9|🍎|Arayış

11 2 0
                                    

Ağızımı bağlasam çok mu kötü gözükürüm? Düşüncesini bile aklımdan geçirecek kadar durum vahim gelmeye bağlamıştı bana. Anneme basitten önemliye kadar yalanlar sıralamış olabilirdim bu iki haftada. Ve bu tuhaf psikolojik mi? Yoksa başka türlü mü? Olduğunu bilmediğim yalanlar korkutucu şekilde söylendiği, ağızımdan çıktığı takdirde gerçek oluyordu.


Her zamanki gibi bugünde kendimi kütüphaneye atmış kayıt listesini tutmuş müşteriler ile ilgilenmiştim.


Bu iki hafta içinde yaşadıklarımı sıraladığım üzerine bir karar vermiş ve kütüphanede ki çoğul müşteri grubunun gittiğini fark ederek Lanetler üzerine yazılmış kitapları, psikolojik rahatsızlıklarını, ani yalan söyleme duyusu diye uydurma bir şey bulamayacağımdan yalan söyleme dürtüleri hakkında kitaplara baktım. Aradığım yanıtlar ile ilgili uzaktan yakından konular bulduğum gibi üst üste dağ misali dizmiş resepsiyonun arka odasında okumaya başlamıştım. Bir mum eriyip bitmesine yakınken bir diğerini yakıyordum. Ama sonuçlar pekte parlak değildi.


Yalan söyleme alışkanlığı.


Yalan neden söylenmemeli?


Aşk laneti ve onun küçük umutları


Son sihirli lanetli gül


Bay Klaus'tan lanetlerin tanımı.


"Galiba bulamadım." Galiba buldum!


Kitabı hızlıca açmış ve kırkıncı sayfasına kadar okuyabilmiş sonrasında artık dayanamayarak onu postacı çantama koyup kalan müşterilere bir kâğıda büyük şekilde yazarak kapanış saatini söylemiş onlara iyi akşamlar diyerek dükkânı kilitlemiş ve eve gitmiştim.


Eve gitmiş annemin yeni yaptığı yemeklerden uykulu biçimde birer tabak yiyerek anneme uykumun olduğunu belirtmiş tuhaf bakışlarına maruz kalarak odama çıkmış kendimi yatağa atmaktan alıkoyarak çantamı bir köşeye atarak çalışma masamın başına geçtim.


Yalan söylemeye alışık olmayan dile yalan cazip gelirse dil bir daha nasıl doğruya uzanır?


...


Kitabı resmen birkaç saate bitirmiş ve istediğim sonuçça uğraşamamıştım. Bana yakın olan hastalar vardı ama hepsi hatırlayamadığı travmalara sahip kimselerdi. Benim yalana karşı bir sempatim hiçbir an olmamıştı bu olaylar bunu açıklamıyordu. Benim yalan konuşmam isteğime bağlı değildi zorunluluktu. Tıpkı yazdığınız mektubu dağıtıcı almayıp kendi yazdığı başka bir mektubu yazdığınız kişiye göndermesi misal bir durumdu.


...


Kitabı bir köşeye fırlatmış ve tutamadığı gözyaşlarına akmalarına engel olamamıştı Catherine.


"N- Neden?" Sandalyeden kendini yere atmış annesi ve ablasının duymaması için sessizce hıçkırarak içimdeki çığlık atma arzusunu dengelemeye çalışmayı denemişti. Ama olamamıştı. Engel onu bulmuş ve Catherine o zıplamayı unutmuş gibi engele baka kalmıştı. Ne geriye gidebilir ne de ileri atılabilirdi.


Gözyaşlarını silmeye yeltenmeyip içindeki acıyı böyle dizginlendiğini düşünüyordu. Ama acı katlanıyor ve frensiz bir itileme yaşatıyordu. Adeta insanın öldüğünde son on saniyelerinde yaşanan iyi ve kötü mutlu, üzgün, hayal kırıklığı ve öfke yaşadığı o anıları aklında kendini izlemesi gibi yaşadıklarında saniye saniye kuş bakışı izliyor ve inandığı tanrılara dua ediyordu. Aslında bir zamanlar inandığı.


Tanrılara ona sırtını dönmüştü.





Yasaklanmış Masal Resitali | Forbidden Fairy Tale Recital |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin