Heng: "Kimsin lan sen!?"
William: "Geç kaldınız. Tutun şunları."
Arkama baktım. Adamlar üstlerine geldi ve dövüşmeye başladılar. William'ın canı sıkıldı. Onları izlerken sandalyemi ileri ittirmeye çalıştım ve onun bacağına tekme attım. Yere düştü.
William: "Hassiktir. Napıyorsun lan sen?"
Yanıma geldi bir yumruk daha attı. Burnum kanıyor. Tüm adamları dövmüşler. Hepsinin yüzünde yara izleri var.Becky: "Ne istiyorsun?"
William: "Seni."
Freen: "NE?"
William Becky'nin yanına yürümeye başladı. Heng omzundan tutmaya çalıştı fakat yere düştü. Nam yanıma koştu ve o görmeden elimi açtı.
William: "Kötü bir tanışma oldu fakat düzeltiriz. Kızlardan hoşlanacak kadar çirkin değilsin. Cinsel ihtiyacını gidermek bile. Bak, altımda bir yılan yatıyor. İstersen her yerine dolanabilir."
Freen: "Ne diyorsun lan sen."
Arkasından gelip yumruk attım. Yere düşünce üstüne çıktım ve yumruk atmaya devam ettim. İki elini tek elimle tuttum ve yüzüne tükürdüm. Ayağa kalktım ve çüküne tekme attım. Heng, adamı kaldırıp boğazladı. Onun adamları gelmeye başladı.Nam: "Hadi kaçalım. Çok kişi olacaklar."
Sağ, sol ve ön olamak üzere iki kapı vardı. Heng, William'ı döverken biz üçe ayrıldık. Adamların elinde çeşitli aletler vardı. Bıçak, sopa, demir çubuk.
Dövüşmeye başladık. Bazıları çok güçlüydü. Birinin sopasıyla yere düştüm ve tekme atmaya başladılar. Heng yanıma geldi ve bir sopayla çoğuna ya vurdu, ya da kaçırdı.Diğerine baktım ve Becky ve Nam'ın beraber olduğunu gördüm. Heng ve ben kalanlara devam ettik. Çok az kişi kaldı. Neredeyse bitecekken arkadan iri yarı bir adam geldi. En az 1.90 dı. Willam yerde sürünüyordu.
Heng'le pozisyon aldık. Yumruk atacakken eğildim ve kolunu tuttum. Heng karnına yumruk attı fakat işlememiş gibiydi. Heng'i tuttu ve yere attı. Geriye gittim. Yürüyerek üstüme geldi. Derin bir nefes aldım. Tam ona vuracakken Becky karnından bıçakladı. Karnını tuttu ve eğildi. Sırtını bir kaç kere daha bıçakladı.
Freen: "Gidelim artık. Başka biri kalmadı. Son birşey yapmak istiyorum."
William'ın yanına gittim. Hala yerde yatıyordu ama bilinci açıktı. Üstünde zıpladım.
Freen: "Belki Becky'nin zıplamasını isterdin."
Heng'le pozisyon aldık. Yumruk atacakken eğildim ve kolunu tuttum. Heng karnına yumruk attı fakat işlememiş gibiydi. Heng'i tuttu ve yere attı. Geriye gittim. Yürüyerek üstüme geldi. Derin bir nefes aldım. Tam ona vuracakken Becky karnından bıçakladı. Karnını tuttu ve eğildi. Sırtını bir kaç kere daha bıçakladı.
Freen: "Gidelim artık. Başka biri kalmadı. Son birşey yapmak istiyorum."
William'ın yanına gittim. Hala yerde yatıyordu ama bilinci açıktı. Üstünde zıpladım.
Freen: "Belki Becky'nin zıplamasını isterdin. Babama selam söyle orospu."
Becky'den bıçağı aldım. Boğazını boydan boya kestim. Bıçağı yanıma aldım ve diğerlerine yürüdüm.
Freen: "Gidelim."
Dışarı yürüdük. Temiz hava çok iyi geldi. Yol boyunca sessizdik. Direk şirkete gittik.
Freen: "Maç nasıldı?"
Becky: "Kazandık ama önemli olan şuan o değil."
Freen: "Siz iyi misiniz?"
Heng: "Ben pek değilim. Muhtemelen sırtımı bıçakladılar. Şirketteki doktora baktırıcam."
Kısa oldu özür dilerim fakat elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNBOZAN
Fanfictionbeckfreen sevenler için: Tayland'a yıllar sonra gelmiş bir kız ve kimliğini gizleyen üniversite öğrencisi bir ajan