Star / Minsung +18

|30|

sonraki bölüm final;

6 Yıl sonra:

"Minho! Sungmin! Bara! Nereye kaçtınız hepiniz?"

Jisung ellerini beline yerleştirerek yeni evlerinin üst katına çıktığında odadan gelen gülme sesleri ile yatak odalarına yönlendirdi. Kapıyı açtığında babalarının gıdıklamalarından kaçmaya çalışan iki kardeş ile gülümsemişti.

"Baba! Minho babam bizi yiyo, neyen babama yemek yaptın?"

Sungmin'in dediğine güldüğünde yürüyemediği kollarıyla kaçmaya çalışan Bara'yı tek kolunda yakalarken diğer koluna da Sungmin'i alıp aşağıya kaçmaya başlamıştı.

"Hemen kötü korsandan kaçmalıyız!"

Merdivenlerden aşağıya inerken Minho'nun da adım seslerini duyuyordu. "Onlar benim esirlerimdi ve siz Korsan Lee Jisung, esirlerimi benden alamazsınız!"

"Geyiyo baba."

Bara arada sırada arkaya bakarak babasını kontrol edip diğer babasına bilgi veriyordu. Merdivenleri bitirince iki küçük çocuğu salonlarındaki top havuzuna atarken kahkasını tutarak konuştu.

"Yakalandınız küçük korsanlar."

"Tüh ya Baya, yine anyaşma yapmışyay. Yakayandık."

Henüz altı yaşında olmalarına rağmen hâlâ peltekleyen küçüklerine baktıktan sonra kapıdan yorgun yorgun inen eşinin yanına gidip dudaklarına şehvetli bir öpücük kondurdu.

"Seni çok seviyorum Lee Minho."

"Ben de aynısından Lee Jisung."

Kafalarına yedikleri top ile ikisinin de başları top havuzundaki çocuklarına dönmüştü. "Minho baba! Şana kaç defa demediym mi? Jisung babayı öpmiycen diye, şonya dudakyayı şişiyo. Babama jayay veyemeşsin!"

Evet, küçükleri tarafından geçen hafta yatakta yakalanmışlardı.

Bir anda çalan telefonun Yuqi'den geldiğini gören Minho, eşini de yukarı çıkartıp odalarına sokarak kapıyı kapattı.

"Efendim Yuqi?"

"Sungmin ve Bara yanınızda değil, değil mi?"

"Evet tekiz, çabuk söyle, birazdan damlarlar."

"Ryujin ve Chan az önce tüm Kore televizyonlarını hacklediler, dün gelen bilgi ile kanallardan birinin Winter ile bağlantısı olduğunu tespit etmiştik. Yeri bulduk ve Bora, ben, Chan, Hyunjin ve Yuqi imhaya gidiyoruz. Sadece haber vermek istedik."

-

Chan sevgilisinin katilinin önünde oturduğunu bilmesi ile onu öldürmek için zor duruyordu. Kızın boğazını sıkan ellerini gevşetirken Winter'ın hiç pişman olmadığını bilmek, onu şuracıkta arkasındaki aletlerin her birini üzerinde deneyerek öldürme arzusunu körüklüyordu.

"Ne istedin lan Seungmin'den?"

"Hiçbir şey bilmiyorsunuz değil mi?"

"Ne diyorsan de, lafı uzatma."

"Şöyle diyorum ki abiciğim kısasa kısas. Sen bizim babamızı öldürdün -yani hayatımı- ben de senin sevgilini öldürdüm -yani hayatını-"

Hyunjin kıvrak yürüyüşler ile sandalyenin önünde durduğunda sırıtıyordu. "Sen de ha?"

"Evet bende"

"Daha ne kadar kardeşimiz çıkacak merak ediyorum."

Chan'a katıldığını belirten Hyunjin elindeki neşteri kızın eteğinin altındaki baldırından başlayarak kesmeye başlayınca acı içinde inleyip kollarını oynatmaya çalışmıştı kız.

"Biliyor musun Winter, bu hiç sikimde değil. Hyun, neşteri bana ver."

Krala uzatırmış gibi sunulan neşteri eline alıp havaya kaldırdı. "Şu neşteri götüne sokmakta vardı ama neyse."

Kanlı neşteri yere atıp kızın yüzüne yumruk attığında Hyunjin kolunu Yuqi'nin omzuna atmış yeni bir alet seçiyorlardı.

"Bu iyi acı verir ama hızlı öldürür, bunu ele."

"Bunu da üzerimde denemişlerdi, hiçbir halt olmuyor."

"Şunun da şekli dildoya benzemiyor mu amına koyayım?"

"Götüne mi soksak?"

"Mantıklıymış ama Chan'a söz verdik götünden uzak duracaktık, fantezilerimizi denemek için gelmemişiz."

"Ne varmış amına koyayım fantezilerimizde? Seviyorsak suçumuz mu?"

Konuşlarken arkaya döndüklerinde yerde yüzü tanınmayan ve bas bas bağıran Winter ile ağızları şok içinde açılmıştı.

"Kolu nerde bunun Chan!"

"Yedim Hyunjin"

"Gerçekten yedi az önce gördüm, dişleriyle kopardı cani."

Hyunjin sahte bir korku ile Bora'nın arkasına saklandı. "Ablam bence biz bunu bırakalım, yesin şu orospuyu."

-

bölümler iyice kısaldı ama bir an önce we could be the same'e yüklenmek istiyorum

bunlarında bi kardeşi ben değilim amk