Gece 12.30'da indik. Otele geçmemiz uzun sürdü. Güvenlikler bizi karşıladı. Tayland şubesi ve adını hatırlamadığım birkaç şirket bizden önce gelmişler. Sadece bizimkilerin olacağını sanıyordum. Odama çıktım bavulumu sadece açıp yattım. Üstümü bile çıkarmadım.
Kapım kırılacak gibi tıklatıldı. Sabah sabah kimin olduğunu düşündüm. Kapıyı açtım.
Richie: "Kalk lan uykucu, abin geldi."
"Abiii."Abime sarıldım. Ne olursa olsun özlemiştim. Tabii ki buluşuyorduk fakat sık değil. Arkadan bir ses daha geldi.
Nam: "Bize de zaman ayır lan."
Abimi bırakıp onlara gittim. Özlemişim.
Heng: "En güzel 4'lü sarılma, galiba grubun adını değiştirmeliyiz."
"4'lü derken?"
Nam: "Küçük Nam geliyor sanırım. Dimi kızımm?"
İnanamıyorum. Nam ve hamilelik? Heng ve babalık?
"Teyze mi oluyorum hala mı?"Nam: "Tabii ki teyze."
Heng: "Kim demiş? Hala oluyorsun B."Richie: "Bence onu sonra konuşursunuz, kahvaltıya inmemiz lazım."
"Siz gidin, ben üstümü değiştireceğim."Açık Mavi uzun bir elbise giydim. Onların peşinden koşarak aşağı indim. Heryer çok kalabalıktı. Babamın yanına oturdum.
Menüden önce bir liste verdiler. Sanırım etkinlik listesi. Akşam disco varmış, tam istediğim gibi. Kahvaltıdan sonra plajda serbestmişiz. Hoş geldin konuşması yapıldı. Diğer şirketlerden de çok adam vardı. Sanırım ortaklık yapacağımız kişiler bunlar.
Babam kulağıma eğildi. "Arabanın aynısı kiraladım."
Çok sevindim. Yanağından öptüm ve dinlemeye devam ettim. Başıma yine aynı ağrı girdi. İzin istedim ve otelin revirine gittim. Bir ağrı kesici alıp tekrar yerime oturdum.
Kahvaltımızı yaptık. Nam, Heng ve ben plaja gittik. Başka bir bikinimi giydim, pembe olan. Ben güneşlenirken onlar yeni evli çift gibi eğleniyordu. Yeni evli demişken, Nam ve Heng daha evlenmedi onun altını çizeyim.
Daha sonra bende onlara katıldım. Birlikte çok eğlenceli zamanlar geçirdik. Aşırı yüzmekten başımız dönüyordu. Disco saatine yakın serbest zaman vardı. Arabamla şehir merkezine inmeye karar verdik.
Etrafı dolaştıktan sonra ünlü bir kafeye oturduk. Kahve söyledik. Köşede tanıdık bir yüz gördüm fakat kim olduğunu çıkaramadım.
Nam: "Miami çok güzel yer. Bu arada, akşamki disco da biz yokuz. Kendine sahip çık yani."
"Sizsiz bir eğlencesi kalmaz."
Heng: "Bebeğimiz için ama. Nam ameliyatlıylen alkolsüz zor durdu. Korkuyorum onun için."
Eskileri konuşurken konu Freen'e geldi.
Nam: "Geçen Tayland'ta Freen'i ve Jack'i gördüm. Kavga ediyor gibilerdi. Freen daha da güzelleşmiş ama."
"Hala beraberler mi?"
Nam: "Bilmiyorum ama sanırım evet. Özledin mi?"
"İnkar edemem, çok özledim. Ama affedemem. Ve Jack var."
Kahvemiz bittikten sonra kalktık. Disco'ya 30 dakika vardı. Yukarı çıktım ve üstüme giyinecek birşey aradım. Siyah, sade ama hatlarımı belirleyen bir elbise giydim. Altına YSL topuklu ayakkabılarımı.
Ve geldik. Alan çok büyük ve aşırı kalabalıktı. Kendime ayırtılmış yere oturdum. Viski söyleyerek başlıyorum geceye. Herkes çoktan dans etmeye başlamış. Birinin beni izlediğini hissediyorum. Tayland'ta birkaç tanıdığım yanıma geldi. Sohbet ettik beraber. Farkında olmadan bir şişe viskiyi bitirmişiz.
