Bölüm 12: İntikam Yolcusu

27 2 0
                                    

Sırtımı yasladığım yatak başlığıyla bütünleştiğini hissediyordum, bacaklarımı aynı anda göğsüme doğru çektim. Beni bekleyen bir intikam vardı. Göğsüme çektiğim bacaklarımı kollarımla sarmalayarak düşüncelerimin içinde kaybolmaya hazırladım kendimi.

Ceylin'e karşı olan nefretim alevlenirken içimde bundan daha önce çıkan yangından haberim yoktu. İçimdeki yangın dükümü kaybettiğimde başlamıştı, şu ansa aldığım darbelerde harlanıyordu içimdeki ateş. Göğsümün daraldığını hissedebilmiştim, nefes alışım zorlanırken göğüsüm aldığım ince soluklarla zorlanırcasına inip kalkıyordu.

Karamsar ruh halimi bir kenara bıraktım. Düşünmeye başlamak üzere büyük bir soluğu ciğerlerime doldurdum, seslice bıraktığım nefesimin arasından düşüncelere daldım.

Nixie, Freya ve ben artık bu krallığın çatısı altında barınamazdık. Saraya sızabilirdik elbette, ancak bu oldukça riskliydi. Zihnimde dolaşan şeytanların herhangi bir fikri var mıydı bilemiyordum, gerçi şeytanın ta kendisi ben de olabilirdim.

Daha öncesinde birkaç muhafız aralarında konuşurken düşman krallık olan Sulrei krallığında daha henüz hayatına veda eden dük Derynson yerine seçilen gizemli dükü duymuştum. Oldukça garipti, neden bir dük kimseye yüzünü göstermek istemez ki.

Başımı, yasladığım omuzlarımdan ağırca ayırdım. Aklıma gelen anlık fikirle içime dolan heyecanı bastırmak üzere dudaklarımı büzdüm. Sulrei krallığına sızacaktık, tabii ki de bir muhafız olarak, böylece tanınmayacaktık. Burada Gizemli Dük'ün de kimliğini açığa çıkarabilirdik.

Kuruyan dudaklarımı bir kez ıslatarak kendimi doğrultmaya çalıştım. Kollarımı başucumdaki kahve komodine yerleştirdim, ellerimle komodini kenarlarından kavrayarak destek aldım. Ayaklarımı sağlamca yere bastığımda ellerimi sakin hareketlerle ayırarak kızların odasının yolunu tuttum.

Kapıyı aralamamla büsbütün kırışıklığıyla karşımda dikilen kadınla karşılaştım, uzunca incelediğim açıkta bulunan vücut bölümleri oldukça buruş buruştu. Yaşlı kadın yeşil gözlerini dikti, boş ve anlamsız bakışlarıma. "Günaydın majesteleri," aralanan dolgun dudaklarının arasından neşeyle cıvıldadı.

Umutsuz gözlerimi hiçe sayarak bunun aksine yüzüme hafif bir tebessüm yerleştirdim. "Sağolun," kabarık saçlarını seyreden bakışlarımı kadının parıldayan gözleriyle buluşturduğumda mırıldandım. "Freya ve Nixie uyandılar mı?"

Yaşlı kadın sekerek yanıma ulaştı, kollarını kollarıma sararak kızların kalktıklarını belirtti. Kollarıma sarılan kollara itiraz etmeyerek sarmaşıklarla sarılı kapının önüne vardığımda bir işaret yaparak yaşlı kadından kıvrılarak ayrıldım.

Kollarım sarmaşıklara dolaştığında kapı açılıverdi. Karşımda bütün asaletiyle dikilen kız Nixie'ydi, odadaki bitkileri üzerine yükümlü bir görevmişçesine üstlenmiş suluyordu.

Bitkince yanına ilerlemeye başladığımda ayağımın takıldığı bir sarmaşıkla tökezledim. Açık giysimi sertçe yakalayarak beni kendine çeken kişi pembe saçlı kızdı. Gözlerim gözleriyle buluştuğunda bana kıvrakça sarılmadan önce tek gözünü kırparak kıkırdadı.

Nixie'nin huzurlu kollarının arasındaydım artık. Pembe saçlı kızın kolları arasında. Nixie'nin bu davranışına karşılık sıska kollarımı hızla atletik vücuduna sardım.

Düşes KatliamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin