|17|

504 41 84
                                    

Sonunda Helu

AMK kameramanı ben ne güzel ogluslarimi izlicektim niye araya giriyorsun ki

Yok suratsizlarmis

Çek git kk

---

Minho; yatakta yatan çocuğun yanında aynı yıllar önce. tecavüze uğradığı gün ki gibi bekliyordu. Elleri, miniğinin bir elini kavramış okşuyordu.

Göz yaşları da aynı şekilde yanaklarını okşuyordu.

"Minho, kendini harap etme."

Yuqi'nin bir eli omzunu bulduğunda yaşlı gözlerini kıza çevirdi. "Ben... ben istememiştim ki böyle olmasını."

Sessiz fısıltısını kendisi bile zar zor duyarken, kendisini kızın kollarının arasında bulunca anlamıştı onun duyduğunu. Yuqi, Minho'nun saçlarını ellerinin arasında okşarken ona destek olmak için her şeye hazırdı.

"Bu senin suçun değildi, hatta bu sorun bile değil. Jisung iyi olacak, sen bunu sorun veya suç olarak görmemelisin."

"Yine de, ona bir şey olacak diye korkuyorum."

"Sen geç içeri, ben başında beklerim onun. Biraz daha yemek yemezsen uğraşmamız gereken iki tane insanımız olacak."

Başını usulca sallayıp içeri geçince baygın bir adet Jisung ile bir adet pembeli kız tek başına kalmıştı. Yuqi, yatağın karşısına oturduğunda az önce hastaneden baygın getirdikleri arkadaşını seyretmeye başladı.

"Beş yaşındayken, hatırlıyor musun Jisung? İkimizde aynı odada ceza almıştık. Ben tüm gün boyunca yemek yemediğim için açtım, sen de yememiştin ama elinde yarım ekmek vardı..."

"Tanışmıyorduk o zamanlar, ancak sen yine de o zaman ekmeğini bana vermiştin. Ben karnımı doyurmuştum ama sen açtın... özür dilerim, keşke o zaman ekmeğinin yarısını geri sana verseydim."

"Bayılmıştın, sonra... sabah seni baygın gördükleri için uyandığında kızgın demir ile, bacakların kırılana kadar dövmüşlerdi. Özür dilerim Sung, küçüktüm biliyorum ama yine de hepsini yememeliydim. Ancak yine de sen ona rağmen bu yaşıma kadar hep beni korudun. Sana söz veriyorum; siz bu işten ayrıldıktan sonra, seni ve Minho'yu... sizi hep koruyacağım."

Yaşlar, pembe saçlının gözlerini terk ederken yataktaki hareket ile yerinden doğruldu Yuqi. "Jisung?"

"Yuqi?"

"Komidinin üzerinde duran bardağa su doldurup arkadaşına uzattı. "Al iç." Birkaç yudum aldıktan sonra doğruldu. "Yuqi?"

"Efendim güzelim?"

"Ne oldu bana?"

Yuqi, durumun Minho'nun anlatmasını daha mantıklı bulduğu için susmuştu. "Bizimkiler içeride, geçelim mi?"

Kendisine onaylayan şekilde baş sallayan çocuğa destek vererek ayağa kaldırdığında yavaş adımlarla içeri geçtiler. Beomgyu dışında herkesin üzerinde kasvet vardı, bu Jisung'u daha da korkuturken hafifçe öksürmesi ile tüm bakışlar üzerlerine döndü.

Minho, hemen yerinde doğrularak sevgilisinin yanına gelince, "İyi misin?" diye sordu.

"Minho, Yuqi'ye sordum söylemedi. Ne oldu bana?"

"Ben söyleyeyim kankam. Fazladan canın varmış, az kalsın o gidiyordu."

Jisung anlamaz şekilde Beomgyu'ya bakarken, Minho'nun kolları belini sarmıştı. "Anlamadım."

"Jisung."

"Efendim?"

"Jisung."

"Efendim, Minho?"

"Jisung."

"Minho söyleyecek misin, yoksa ben seni şurada ters çevirip sikeyim mi?"

Beomgyu tekrardan gülmeye başladığında ona bu sefer Jeongin'de katılmıştı.

"O artık pekte olacak iş değil, benden söylemesi."

"Ne, yoksa sikim mi koptu!"

Eğilerek aletini avuçladığında orada gördüğü aleti ile rahatladı.

"Varmış işte oğlum, niye stres yapıyorsunuz?"

"Jisung, söyleyeceğim ama sakin tamam mı? Korkma."

Jisung başını sallayınca Minho, konuşmaya başladı.

"Hamileymişsin."

"Ne!"

Bence ölüyor olmalıydı. İki seçenek vardı; ya şu ana kadar erkek bildiği cinsiyeti yanlıştı, ya da bunlar şaka yapıyorlardı.

"Amına koyayım benim sikim var, nasıl kadınım ben?"

"Zaten biz de ilk gördüğümüzde şaşırmıştık ama doktor veledin görüntülerini bile gösterince inandık."

Winter'ın sesini duyduğunda ona döndü. Winter, Jisung'un şaşkın bakışlarına karşılık el salladı. "Selam."

"Senin burada ne işin var amına koyayım?"

"Zaten bana da biri hamilesin diyice ilk önce bunu sorgulardım."

"Şakayı boşver de söyle, sen burada ne yapıyorsun?"

"Baktım siz sürekli birbirinizi sikmeden duramıyorsunuz, bu eğlence benden kaçmaz. Tekrardan görevlere çıkasım geldi."

Jeongin hatırladığı şeyler ile zıplayarak yerinden doğruldu. "AA ben sana anlatmadım değil mi? Bak sana ne göstereceğim, ben her bunları sevişirken yakaladığımda fotoğraflarını çıkarttırdım. Albüm bile oldu!"

Winter, Jeongin'e çak işareti yapınca çakmıştı Jeongin.

"Jisung, yürü."

"Efendim, Minho?"

"Yürü, Jisung, sen bize inanmıyacaksın, yürü. Sen bize inanmayacaksın, yürü. Gidip kendin göreceksin."

---
Ficin içine sictiktan sonra erva (niyeboyleoldukine)

Yazamıyorum amk olmuyiooooo

Dmlerin depresyonu ile yaşıyorum iyi değilim👍🏼

Star / Minsung +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin