15. bölüm

89 10 5
                                    

*Perfect-Ed Sheeran*

Freen: "Hatırlıyor musun bu şarkıyı."

Becky: "Sizin evdeki partide. Beni dansa kaldırdın. Ama ben dans etmeyi bilmiyordum. Hala bilmiyorum."

Freen ayağa kalktı. Elini uzaratarak

Freen: "O zaman, benimle dans eder misiniz?"

Ayağa kalktım. Herkesin dans ettiği alana gittik. Tek kadın çift bizdik. Dans etmeye başladık.

Freen: "Sadece ayaklarımı takip et. Geri gelir zaten."

Şarkıyı mırıldanıyorduk. Freen bir kısmı bana bakarak söyledi. İma edermiş gibi.

Freen: "When I saw you in that dress looking so beautiful İ don't deserve this Darling you look perfect tonight."

Aslında tüm şarkıyı bana bakarak söylemişti ama sanki bu sözü daha da ima etti.

Becky: "I have faith in what I see. Now I know I have met an angel in person and she looks perfect I don't deserve this you look perfect tonight."

Yerimize oturduk. Gözüme bakarak gülümsüyordu.

Becky: "Bakma bana öyle."

Freen: "Aww, neden?"

Becky: "Kalbim acıyor."

Freen: "O zaman bakmam."

Becky: "Tamam hadi bak."

3. Dublemi koydum. Freen 4.'yü içiyordu.
Becky: "Sen sarhoş olmaz mısın?"

Freen: "Herkes sarhoş olur. Ama ben daha fazla dayanıklıyım. Yıllardır dengeli içiyorum. Hayatımda bir kere sarhoş oldum. Onda da hayatımın hatasını yaptım."

3. Dublemi koydum. Freen 4.'yü içiyordu.

Becky: "Sen sarhoş olmaz mısın?"

Freen: "Herkes sarhoş olur. Ama ben daha fazla dayanıklıyım. Yıllardır dengeli içiyorum. Hayatımda bir kere sarhoş oldum. Onda da hayatımın hatasını yaptım."

Becky: "Şu Nita olayı mı?"

Freen: "Evet."

Şarkılar çalmaya ve dans etmeye devam ediyorlar. Ama ben kendimi pek iyi hissetmiyorum. Sanırım cidden sarhoş oldum.

...⁠ᘛ⁠⁐̤⁠ᕐ⁠ᐷ
Becky'nin sarhoş olduğu açıktı. Şarkıları bağırarak söylüyordu. Yanına gelip susturdum.

Becky: "Farklı bir şekilde susturmak ister misin güzellik?"

Freen: "Yemin ederim toplum içinde olmasaydık senin her bölgeni sustururdum."

Becky: "Gelde yap o zaman."

Eteğini kaldırdı. Elimde tekrar düzelttim ve yanındaki sandalyeye oturdum. 3. Dubleyi bitirmişti. Dördüncüyü koymaya çalışıyordu.

Freen: "Çok mu istiyorsun içmek?"

Becky: "Evet."

Freen: "Tamam sen boşver ben koyarım."

O sırada *She is crazy but she is mine* çalıyordu.

Becky: "Dur koyma vazgeçtim."

Ortaya geçti. Şarkıyı söyleyerek dans etmeye başladı. Onu sadece hayranlıkla izliyorum. O diğerlerinden farklı. Sarhoş olduğunda çocuk gibi.
Cidden şarkının dediği gibi. I wanna make her be my girl. Zaten benim ama başka kimsenin görmesini istemiyorum. Sadece benim olmasını. Bu kadar kısa sürede herşeyin gelişmesi kötü.

Şarkının bitimine yakın bir adam geldi yanına. Becky'nin arkasında dans ediyordu fakat Becky'nin ruhu bile duymadı. Yaklaşmaya başlayınca anladım nedenini. Biraz izledim yine de. Adam gittikçe Becky'e sokuluyordu. Sarılınca koştum yanlarına. Adamın omzundan tutup kendime döndürdüm.

Freen: "Napıyorsun lan sen!?"

X: "Sanane kardeşim işine bak sen bak bende işimdeyim."

Elini Becky'nin bacağına koyunca sinirlerim attı.

