başlayalım bakalım!
başlama tarihlerinizi buraya alayımm
keyifle okuyun!
"Çiçek!"
Sabahın bu saatinde kimdi bu? Tekrar tekrar vurulan kapı canıma tak ettirmişti. Bir hışımla yatağımdan kalkıp, kenarıya attığım hırkayı üzerime geçirdim.
Bir kaç adım atıp, kapıya ulaştıktan sonra yavaşça kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm kadınla yüzümü ekşitsemde bir faydası yoktu, çoktan beni bu kadın uyandırmıştı.
"Kasabaya gidiyoruz, Esma ablanın istemesi var alışveriş yapmamız gerek." Sevinçle kafamı sallamıştım, zaten benimde alınacak şeylerim vardı.
"Tamam ben hazırlanırım hemencecik." Dediğim şeye karşılık ağzından minik bir kıkırtı çıkmıştı. Neye güldüğüne anlam veremezken, saf saf bakındım yüzüne.
"Kızım sen saf mısın? Gidiyoruz dedim sende geleceksin demedim." Söylediği sözler her ne kadar sinirlerimi bozsada susmaktan başka bir çarem olmadığını bildiğim için konuşmadım, usulca kafamı salladım.
"Biz geç geliriz, evi temizle, yemekleri hazır et." Bir şey söylememe fırsat vermeden döndü arkasını gitti. Öylece bakakalmıştım ama boş baktığımı fark ettiğim anda kapımı kapatıp, geri yatağıma doğru adımladım.
Kendimi yatağıma bırakıp, ellerimi göğsünde birleştirdim. Az önce ki olanlar ağrıma gitsede pek umursamadım çünkü ilk defa yaşamıyordum bunu.
Hatice, babamın eşiydi. Yani benimde cici annem. Tabii hiçbir zaman anne olarak görmemiştim o ayrı bir konuydu. Masallarda ki kadar kötü bir cici anne olmasada yinede yapıyordu bir şeyler. Belkide benim gözüme perde indiğinde görmüyordum, beni nasıl aşağıladığını.
Ben daha 5 aylıkken annem vefat etmiş. Neden öldüğünü hiçbir zaman söylememişlerdi zaten. Bazen merakıma yenik düşüp babama sorsamda bağırır çağırır yinede cevap vermezdi bana. Bende çok irdelemiyordum eskisi kadar, ince bir hastalığa kapıldı diyip kendimi avutuyordum.
Annemin vefatından sonra hemen evlenmiş Hatice ile babam. Ben kendimi bildim bileli hep Hatice vardı evde. Hiçbir zaman anne dedirtmemişti kendine zaten bende demezdim ama olsun. Benim dışımda evde üç çocuk daha var. En büyüğümüz Hasan abi, Hatice ablanın ilk eşinden olan oğluydu. Ben büyürken evde olsada genç kızlığımda eve pek sık gelmemeye başlamıştı.
Esmada eski eşinden olan kızıydı, Hasan'ın küçük kardeşiydi ve bu yaz düğünü vardı. Leyla ise babamdan olan kızlarıydı. Yani onlarla çok sıkıntı yaşamazdım ama yinede aramızda çekişmeler olurdu. Fazlasıyla annelerine güveniyorlardı ama babamdan da çekiniyorlardı. Babam ne kadar kaba saba bir insan olsada bana karşı daha bir korumacı tavrı vardı.
Geçen sene liseyi bitirmiştim. Her ne kadar üniversiteye gitmek için dirensemde göndermemişlerdi. Bende çabamın hiçbir anlamı olmadığını anladıktan sonra kendimi geri çekmiştim.
Eğer bir gün o fırsat önüme gelirse okuyup, bu köyden gitmekti tek hedefim.
Köy çok kalabalık değildi. Herkes birbirini tanır, kadınlar kadınların arkalarından kuyularını kazarlardı. Genç kızlar ve erkeklerin dedikoduları yüzünden kaç eve ateş düşmüştü. O yüzden hep evde dururdum, bağ bahçe işi olmadıkça evden çıkmazdım. Üzerime atılacak bir iftira bile nelere mal olacak biliyordum çünkü.
Hatice ablanın kızları benim aksine nerede erkek orada bitiyorlardı. Zaten Esma ablanın dedikosu çıktığı için evlendirmeye karar vermişlerdi. Erkeklerin bacak aralarına bağlıyorlardı bizim namusumuzu ve bu benim hiç hoşuma gitmiyordu.