...Kadir...
Psikolojik olarak yıpranmış bir kızla konuşmam ne kadar sağlıklıydı bilmiyorum ama onu reddetmek de gece uyku uyumama engeldi. Onu hatırlamıştım. Okul bahçesinde arkadaşıyla kavga edip sonra hıçkıra hıçkıra ağlamıştı. Normalde kimseyi rahatlatma gibi bir yeteneğim olmasa da onun ağlamasını istememiştim.
Yetim olduğunu söylemesinde bunun bir etkisi var mıydı bilmiyorum ama ben bütün savaşlarımda arkamda beni bekleyen bir aileye sahipken bu kızın yalnız başına ağlaması zoruma gitmişti.
Son sınıf olduğunu söylemişti ama çok küçük gösteriyordu. Gözleri ağlamasının yanında bir ceylanın yaşlı gözlerini anımsatıyordu. Kıvırcık saçları onu istemsice tatlı bulmama neden olmuştu. Her zaman mesafeli konuşması, hiç soru sormaması ve sorduğu soruları ilgisiz dinleyişi. Ruhumda bir şeylerin kopmasına sebep olmuştu.
İlk defa böyle biriyle tanışıyordum. Güçlüydü sözleriyle, kendini ifade edişiyle anlamıştım. Oturuşu bile her zaman dikti. Buna rağmen bakışlarının ardında hüzünlü bir hikaye var gibiydi. Yalnızdı.
Sonrasında bana çok saçma gelen bir şey yapıp ona kendim hakkında olan hikeyemi anlatmıştım. İlgiyle dinleyişi hoşuma gidince mutlu olsam da onun zor hayatıyla benimkini karşılaştırmak saçma gelmişti. Benim yanımda her zaman ailem vardı ama o yalnızdı.
Bir kaç ay sonra ondan bir telefon almıştım. Babamın seminere katılmadan önce beni bilgilendirmesi için aradığını söylemişti. Sesini tanımıştım. Numarasını kaydetmiştim ama ondan bir mesaj beklememiştim. Yazmayı da düşünmemiştim. Onun derdini anlattığı bir yabancı olarak kalacaktım. Görevler, rütbe atlama derken çoktan iki yıl geçti. Onu unuttum. Çünkü uğraşacak çok şeyim vardı.
Bana ilk mesaj attığında ise öleceğini söylemişti. Hem onun beni sevdiğini hem de beni seven birinin son aradığı kişi olmanın ağırlığını hissetmiştim. Jandarma onu ağır yaralı bulduğunu söylediğinde ilk iş kaldırıldığı hastaneye gitmek olmuştu. Kablolara bağlı küçük bir ceylan görmüştüm. Cılızdı ama güçlüydü. Zoraki aldığı nefesi kalbimdeki ağırlığı arttırmıştı.Ona mesaj atsaydım. Bir şeyler değişir miydi? Son anında bir yabancıya değilde tanıdığı birine mesaj atsaydı son anlarda hissettiği yalnızlığı azaltır mıydı?
Okul bahçesinde kısacık da olsa bana olan bakışları gelmişti gözümün önüne. Tam gözlerimin içine bakmıştı. Gözlerinin koyuluğunda bir gece görmüştüm. Ilık bir yaz gecesi gibiydi. Gözlerime bakmaya korkan o kadar askerime rağmen o boş gözlerle bana bakmıştı.
Bizi ayıran cam engelden ona baktım.
Gülünce gözleri kısılıyor muydu? Gamzesi var mıydı? Bir bakışıyla gecem güzelleşmişken gülen yüzü bana baharı getirir miydi diye düşünmeden edemedim.
Bazen insanların kaderlerindeki kişi ansızın karşısına çıkarmış. Ben o kişiyi kaçırmış mıydım diye çok düşündüm. Asker olmaya o kadar kafayı takmıştım ki kaderimdeki insanı bile görmemiştim.
Çok geç olmasın Allahım. Onu sevmeyi denemek istiyorum. Güldüğünde bana baharın gelip gelmeyeceğini öğremek istiyorum. Nolur uyan Yağmur.
MESAJDAN SONRA
Hayatımda yaptığım en büyük hödüklük bu olabilirdi. Onunla ciddi olarak tanışmak isteyen ben ona ufaklık demiştim. Nesin sen sübyancı mı Kadir? Salak Kadir. Ahhhhh!
Bir kaç dakika sonra gelen engelden sonra nefesim kesilmişti. Siktir ama ya!
Ara ara baktığım telefonda hala kalkmayan engelle ağır şizofreni oluşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanım Kaçırıldım! (YARI TEXTİNG)
Chick-Lit+Komutanım müsait misiniz bilmiyorum ama benim son müsait olduğum dakikalar Ondan yazacağım. - Kimsiniz? +Nasıl ya? Bu kadar kolay mı ulaşacaktım. Neyse zamanım yok. Komutanım ben sizden hoşlanıyorum ama böyle deli gibi. Şimdi bu beni ne ilgilendiri...