Freen: "Tamam ben bakarım işime."
Yumruk attım yüzüne. Güçlüymüş yere düşmedi. Becky sonunda farketti. Etrafımızı sardı insanlar. Adanın korumaları olduğunu düşündüğüm birkaç kişi arkadan gelip silah doğrulttular.

Freen: "Ölümden korkum yok. Sıkın hadi. Ama önce şu piçi halledeyim."
Adamın karnına tekme attım. Biri üstüme doğru yürüdü. Dirsekle boynuna vurdum. Diğeri silahı doğrulttu. Yana doğru kaçtım ve boşa sıktı. Bazı kişiler polisi aramıştı bile. Silahlı adamın yanına gittim. Tekrar sıktı. Bu sefer omzuma geldi. Acıdan biraz sendeledim. Silahının düşmesini sağladım ve vurdum. Birkaç adam üstüme bıçakla geldi. Tam gardımı almışken Becky yanından geldi ve yumruk attı. Adam diğer adamın üstüne düşünce domino taşı gibi yıkıldılar. Kalan tek adam polis geldi diye bağırınca kaçtılar.

Polis geldiğinde beni kısaca sorgula aldılar. Ölmedikleri için ve orda bulunanlar video çektiği için kurtuldum. Becky hala sarhoştu. Polislerin yanından kalkıp onun yanına gittim.

Freen: "İyi misin?"

Becky: "Kurtardın beni."
Dudağıma küçük bir öpücük bıraktı. Hesabı ödeyip kalktık. Motora bindirip kaskı taktım. Sıkıca sarılmasını söyledim.
Benim eve vardık. Becky sırtıma sızmıştı. Kucağıma alıp içeri götürdüm. Salonda Heng ve Nam bizi gördü.

Nam: "Hey Freen. Yatırdıktan sonra hemen gel."

Başımla onayladım. Yukarı çıkardım ve benim yatağıma yatırdım. Bende yanına oturdum. Biraz saçlarıyla oynadım. Tam kalkacakken kolumdan tuttu.

Becky: "Stay here please."

İngilizce mi konuştu o? Neden ki?

Freen: "Shh, burdayım."

Uyuduğu hissedince kalktım ve aşağı indim. Nam ve Heng haberleri izliyordu. Yanlarına oturdum. Haberlerde ben vardım. O adamın kim olduğunu biliyordum. Eskiden çalıştığımız şirkete baskın yapmışlardı. Çok kişiyi suçsuz yere gasp ettiler. Haberlerde kendimi gördüm.
"Birçok suçtan aranan iş adamı gittiği mekanda dayak yedi. Döven kişinin kim olduğu polisler tarafından saklanıyor. İddialara göre döven kişi, sevgilisine yaklaştığı için dövmüş."

Nam: "Doğru değil mi?"

Freen: "Evet bendim. Becky'e yaklaşınca tutamadım kendimi. Yüzü zaten tanıdıktı."

Heng: "Ne kadar yaklaştı peki?"

Freen: "Özel bölgesini ellemeye çalıştı ve sarıldı. Becky sarhoştu ama karşılık vermedi. Bir ara o da vurdu."

Nam: "Yaptığın çok tehlikeliydi. Ama en azından birinden kurtulmuş olduk. Bunu patrona söyleyelim. Becky uyuyor mu? Ve omzuna noldu senin? Vuruldun mu?"

Nam ilk yardım kutusunu getirdi ve omzuma pansuman yaptı. Neyse ki çok yaralanmıştım. Günün nasıl geçtiğini anlattım. Duşta olanlar hariç tabii.

Heng: "Başımız çok belaya giricek. Bu arada, biz birşey açıklamak istiyoruz."

Nam: "Evet ama ondan önce birşey sorucam. Sen Becky'le sevgili misin?"

Freen: "Imm şey, evet. Sevgiliyiz."

Minik bir enerji patlamasından sonra sakinleştiler.

Heng: "O zaman Becky kalktıktan sonra söyleyelim."

Freen: "Şuan hiç umrumda değil. Çok yorgunum. İyi geceler."

Odama çıktım. Becky'nin yanında yattım. Sarıldım. Kafasını öptüm ve kulağına fısıldadım.

Freen: "Good night my love. I won't go anywhere. I promise."
Muhtemelen duymamıştır ama yine de söyledim. Uykuya daldım.

OYUNBOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin