanı Alpay yardımcısı da Aras.
Demesiyle başımı salladım. Demek Alpay'ın sürprizi buydu. Bu haber beni mutlu etmişti ama şuan buna sevinemiyordum. Çünkü Aras, Çiğdem'in yanında çalışacaktı: bu durum biraz moralimi bozmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayrağın Gölgesinde
Hành độngKıdemli Üstteğmen Ayça Binay Barlas Yüzbaşı Çınar Aras Burçak