Minho, Jeongin'i bir süre dövdükten sonra sonunda odalarına geçmişti. Sevgilisinin yatakta, üstünde yorgan olmadan, çıplak bir şekilde uyuduğunu görünce elleri kaloriferlere gitmişti. Yandıklarını görünce içi rahatlamış bir şekilde Sincap yanaklısının yanına gitmişti.
"Jisung."
Korkutmamak için sessizce fısıldayınca, ses gelmediği için bu sefer de hafifçe dürtmüştü. Halsizce gözlerini aralayan Jisung'un dudaklarına minik bir öpücük kondurup yanına yattı.
"Seni kendi ellerine bıraktığım için özür dilerim."
"Boşversene, eğer Jeongin'i iyi dövmüşse aferin sevgilime."
Minho elleri ile yumruk işareti yapıp Jisung'a doğrulttu. "Merak etmeyin Sincap hazretleri, sevgiliniz Bay orangutanı güzel bir şekilde dövdü."
Kıkırdadıktan sonra ayağa doğrulmuştu Jisung. "Sen temizlenmişsin galiba." Başını evet anlamında sallamıştı Minho, Jeongin'e ceza olması için banyosunu onların odasında yapmıştı. "Hmhm."
"O zaman sen buraları toplar mısın? Ben banyo yapıp gelsem?"
Minho başını tamam anlamında sallayınca Jisung, banyoya gitmişti. Bu sırada Minho; odanın dağınıklığını toparlamış, çarşafları değiştirmişti. Bir süre sonra içeriden bornozla çıkan sevgilisi ile gülümseyip kollarını etrafına sarıp, yatağa yatırmıştı.
Yorganı üzerlerine çekince, Jisung'u göğsüne çekip saçları ile okşamaya başlamıştı. "Konuşalım mı?"
İkili deja vu yaşarken Jisung usulca başını sallamıştı.
"Sen emin misin? Yani, evlenmek konusunda."
Jisung tekrardan başını sallayınca, konuşmayı Minho ele almıştı.
"Düşünsene şehrin dışında bir evimiz var, içinde küçük bir çocuk... biliyorum kendi kanımızdan değil ama... benim sormak istediğim başka bir şey var; eğer bu işi bırakırsak, nasıl geçimimizi sağlayacağız ki?"
"Bunu San ile konuştuk. Ben Kimya öğretmenliği okumuştum, onun kardeşinin özel okulu var, o bize yardımcı olabilirmiş. Zaten maaşları tanımadığım biri tarafından ödeniyor, akşam konuştum... haftaya başlayabilirsin dedi."
Sadece maddi geliri Jisung'un eline bırakmak istemiyordu. Kendisi tıp okumuştu ama şimdi hiçbir şey aklında değildi, özele bile giremeyeceğini düşünüyordu.
"Bende bir kafeye girerim. Arada ders çalışıp, tıp bilgilerimi geri kazanabilirsem bende doktor Minho olarak karşında dkilebilirim."
Jisung boğazında hissettiği keskin acı ile yutkundu. "Ben galiba hasta oluyorum sanırım." Minho, elini sevgilisinin alnına koyup ateşini ölçtü.
"Jisung yanıyorsun. Öyle cıbıl cıbıl yatarsan hasta olacağın belliydi."
---
"Jisung istersen sen gelme, hastasın."
Jisung arabanın içinde cenin pozisyonu almış, yolcu koltuğunda uzanıyordu. "Ya bir git başımdan Minho. Tabii nikah tarihini Jeongin veya Beomgyu ile gitmek istiyorsan, çağırabilirim."
Kapıyı açmaya yeltendiğinde Minho, onu durdurmuş ve bıkkınca oflamıştı. Tamam yürü başımın belası, yürü..."
Bugün Minho'nun randevusundan önce nikah dairesine gidecek ve tarih alacaklardı. Ne kadar çabuk, o kadar iyi hesabındalardı. Yuqi, Chan, Ryujin ve Seungmin'i yer seçmeleri için göndermişlerdi. Hedefleri haftaya evlenmekti.
"Geldik, in."
Sonunda varacakları yere vardıklarında ikili, aynı anda inmişti. El ele tutuşup içeri girdiklerinde yanlarına bir görevli gelmişti.
"Buyrun, niye gelmiştiniz?"
"Nikah tarihi alacaktık da."
"Tabii, üst kattan alabilirsiniz. Zaten tek bir oda var, iyi günler."
Başını sallayıp yukarı çıktıklarında onları bir tane oda karşılamıştı, aynı görevli kızın da dediği gibi. Kapıyı çaldıklarında içeriden 'gel' sesi ile içeri geçmişlerdi.
Eğilerek selam verdikten sonra görevlinin karşısındaki koltuğa oturmuştu ikili. "Buyrun?"
"Biz nikah tarihi alacaktık da."
"Anladım, ne zamana?"
"En yakın hangi zamana var efendim?"
"Nisanın dördünde var."
Bu haftaya denk geliyordu, bu yüzden ikisi de başını onaylar şekilde sallayınca adam gülümseyip birkaç kimlik bilgisi istemişti.
---
"Nasılsın Lee Minho?"
Yine, bu masa da olduğuna inanmıyordu.
"İyiyim."
"Şu an kimsin?"
Minho, San'ı şu şekilde tanımlayabilirdi; soracağı sorudan çekinmez ve direk en sade halinde söyler.
"Minho."
Verdiği kısa cevap onu etkilemiş gibi gülümsemişti San. "Peki bu bir günde neler yaptın?"
"Jisung ile nikah tarihi aldık."
San, elbette bunu bekliyordu ama bu kadar erken olmasını beklemiyordu. "Vay canına, nasıl hissediyorsun?"
San'ın duygudan yoksun sesi Minho'yu boğuyordu. O sırada pat diye açılan kapı ile ikisinin de bakışları o yöne doğru gitti.
Kapıdan içeriye giren Winter'ın yüzünde telaş vardı.
"Jisung... Jisung bayıldı!"
---
Dogum günümde evleniyorlar hihi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star / Minsung +18
Fanfiction❗Ficde oldukça fazla smut vardır.❗ Sayısal sınıfından Han Jisung'un bir gün minik bir sırrı sözel sınıfından Lee Minho'nun eline geçer. Lee Minho'nun ise sadece tek bir isteği vardır.