13-Menekşe

148 27 52
                                    

Sadece saatler kalmıştı... Belki de dakikalar... Yolların bitmesine... Mesafelerin sıfırlanmasına...

Erva ilk söylediğin de bunu hiç düşünmemiştim. Sanaldan tanıştığım insanlarla yüzyüze görüşmek...

Ervanin mesajına her ne kadar soğuk cevap versem de o an değişik hissetmiştim. Gerçi Filistin olaylarından sonra her şey değişik geliyordu.

Herşey acı veriyordu....

Yemek yemek, su içmek, hareket etmek, yürümek, nefes almak ve yaşamak...

Ne kadar nankörüz oysa...

İlkokulda öğretmenler hep aynı şeyi tekrarlardı "Ekmek nimettir çöpe atmayın"

Peki nimet ne? Nimet neydi? Sadece ekmek miydi? Ya da sadece yiyecek? Yalnızca bunlar mı?

Nimet herşeydir aslında. Varlığında önemini anlamadığın yokluğunda onsuz olamayacağını anladığın herşey.

Tıpkı ayağımız, elimiz, gözümüz, nefesimiz, sevgimiz...

Peki bunların öneminin farkında mıyız? Yalnızca bir günü ayaksız geçirdiğimizi hayal etsek?

Kendi yemeğini almaya gidememek, kendi ihtiyaçlarını giderememek, dolaşamamak, bir yatağa mahkum kalmak... İnsan bunları hayal bile etmek istemez iken bunları yaşayanlar?

Savaşta elini kaybeden çocuklar?

Gözüne mermi isabet eden bebekler?

Evladını kaybeden anneler?

Yuvasının dağıldığını gören babalar?

Bunca acı karşısında insanlığını kaybeden ümmet...

Ve en kötüsü elinden birşey gelmeyip çaresizce bekleyenler....

Düşüncelerimin arasından başımı cama yaslayıp derin bir nefes aldım.

O an geldi aklıma Şüheda...

Afiş asmak için dışarı çıktığım gün görmüştüm onu. Siyah tesettürü içinde nur saçan yüzüne hayran hayran baka kalmıştım öylece.

Afiş astığımı görünce gelip yardım etmek istemiş bana destek olmuştu.

Bana değil mazlum Filistin'e...

Başta kabul etmek istemesem de yardım etmişti. Öylece tanışmıştım onunla.

Her cümlesin de Allah'ı anması, konuşma tarzı, duruşu beni kendine hayran bırakmıştı.

Sanırım gelinimi buldum ;)

Arabanın durması ile ön koltukta duran anneme baktım.

-Geldik mi?

-Bize mi soruyorsun Rüveyda? Attığın konum burayı gösteriyor.

-Ben bir arayayım Erva'yı.

Çantamdan telefonumu çıkarıp ekranını açtığım da gördüğüm mesajlarla ağzım açık kaldı.

Akraba grubundan kızlarla olduğum gruptan ve şüheda'dan mesaj vardı ama mesajların toplam sayısı 450'den fazlaydı.

Aklıma Erva'yı aramam gerektiği gelince şifreyi girip ekranı açtım ama o an yabancı bir numaradan bir mesaj ve 7 cevapsız arama olduğunu fark ettim. Gelen mesaja tıkladığım da kafam soru işaretleri ile doluverdi.

05***: Neredesinnn????????

Ben: Kimsiniz? Tanıyamadım?

05***: Asıl siz kimsiniz? Durduk yere böyle bi mesaj?

Ben: Anlamadım? Durduk yere yazan sizsiniz?

05***: Ben mi yazdım durduk yere?

Ben: *Fotoğraf*

05***: Şimdi anladım. Ben değil kardeşim yazmış telefonu ona vereyim.

Gördüğüm mesajla ekrana anlamaz gözlerle bakakaldım. Bu da neydi şimdi? Sesli bir şekilde gülesim gelmesi doğal mı?

-Rüveyda aradın mı? Burası mıymış?

Annemin sesiyle Erva'yı aramam gerektiğini hatırladım. Sessizce "Hı" diye bir ses çıktı ağzımdan.

-Arıyorum anne

Derken yandan gelen ses ile göz devirdim.

-Telefonun zararları isimli listeye yeni madde "Telefon = Hafıza kaybı"

-Arya susar mısın?

Ailenin tek kızıydım. Bu yüzden annemi ikna etmek pek zor olmamıştı. Ama Arya için aynı şeyi söyleyemem. 3 abisi olan bir kızın şehir dışına çıkması bir o kadar zor oluyor 😂

İkna etmek için çok uğraştık en son annem araya girince mecbur kabul etmişlerdi.

Babam işini bırakamadığı için bizi en küçük ve bekar olan dayım getirmişti. Ve hanfendi benim sayemde gelmesini saymamakla kalmıyor bir de bana laf ediyordu.

Öldürücü bakışlarımı ona gönderdikten sonra Erva'nın ismini bulup tıkladım.

-Alo?

+Alo? Rüveyda?

-Hah erik ayy Erva derken ikimiz de gülmüştük.

-Attığın konuma geldikte doğru yerde miyiz bilmiyorum

+Şuan tam olarak neredesiniz?

-Bilmem her yer yabancı

+Ya o mana da demedim. Etrafınız da Mağaza falan var mı?

-Ha dur bakem

Telefon kulağımda camdan etrafa bakındım.

-Erva burada birşey görünmüyor hiç.

+Tamam o zaman doğru yerdesiniz

-Ha?

Derken telefondan gülme sesi geldi.

+Tam karşınızda Menekşe sitesi olması lazım.
dediği şey ile ön koltukta oturan anneme dönüp:

"Anne Menekşe sitesi varmış gördün mü?"

"Şu mu?" Derken benden taraf olan camı gösterirken cama baktığım da karşımda büyük harflerle "MENEKŞE SİTESİ" yazan binayı görmem ile tebessüm ettim.

-Erva galiba geldik

Dediğim de istemsizce bir gülümseme oturdu yüzüme.

Telefonu kapatıp arabadan indiğim an da telefonum çaldı. Ekrana baktığım da yine aynı numara olduğunu gördüm.

Tam telefonu açacaktım ki dibimiz de hızla fren yapan araba ve aramanın aniden durması bir oldu. Anlamaz gözlerle hem arabaya hem de telefona bakarken arabanın şoför koltuğundan hızla inen kişiyi görmem ile bakakaldım.

Şakaydı demi bu?

*
*
*
Selamün Aleyküm olmayan okurlarım (sjjsjsj)

Nasılsınız?

Bu bölümü text yazmak istemedim. Bir bölüm de normal olsun bari 😁

Bölüm nasıldı?

Düşüncelerinizi buraya alabilirim belki 😁➡️

Yeni bölüm de görüşmek üzere Allah'a emanet olun ♥️❤️

Nasip/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin