İnsanın kalbinde geceye ağlayan hisler oluşur kimi zaman. Hissettikçe kanatan, düşündükçe ağlatan, sevindikçe bastıran, adeta bir yumru gibi boğazına takılan, konuştukça canını yakan, sustukça acıtan, yalnızca gözyaşları ile rahatlayan bir yumru... Tek çıkış yolu gözyaşı olan bir sızı...Gözyaşı... Kimisi için dertlerin timsali iken benim gibiler için de yalnızca bir deva aracısıydı. Bu duygulardan rahatlamanın tek çaresiydi o damlalar. İçimde oluşan hüznü, kederi, pişmanlığı ve hayal kırıklığını atabilmeme vesile olan bir huzur kapısı...
Akrep yarışırcasına yelkovanı kovalarken bize acımıyor, zamanı ilerlettikçe ilerletiyordu. Biz ise ona mahkûm bir şekilde ayak uydurmaya çalışıyorduk. Yusuf'un bir sevdiği olduğunu öğrenmenin üzerinden üç gün geçmişti. Üç koca gün... Her daim içimde bir yara gibi hissettiğim ve henüz yeni farkına varmış olduğum Yusuf sevgim ile geçen üç koca gün... Kendimi suçlamalarım ile geçen üç koca gün... Yusuf'a defalarca kızdığım üç koca gün... Her an gözlerimin dolduğu üç koca gün... Her daim kalp sızım ile geçen üç koca gün... Geceleri sessiz hıçkırıklarım ile geçen üç koca gün.... Dedim ya yalnızca üç gün... Acımasızca kalbimi delip geçen üç koca gün....
Üç gün boyunca aynı düşünceler doldurdu zihnimi. Ben ne ara sevdim Yusuf'u? Ya da şuan hissettiklerim bir sevgi mi? Yusuf'un bir sevdiği olduğunu öğrenmesem bunları hisseder miydim? O sözleri duymadan önce ona karşı hiçbir şey hissetmezken şuan hissettiklerim neydi? Yalnızca bana ilgi gösterdiği için bir sahiplenme mi? Ya da etkilenme? Veyahut takıntı? Beğenme? Sevgi.... Neydi bu hissettiğim?
İnsan kalbi ne kadar da karışıktı. Bir yumru kadar olan bu kalp neden bu kadar karmaşık ve yorucu olmak zorundaydı ki? Günlerdir kendi kalbimi çözemenem ne tür bir trajediydi? Minicik bir şey iken nasıl bu kadar yakıcı ve belirsiz olmayı başarabiliyorsun Ey kalbim...
Üç gündür başımı çatlatmak istercesine düşünmemin sonucunda yalnızca tek bir sonuca varmıştım. O da Yusuf'a karşı oluşan içimde ki bu hissin sebebinin yine Yusuf olduğuydu. Bana neden o kadar ilgili davrandın be adam... Bu sevgi yahut bu hissin içime girmesinin tek nedeni bir kelimeydi. Acaba...
Acaba... Acaba... Acaba...
Ne kadar zalimce bir kelime olduğunu bizzat hissederek anlıyordum. Yalnızca bir kelime, sadece bir kelime yüzünden mi şuan; Neden bu hisleri yaşıyorum? Sorusunun cevabını arıyordum.
Bir şüphe gibi içime sızmıştı. Yavaş yavaş kalbimi esiri altına almış, ona hükmeder olmuştu.
Acaba neden o gün bana yardım etti? O adama neden yumruk attı? Acaba bana ilgisi mi vardı? Sırf onun için mi kendi canını hiçe sayarak beni kurtarmıştı? O gün neden beni kendi halimde bırakmak yerine benimle konuştu? Acaba onun yanında bir yerim mi vardı?
O cümleyi duymadan önce onu yalnızca "Nasıl teşekkür etmeliyim? Nasıl özür dilemeliyim? " Diye düşünürken şuan, düşündüğüm, hissettiğim şeyler... İçimde büyük bir vicdan azabına neden oluyordu.
Beni kardeşi gibi gören bu adam hakkında düşündüklerim... Kardeşim diyebileceğim kadar yakın olduğum kızın abisi hakkında düşündüklerim...
Düşüncelerim ile beraber sıkıntılı bir nefes verdiğim de işaret parmağım ile sağ gözümden akan yaşı silmiştim. Gözlerim ile etrafa hafifçe baktığım da herkesin benden pek bir farkı olmadığını anlamıştım.
Zaten şu üç gün, normal günler olsaydı bu ağlamalarım ile çoktan annem ve kızlar tarafından defalarca köşeye çekilmiş, sayamadığım kadar soruya muhatap olmak zorunda kalırdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasip/Texting
Random@dargınprenses:Çarpraz sorguya mı çekiliyorum? @sevimliteyze2343: Çarpraz değil ama isteme sorgusu sayabilirsin canım @dargınprenses: nE? @sevimliteyze2343: Oy kıyamam heyecanlandın mı sen? @dargınprenses: Noluyooo @sevimliteyze2343: Şu oluyor: ALLA...