Onlar gittikten sonra başka birşey içmek istedim. Bar koltuklarına oturdum. Merak ettiğim şeyleri istiyordum. Sarhoş olmak istiyordum bir nevi. Uzun zaman oldu içmeyeli.
^_________^
Şarkının sonlarına doğru çok uzun biri Becky'le dans etmek istedi. Nazikliğinden dolayı kabul etti. Ama dans ederken dayıyordu da.
Şarkı bitince adam elini Becky'nin beline koydu. Tam ışıkların kapandığı esnada. O el tarafından bir yere götürülüyordu. Fazla da sesini çıkaramıyordu. Elin sahibine baktığında adam ve biri kavga ediyordu. Becky hemen oradan uzaklaşıp yerine oturdu.
Çok geçmeden siyah uzun saçlı biri yanına geldi.X: "Kaç yıl oldu. Hala kendine sahip çıkmıyorsun. Tekrar hayatını kurtardım, teşekkür et bence."
Sesin sahibi aşırı tanıdık diye düşündü. Başına yine aynı ağrı girdi. Becky tepki gösterince endişelendi.
X: "Bu kadar içersen olacağı bu. Bekle ilaç getireceğim."
O gittiğinde Becky yerine geri döndü. Tequila içmeye başladı. Aynı saçlar tekrar karşısına geldi. Bu sefer ayakta olduğu için yüzünü görmesi için kafasını kaldırdı.
"Freen?"
"Shh, sana bir kural koyucam. Yarın bunları hatırlasan bile kimseye söyleme ve beni unut. Oyunumuzu lütfen bozma minik bebeğim."
Becky o sarhoşlukla gördüğü bir hayal sanmıştı. Freen'in burada olmasının imkanı yoktu. Sesin sahibi Becky'i kolundan tutarak odasına çıkardı.
"Anahtarın nerede?"
Becky çantasından anahtarı çıkardı ve odaya girdi. Onun gelmesini bekledi ama odaya girdiği andan itibaren kaybolmuştu. Çok önemsemedi ve uyudu.
ᕙ[・・]ᕗ
Sabah başımdaki büyük ağrıyla uyandım. Saat 11'i gösteriyordu. Yüzümü yıkadıktan sonra aklıma dünkü parti geldi."Shh, sana bir kural koyucam. Yarın bunları hatırlasan bile kimseye söyleme ve beni unut. Oyunumuzu lütfen bozma prensesim."
Bu gerçek miydi? Minik bebeğim... Freen?
Nam'ı aradım ve hazırladıklarımı anlattım. Önce inanamadı. Sonra muhtemelen hayal gördüğümü söyledi. Babamdan mesaj geldi. Yarım saat sonra toplantı varmış. Hazırlandım.
Üstüme bunu giydim. En sevdiğim parfümü sıktım ve toplantıya geçtim. Bende konuşma yapacaktım. Yeni gelen ortaklarla çok fazla haşır neşir olacağım için babam iyi anlaşmamı söyledi. Sonuçta 1 yıldan kısa bir süre sonra şirket benim olacak.Toplantının yapılacağı yer otelin bir alanıydı ve çok büyüktü. Yerime oturdum ve etrafa göz gezdirdim. Babamın iş arkadaşları, Tayland'taki şirketten tanıdıklarım ve daha bir sürü kişi.
Babam konuşmasını yaptı. Sıra bana geldi. Büyük bir heyecanla kürsüye çıktım. Boğazımı temizledim ve konuşmama başladım.
Konuşma sırasında bir şey dikkatimi çekti. Ortaklık yapacağımız şirketin adı Smile. Geçenlerde Freen'in hesabını stalklarken böyle bir ad duymuştum. Önem vermedim ve konuşmama devam ettim.
Tekrar yerime geçtim, abim ve babam beni tebrik etti. Sırada Smile'ın sözcüsü çıkacaktı. Kürsüye çıkan kişi konuşmaya başlayınca gözlerim fal taşı gibi açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNBOZAN
Fanficbeckfreen sevenler için: Tayland'a yıllar sonra gelmiş bir kız ve kimliğini gizleyen üniversite öğrencisi bir ajan