27|🍎|Öz

8 0 0
                                    

Bölüm 27

Bağırmak istiyordu Catherine. Yapma diye haykırmak ve o büyüyü yapmaması için yalvarmak istiyordu Sakuraya. Hayatında yeni bir risk olsun ama sesi olsun istiyordu. Hissediyordu da olacaktı ama sesi olmadan nasıl isteyecekti yardımı Catherine?

Gözlerinden yaşların aktığını hissedebiliyordu Catherine bu büyüsel bir uyku olduğuna da emindi. Gözlerinden adeta diliyle söylediği yalanların zehrini bu sefer ağlayarak çıkartıyor gibi hissediyordu. Gözlerinden söylemek için üstlendiği günahları ağlayarak kaderine ve tanrılara sırtını dönerek gerçekleştiriyordu.

İblise gitmiyor ama tanrıya sırtını dönüyor? Peki bu kul ne istiyordu?

Gözlerini hissedebildiğinde vücudundaki uyuşturucu hissin kaybolduğunu anlayıp usulca gözlerini açmış ve konuşmaya çalışmıştı. Ama tahmin ettiği o kötü senaryo gerçek olmuş konuşamamıştı.

Çığlık atmayı haykırmayı denemiş, boğazını yırtarcasına denemişti. Ama sesi çıkmamıştı sesini hissediyordu ama sanki konuşmayı unutmuş gibiydi.

İçinde bir öfke vardı ama mantıklı tarafı bile kincilik tutuyordu. Gerekirse konuşmaz tane tane konuşur konuşacaklarını dikkat ederdi ama onların ondan habersiz böyle bir şey yapmalarını kabul edilir gibi değildi. Yattığı yerden bir an önce kalkmış ve salona geçmişti. Sadece Adrian vardı ve oda Ayakta ona ağlamaktan kızarmış gözlere ona öfkeyle bakan Catherine görmesine şaşırmıştı.

Catherine sesi olmamasına rağmen. "Bunu bana nasıl yaptın?" diyerek dudaklarını oynatmıştı.

"Lütfen beni dinle." diyerek ayağa bir hızla kalkmış ve gerçekten endişeyle ona baktığını görmüştü Adrianda. Ama Catherine için sadece şu an konuşmak istiyordu. Sesi onun geçmişiydi. Ailesini şu an göremiyor hatta onların gerçekten kan bağı ile ailesi olup olmadığından bile şüphe ediyordu. Austen onu geçmişiydi ve artık onunla da görüşmüyordu. Ve bir tek değişmeyen sesi ve savunmaktan vazgeçmediği düşünceleri vardı. Fikirlerini sesi olmadan nasıl belirtecekti Catherine?

Catherine tekrar ağlayacağı hissederek arkasına bir hızla dönmüş yattığı odanın kapısını kilitleyip kapıya kendini dayayıp dizlerini kendine çekmiş ve sessiz hıçkırıklarını dökmüştü.

Aradan ne kadar zaman geçmişti hesaplayamamıştı Catherine bilmiyordu ama hava perdeyle örtülü pencereden gördüğü kadarıyla geceye yakın olmuştu. Kapının ardından Sakura'nın sesini duyduğunda gözyaşlarını silmişti Catherine.

"Catherine gerçekten çok özür dilerim. Ama sen her konuştuğunda kan kusmana dayanamadım. Ve sende gerçek anlamda dayanamayacaktın kan kusmak seni bitirecekti. Bu yüzden ben büyüyü bozana kadar konuşamayacaksın." Sakura'nın kapıya yaklaştığını duymuş hissetmişti.

"Her şey senin için tatlı baykuş gerekirse bile senle arkadaşlığı bitirir ama senin kan kusmana dayanamam. O güzel sesini duymaktan en çok ben zevk alırım ama canının yanmasını istemeden. Ve tüm dürüstlüğün ile konuşurken." diye mırıldandığında Catherine'n içindeki öfke usulca dinmeye başlamış Catherine gülümser gibi olmuştu. Affetmek istemiyordu sesine özlem duyuyordu en büyük korkusu sesini unutmaktır Yerden usulca kalkmış ve kapıyı açmış ve ona tebessüm eden Sakura'ya sıkıca sarılmıştı.

"Seni bu kısacık vakitte çok sevdiğimi söylemem lazım minik baykuş." diye mırıldandığını duymuştu Catherine. Sakura ona ablasını hatırlatıyordu.

Catherine sarılmayı bırakmış ve işaret diliyle kalem ve kâğıt istediğini göstermişti.

"Al bakalım." Adrian tam yanlarında belirdiğinde bir elinde onlarca kâğıt diğer elinde mürekkep ve kalem vardı.

Yasaklanmış Masal Resitali | Forbidden Fairy Tale Recital |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin