Star / Minsung +18

|25|

BU bölüm geçiş bölümü oldu o yüzden pek olay fln yok

OMEGAVERSE MİNSUNG YAZMAK İSTİYORUM KONUSU VAR AMA YAYINLAYIP YAYINLAMAK KONUSUNDA EMİN DEĞİLİM

---

7 AY SONRA:

Piknik örtüsünde oturan bir grup insan, kendi hallerinde derenin kenarında piknik yaparlarken en sonunda uzun boylu oğlan ayağa kalkarak onları futbol oynamaya götürmüştü.

İki kişi hariç.

Seungmin yanında oturan hamile çocuğun karnına elini koyarak yavaşça okşamıştı. "Senin hediyeni şimdiden aldım ufaklık!"

Sonra Jisung'un karnına eğilip fısıldamıştı. "Hatta herkesin sana pembe alacağını bildiğimden sana mor renginde aldım."

Jisung, hediyeyi duyduğunda ağzındaki kek dilimini dili ile yanağına gönderdikten sonra Seungmin'in kulağına yaklaştı.

"Bende görebilir miyim?"

"Ama biz amca yeğen arası konuşuyoruz babası, neden laf dinliyorsun?"

"Ya lütfen göreyim!"

"Hayıır~"

"Gıcık"

İkisi arasında itişirken yanlarına gelen eşi ile sıcak bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına. "Ne yaptınız?"

Seungmin, Jisung'un ağzına ellerini kapatıp konuşmuştu. "Biz de tam diyorduk ki, zamanında önüne geleni öldüren acımasız Jisung nasıl böyle tatlı bir keke dönüştü, değil mi ama Minho?"

Minho, kırmızı örtünün üzerinde Jisung'un yanına oturup elini eşinin omzuna attı. "Evet ya nerede o beni sikmekle tehdit eden sevgilim?"

Jisung, Minho'nun omzuna yumruğunu yerleştirmiş ve sertçe sıkmıştı. "Hepsi hamilelik-"

Ağzına giren poğaça ile susup önüne dönmüştü. "Ya niye verdin ki? Kilo alıyorum sürekli, beş kilo aldım şu hamilelik boyunca!"

Minho, sevgilisinin yanağın"a sulu bir öpücük koyunca Seungmin kusma işareti yapmıştı.  "Adını ne koyacaksınız?"

İsim hakkında hiçbir şey düşünmemişlerdi, bu yüzden omuzlarını silktiklerinde Seungmin'in gözleri parlamıştı.

"Ne oldu?"

"Bara olsun!"

"Niye?"

"Mevsim ismi koyma fantezim var, şu anda da ilkbaharda olduğumuza ve çocuğun sonbaharda doğacağını hesaba katacaksak bahara benzer bir şey olsun."

"Peki neden h harfini dışlıyoruz?"

"Bahar deyince aklıma doktor dizisi geliyor, olmaz."

Jisung, Seungmin'e onaylayan şekilde parmağını kaldırınca Minho eğilip sevgilisinin dudaklarına küçük bir öpücük bahşetti.

"Yapma, bak strese girmemem lazım."

"Seni öpmem seni strese mi sokuyor?"

"Hayır, heyecanlandırıyor!"

-

"Lee Bara'nın şerefine!"

Jeongin, içki içermiş gibi meyve suyunu kaldırınca Beomgyu'da ona destek olarak bardağını uzatmıştı, kızları için kendileri de bardağı uzattığında herkes katılmıştı gruba.

"Felix, sen niye hamile değilsin?"

Felix, bu soru ile ilk başlarda şaşırsada elini Jeongin'in omzuna koyup ağlıyormuş gibi yapmıştı. "Yeterince derine itememişsin demek ki aslanım."

"Çok şerefsizsin."

Daha sonrasında Seungmin uykusunun geldiğini söyleyerek Chan ile örtünün üzerine yatınca Jisung küçük adımlar ile üzerlerine sahanın renginde kırmızı bir battaniye örtmüştü. Uyuyan ikiliye küçük bir bakış attıktan sonra kendisi de hamakta sallanın eşinin yanına gitmişti.

"Minho"

"Efendim?"

Minho, mor saçlarını karıştırıp gözlerini telefondan çekerek Jisung'a baktı. "Kasıklarım ağrıyor."

Normalde hamilelikte kasık ağrıları gibi şeyler normaldi ama Jisung, normal bir hamilelik geçirmiyordu. Bu yüzden hızla ayağa kalktığında tam da yedi ay önce söz verdiği gibi en küçük ağrısında onu hastaneye götürmek için ceketini aramaya başlamıştı.

"Dur dur öyle değil, hafif kaşınıyor gibi. Beni rahatsız etmiyor."

"Hani ağrıyordu?"

"Ağrıyor ama daha çok kaşınıyor."

Minho arkasına dönüp Jisung'un şişik karnını kendine yasladıktan sonra hafifçe kasıklarını kaşımaya başlamıştı.

"Her geçen gün daha çok korkuyorum."

Jisung ellerini havaya kaldırıp sevgilisinin yanaklarını sıkmıştı. "Oy, oy, oy çen baba mı olçun? Oy, oy, oy çen düçünçeli eş mi olçun?"

Büyük olan eşine hafifçe gülümseyip ellerini beline doladı. Minho konuşmayı sevmezdi, sevgisini teması ile göstermeyi severdi.

---

BİR SONRAKİ BÖLÜM

finale yaklaşıyoruz