...Göktuğ Komutan...
"Ali"
"Emredersiniz Komutanım."
"Akşama kadar Yüzbaşı Kadir AKMAN hakkında ne öğrenebilirsen öğren! Hakkındaki soruşturma varsa nedenini, çıkan dedikodularını, kadınlarla olan ilişkisine kadar her şeyini öğren!" dedim.
"Komutanım neden Yüzbaşını merak ediyorsunuz? Bir kusuru mu oldu?" dedi.
"Ali GİRİK! Soru sorma emre uy!"
"Emredersiniz Komutanım." hızla odadan çıkarkan bu haline gülmeden edemedim. İyi çocuktu ama bazen böyle dalgınca merak ettiği soruları sorardı.
Yüzbaşından ne mi istiyorum? Adam olsun yeter. Kızımla yirmi beş yıl sonra tekrar karşılaşmışken onun hayatına karışamam ama bu onu güvende tutmak için etrafındaki insanları yakın takibe almak için engel değil. Kızımın bu yaşına kadar güvende olduğunu bilmek içimi rahatlatmıştı ve bundan sonra da ben ölene kadar bu böyle devam edecekti. Kadir kızımı emanet edebileceğim biri değilse baştan bu bağı kesecektim. Dile kolay yirmi beş yıldır arıyordum kızımı ve ite kopuğa verecek değilim. Asker bile olsa çok fazla asker gördüm. Askere vatanını emanet et ama kızını asla. Kendine bakamayan adamlara kız verilmez. (O sırada yemek yapmayı bilen, kültürlü Kadir ;))
Akşama doğru belgeleri halledik karargahtan çıkmaya hazırlanırken girişte gördüğüm Yağmur'la göz göze geldim. İçim içime sığmıyordu. Ona doğru koşup sarılsam dışarıdan çok abes kaçacağına emindim. Ayrıca ona söylesemde belki aramızdaki ilişkiyi daha kimseye söylememiş olabilirdi. Ona doğru yürüyüp doğal bir şekilde selam verdim.
"Yüzbaşı Kadir'i mi bekliyorsun?" dedim.
Beni görünce gerildi ve kafasını evet anlamında salladı.
"Bende eve gidiyordum ve çıkarken seni gördüm. Seninle konuşmak istedim." dedim
"Ben Kadir'e söylemedim. Aslında saklamak istemedim ama fırsatım olmadı." dedi.
"Anladım sorun değil. Ne zaman istersen söyleyebilirsin. Sana söyledim Yağmur. Her zaman seni bekleyebilirim. Kader bizi bir araya getirdi ya ölsemde gam yemem."
"Öyle söylemeyin! "dedi.
Hala resmiydi ama endişeli hali bile tatlıydı. Acaba çocukken nasıldı. Acemi bir baba olarak saçlarını saçma sapan bir model yaparak okula gönderdiğimde bana küser miydi? Okuldan sonra karargaha gelip, ben işimi yaparken masada resmini yapar mıydı? En sevdiği şeyin resim yapmak olduğunu söylemişti. Hiç beni çizmiş miydi?
"Bunu sana şimdi söylemem senin için fazla olabilir ama her zaman evime gelebilirsin. Seni zorlamak istemiyorum ama dönebileceğin bir evin olduğunu bilmeni istiyorum Yağmur. Benimle yaşamanı istiyorum ama bunun için erken olduğunu biliyorum. Yirmi beş yaşındaki kızımın bu ihtiyarla yaşamak istemeyeceğini de biliyorum ama arada evine gelsen hoşuma giderdi. "
"Hala bir yabancıyız. Yanında nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum." dedi.
"Biliyorum inan bende aynı hissediyorum. Yıllardır çocuğum vardı ama yok gibi yaşadım. Çocuğunu hiç çocukken görmemişken bir anda yirmi beş yaşında karşına çıkıyor. İnan bende bilmiyorum. Sana küçük bir çocuk gibi davranmak istiyorum ama buna hakkım var mı bilmiyorum? Beklemekten başka elimden bir şey gelmiyor çünkü bu zamana kadar yapabildiğim tek şey buydu. Seni bulmaya o kadar odaklandım ki! Nasıl baba olunacağını hiç düşünmedim. "
"Nerelisiniz?" dedi.
Bu soruyu beklemiyordum. Neden sorduğunu da bilmiyorumdum. Hayal kırıklığına uğrar mıydı bilmiyorum ama cevap verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanım Kaçırıldım! (YARI TEXTİNG)
ChickLit+Komutanım müsait misiniz bilmiyorum ama benim son müsait olduğum dakikalar Ondan yazacağım. - Kimsiniz? +Nasıl ya? Bu kadar kolay mı ulaşacaktım. Neyse zamanım yok. Komutanım ben sizden hoşlanıyorum ama böyle deli gibi. Şimdi bu beni ne ilgilendiri...