Bölüm 17
Yarın bir an önce olmuş ve biz ablamla öğlen sepete bir elmalı turta ve böğürtlen şurubu ile yola çıkmıştık. Pelerin giydiğimize bir nevi pişman olmaya sıcak hava sayesinde başlasam da sıcak hava yerini soğuk rüzgârlara ve bulutlu havaya bıraktığında pelerine şükretmiştim.
"Hava umarım daha fazla bozmaz." Diye mırıldanıp pelerininin içine gömülmüştü ablam.
"Umarım." diye fısıldamış ve yola hızlı adımlar ile devam etmeye başlamıştık.
Karşımıza bir göl ve onun çevresinde birkaç köşelerde karnını doyulan karacanın izleme zevkine tutulmuş onu çizen yazarı görmüştüm.
Dalgalı saçlı düzgün kesilmiş sakallı otuzlu yaşlarında bir takım vardı üstünde. Oldukça da yaşını almış olmasına rağmen yakışıklılığından ödün vermemiş bir ifadesi ve ona yakışan bir gülümsemesi vardı. Dizlerinin üstüne dayadığı defterine bakarak çizmeye çalıştığı karacayı izlemeye koyulmuştu.
Sessiz adımlar eşliğinde yanına gittiğimizde bakışları karacadan bana ve sonra da ablama gelmişti.
"Ben Catherine size mektup yazan kişi." bacağına koyduğu defterini ve kalemini yere zarif bir yavaşlıkla koymuş önümde referans yapmıştı.
"Ben Luke Bayan Catherine. Tanıştığımıza memnun oldum." Uzattığı elini sıkarak başımı onaylayarak salladım.
Elini sonra ablama uzattığında ablam gülümseyerek elini sıkmıştı.
"Ben Amber Catherine'n ablasıyım."
"Tanıştığıma memnun oldum Bayan Amber. Ben Luke."
"Benimle konuşmak istediğiniz konuyu büyük bir ilgiyle merak ediyorum." Bay Luke büyük ağacın gölgesinde kalan üstü açık kamelyaya yönlendirmişti.
"Açıkçası bundan benim de haberim yoktu." Ablam benimle birlikte Bay Luke'n karşısına yanıma oturduğunda her şeyi açıkça söylemenin üzerine derin kendimi sakinleştirmek adına bir iç çektim.
Ben şimdi nasıl cümle kuracağım?
Gelecek olan keskin acıya dayanamayacağımı hissediyordum.
"Burada bahsedeceğim şeyler abla lütfen iyice dinle ve sonunda sakince düşünmeni istiyorum. Bay Luke lütfen söyleyeceğim şeylerin aramızda kalacağı üzerine görünmez tanrılar üzerine yemin eder misiniz?" Nefes alışverişlerim hızlanmış bir öğürme hissi ve ağzıma yavaştan dolmaya başlayan metalik tat kendini hızla belli etmeye başlamıştı. Acı aniden geldiğinde dişlerimi sıktım.
Bay Luke bendeki değişikliği anlamış olduğunu fark etmiş kusmadan önce konuşmaya devam etmek için tırnaklarımı avuçlarımı geçirdim.
"Yemin ederim Bayan Catherine. Ama kusurum üzerine affedin ama iyi misiniz? Yüzünüz beyazladı." Bay Luke söylemesiyle Ablamın dikkati üzerime geçmiş ve hızlıca elini yüzüme gezdirmişti.
"D- Doğum günümde bir şey oldu v- ve ben yalan söyledim. Büyük bir yalan!" Sesim sonlara doğru titremeye ve acı dayanılmaz olmaya başladığında kusmama saniyeler kalmıştı. "O zamandan beri doğru ve düzgün konuşamıyorum! Konuşunca bu ol-" Ve bugün tüm yediklerimi yere kusmuş ve kustuğum kan yerde bir göl olmuştu. Acı dilimden bedenime delicesine hücum ettiğimde acı her zamankinden dana büyük olmasıyla bir çığlık dudaklarımdan firar etti.
"Bayan Catherine!"
"Kardeşim!"
Gözlerim kararmış merak ve endişe zihnime hücum etmiş. Artık birileri gerçeği neredeyse bildiğini bilmek. Ve bu bilenlerden biri ablam olduğunu bilmek içimi huzurla doldurmuştu. Kanımın kokusu burnuma geliyor ve kanın yanında kendi betimlemem ile büyü diye adlandırabileceğim mistik bir aroma kokusu burnuma ilişiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasaklanmış Masal Resitali | Forbidden Fairy Tale Recital |
Fantasy•Yalan sinsi bir günahtır.• [Girdi mi bir ağıza yalan dolandı mı bir kere bir dile bağlanır çözülmez hiç bir şekilde. Ne kalır peki o zaman o dilin sahibine ruhtan? O tanrıların yanında değil ama iblisede de sırtına dönmüş değil. Evel zaman içeri...