Erva'nın eşarbının iğnelerini kontrol ederken düğüne bir saatten az kalmıştı. Her köşesini dikkatlice inceledikten sonra derin bir nefes verdim ve bakışlarımı aynaya çevirdim.
"Gelinimiz hazır... Allah'ım kendimi gelinin kardeşi gibi hissediyorum ben..."
"Öylesiniz zaten..." Diyip omzuna koyduğum elimin üzerine elini koyan Erva'ya aynadan bir tebessüm yolladım.
Şuan gelin odasında Kader, Anise ve Ben vardık. Diğer kızlar Asude abla ile beraber misafirler ile ilgilenmekle meşgullerdi. Herkese bir görev düşmüştü ve biz üçümüz gelin ile ilgilenmekle görevliydik.
Arya ve Eda yemekler ile uğraşırken Cansu ve Vildan Asude ablanın yanındaydılar.
Asiye teyze her ne kadar bize başta iş yaptırmak istemese de artık bizi kızları gibi görüyordu. Çekinmeden bizimle konuşuyor, yardım istiyor ve rahatlıkla görev verebiliyordu. Ve bu durum bizim kendimizi evimizde gibi hissetmemize neden oluyordu.
Aynadan tekrar Erva'ya baktığım da yüzünde endişeli bir ifade görmeyi beklemiyordum. Kaşlarım çatılırken Erva'ya yönelerek sordum;
"Bir sorun mu var?"
Endişeyle sorduğum soruya yalnızca başını sağa sola sallayarak cevap verince omzundan tutup döner sandalyenin bana dönmesini sağladım.
"Ne oldu Erva? Neden endişeli gibi duruyorsun?"
"Önemli bişey değil... Sadece.. " dedi ve tekrar aynaya yönelip kendine bakmaya başladı.
"Bu makyaj... Bu gelinlik... Çok... Dikkat çekici. Rahatsız hissettiriyor. Ben bu güne kadar dışarı da asla makyaj yapmadım. Ama şimdi... Düğün olması benim makyajlı bir şekilde onca insanın karşısına çıkacağım gerçeğini değiştirmiyor.... Hem bu gelinlik... Tamam tam tesettürlü biri değilim ama yine de dikkat etmeye çalışırdım. Dar giyinmrzdim. Yazın ortasında bile olsak açık renkler giymezdim. Ama şu halime bak... Bembeyaz ışıltılı bir gelinlikle kaç kişinin önüne çıkmaya hazırlanıyorum... Onca uğraşım boşuna mıydı? Bir düğün... Tüm çabamı böyle yok mu edecekti?"
Söyledikleri ile anlık olarak duraksamıştım. Haklıydı...
Evet aramızdan hiçbirimiz tam tesettürlü değildik. Ama dikkat etmeye çalışırdık. Erva'nın şuan bunları düşünmesi ve bu konu da endişelenmesi boşuna değildi.
Aslında büyük bir düğün salonu tutulmuştu. Kadınlar ve erkekler aynı salon da olmayacaktı. İki katlı olan düğün salonunun üst katı kadınlar, alt katı erkekler için ayrılmıştı. Yine de.. Böyle hissetmesi... İstemsizce içimde bir duyguyu canlandırmıştı.
Erva'ya ne diyeceğimi bilemez halde öylece kalmışken kapıdan içeriye Asude abla girdi.
"Endişelenme sen görümce hanım. Senin yengen senin güzelliğini kimsenin görmesine izin vermez. Sonra laf etmeye başlarlar. 'Görümceye bak geline bak' Hiiç uğraşamam"
Asude ablanın hızlı konuşması üzerine odada minik çaplı bir kahkaha sesi yükselmişti. Bir yandan konuşurken bir yandan da elindeki çantalı poşetten bir şeyler çıkarıyordu.
Nihayet çıkarması gerekenleri çıkardığın da doğrulup Erva'ya bakmaya başladı.
"Sübhanallah... Ne kadar güzel olmuşsun sen öyle... Rabbim kaderini de güzel eylesin kuzum" diyip hafifçe sarılmıştı. Hepimizin ağzından amin nidaları yükselirken Erva sadece başını eğmişti.
Asude geri çekilip poşetten çıkardığı beyaz duvağı Erva'nın eşarbının üzerine güzel bir şekilde iğneledi. Düzgün duruyor mu diye kontrollerini yaptıktan sonra hafif geri çekilerek alıcı gözüyle tekrar baktı Erva'ya.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasip/Texting
Random@dargınprenses:Çarpraz sorguya mı çekiliyorum? @sevimliteyze2343: Çarpraz değil ama isteme sorgusu sayabilirsin canım @dargınprenses: nE? @sevimliteyze2343: Oy kıyamam heyecanlandın mı sen? @dargınprenses: Noluyooo @sevimliteyze2343: Şu oluyor: ALLA...