demolition lovers

Siren

Jane: Sorma o zaman gelebilir miyim diye.

İçeriye girdi. Yatağıma oturdu.

Tom: Böyle olma.

Jane: Nasıl olmayayım?

Tom: Anla işte. Yalan söylediğim için özür dilerim.

Jane: Anna ile çıktığınızı benden saklama sebebin ne ki, sanki ben öğrenince her yeri yıkacağım.

Tom: Ama triplisin.

Jane: Yok sadece yalan söylemene sinirlendim, doğruyu söylesen ne olacaktı sanki.

Tom: İyi miyiz şimdi.

Jane: Bir şey olmadı zaten.

Tom: Ne bu tavırlar ya, neyse ben neden uğraşıyosam, umurumdada değil.

Jane: Umurunda olmasaydı izin vermememe rağmen gelmezdin.

Tom: Hayır sadece canım sıkıldı.

Jane: Uyuyacağım ben çıkar mısın.

Tom: Çıkarım.

Ayağa kalktı. Yorganı üzerime çektim ve sırtımı kapıya döndüm.

Jane: Çıkmadığını biliyorum.

Güldü ve gerçekten çıktı.

_______________________________________________________

Sabah olmuştu, uyandığımda Lia yanımda yatıyordu. İttirdim ve uyanmasını sağladım.

Lia: Noldu.

Jane: Neden burdasın?

Yorganı kafasına çekti, camımdan içeriye giren güneş ışığı yüzünü ekşitmesine sebep olmuştu.

Lia: Bill ve Georg yatağımda yatıyor.

Jane: Tamam.

Telefonumu aradım, şarjım bitmişti. Şarja taktım ve ayağa kalktım. Başım fazlasıyla dönüyordu, dün her zamankinden fazla bira içmiştim. Merdivenlerden inmeye başladım, son dört basamak kala kalçamın üzerine düştüm.

Jane: Of siktiğimin günü nasılda güzel başlıyor.

Gülmekten patlamak üzere olan bir ayının gülme öncesi inlemesini duyunca kafamı soluma çevirdim. Tom elinde su bardağıyla durmuş bana bakıyordu.

Jane: Ne gülüyorsun of.

Tom: HAHAHAHAHAHQHAHAHAHHA

Jane: Sanada günaydın.

Kalkmaya karşı direncimi kaybettiğim için yerde yatmaya başladım.

Tom: Kalk hasta olacaksın.

Bir kaç saniye sonra elimi uzattım, tuttu ve kalktım.

Jane: Başım dönüyor.

Tom: Otur su getireyim.

Merdivene oturdum ve su getirmesini bekledim. 
Bana suyu verdikten sonra bir üst basamağa oturdu
ve kendi suyunu yudumlamaya başladı.

Tom: Sakar.

Jane: Başım döndü napayım.

Tom: Lia uyandı mı?

Jane: Uyuyor hâlâ, saat kaç?

Tom: 15:30

Jane: Çüş.

Tom: Hepimiz sabahladık zaten.

Jane: Doğru.

Bir sessizlik oldu, üst kattan birisi bize baktı.