İzmir marşı trap remix eşliğinde bölüm yazarken
bu arada ben burada baya bilimsel konuşmulum ama bilimsel değil hiçbiri
---
Küçük bebeğin görüntüsü ekrana yansıdığında Jisung, dili tutulmuş bir şekilde izliyordu.
"Bu nasıl olabilir ki, benim rahmim bile yok."
Minho, Jisung'un elini sıkıca tuttuğunda karnında aleti gezdiren doktor konuşmaya başladı.
"Bazı erkeklerde hamile kalabilmek için uygun ortamlar olur. Bunu rahim olarak düşünme, bebek daha hassas bir yerde oluşur kısaca. Senin vücudun şu ana kadar regl gibi bir tepki göstermedi değil mi?"
Jisung başını hayır anlamında sallayınca, doktor konuşmasına devam etti.
"Doğumun çok riskli Jisung. Hem bebeğin yaşama ihtimali de çok az. Seni öldürme konusunda bir şey söyleyemem ama zehirlenme gibi bir şey olmadığı bir sürece rahat ol, merak etme ama bebeğin yaşayarak doğacağının garantisini veremem çünkü, bebek rahimden çok daha hassas bir yerde."
"Yani bir bebekten çok daha mı dikkatli olmamız gerekiyor?"
Doktor başını salladı. "Evet, eğer karnında ölürse -bunu söylediğim için üzgünüm- seni bile zehirleyebilir."
Jisung'un bakışları Minho'ya gitti. Günler önce beraber kurdukları üç kişilik ailede kendi kanlarından biri olabilir miydi?
"Peki tavsiyeniz neler?"
"Aslında bir tavsiyem yok, aldırıp aldırmama konusunda bir şey diyemem. Ancak aldırmama kararı verirseniz burada en büyük yük Minho Bey'e düşüyor. En küçük stres anında bile bugün olduğu gibi düşme tehlikesi yaşayabiliriz."
Minho başını salladığında ellerini tuttu sevgilisinin. "Fotoğrafını almak ister misiniz?" Jisung başını salladığıktan birkaç dakika sonra ellerine bir fotoğraf ulaşmıştı. Bebekleri daha küçük karartı şeklindeydi ama oradaydı işte.
Doktor Bey ayağa kalktığında önlüğünü silkeledi. "Ben sizi beş dakika yalnız bırakayım. Kararınıza göre ilerleyelim."
Doktor dışarı çıktığında odaya sessizlik hakim olmuştu. "Minho"
"Jisung"
"Ne yapacağız?"
Minho kollarını, Jisung'un beline sarıp karnına sert olmayacak şekilde karnına koymuştu karnını. İkilinin şu an, şu ana kadar birbirine ihtiyacı olduğundan daha çok ihtiyacı vardı. Ortama hazırlıksız giren bir bebek vardı, eğer Jisung kadın olsaydı sorun yoktu ama doğası bebek doğurmak için normal değildi.
Ayrıca bu doğum çok riskliydi.
"Benim karnımda bebeğimiz mi var şimdi?"
Gelen burun çekme sesinden sonra Minho, kafasını Jisung'a çevirmişti. Küçüğü gülümseyerek, duygulanmış bir şekilde ağlıyordu.
"Evet meleğim, burada küçük bir meleğimiz daha var."
Elini sevgilisinin karnına koyduktan sonra yavaşça okşamaya başladı. Daha birkaç günlük olan bebekleri olduğu için karnı belirgin değildi ama varlığının bile olması ikisinin de içini kıpır kıpır, sıcacık yapıyordu.
"Biz... biz buna nasıl kıyacağız ki? Baksana minnacık."
Jisung, küçüklüğünden beri duygusal hormon yüklü biriydi. Her ne kadar seri katil işlerine karışsa bile her zaman çok duygusal biriydi. Özellikle de çocuklara ve bebeklere ayrı bir hassasiyeti vardı.
Bir elinde bebeklerinin fotoğraflarını tutarken, diğer elinin işaret parmağı ile inceliyordu küçük resmi.
"Jisung, riskli olduğunu biliyorum güzelim. Bu yüzden aldırıp, aldırmama konusunu sana bırakıyorum. Her konuda yanında olacağım, en küçük rahatsızlığında bile seni hastaneye yetiştiririm, hatta evlendikten sonra evimizi hastaneye yakın bir yerden alırız. Sen bunları dert etme, tek kendini düşün."
Minho'nun dediği sözler kendisini en derinden etkilemişti çünkü zamanında 'kız kardeşinin katiliyim' diyen bir kişiydi Minho. Tüm gerçekleri sonradan öğrenmişti, hatta aslında okulun tuvaletinde öldürdüğü kişi de sevgilisi değil düşmanlarıymış. Sadece onlar ile yakınlaşmak için ajanlık yapmış.
Elini karnına koyduktan sonra hafifçe karnını okşadı.
"Minho, hatırlıyor musun? Sen zamanımda benim için sadece kız kardeşimin katiliydin. Neden bana hiçbir zaman gerçekleri anlatmadın? Neden kardeşimi patronumuzun öldürdüğünü, suçun senin üzerine kaldığını anlatmadın ki?"
Minho, küçüğünün yanağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildi. "O zamanlar ben bile kendimde değildim, bunları boş ver. Doktorun ne dediğini duydun; bundan sonra düşünüp, stres yapmak yok."
Minho, işaret parmağını Jisung'a sallarken içeriye giren doktor ile ikisinin de bakışları doktora döndü.
"Evet, ne düşündünüz bakalım?"
Aslında konuştukları zaman boyunca bu konuya açıklık getirmemişlerdi, bu yüzden Minho'nun da bakışları sevgilisine dönmüştüm.
"Bence aldırmamıza gerek yok, hem Minho'dan da bana iyi bakacağı konusunda söz aldım. Minik can..."
Evet, Minho seçim konusunu Jisung'a bırakmıştı ama aldırmasını kesinlikle istemiyordu. Eğer aldırma kararına varsaydı da ona olan sevgisinden bir tutam eksilmeyecekti ama yine de istemiyordu.
Sedyede yatan sevgilisine, karnına dikkat ederek sıkıca sarılınca doktoru umursamadan dudaklarını hafifçe emdi.
Jisung, dudaklarından ayrılan sevgilisine baktığında hareleri ıslanan bir yüzle karşılaşmayı beklemiyordu. "Ağlama" diye fısıldadı dudaklarına doğru.
"Evet o zaman, sizi başka bir doğum uzmanımıza yönlendireceğim."
Başlarını salladıktan ve birkaç evrak işinden sonra sonunda yorgunca kendilerini arabaya atabilmişlerdi.
---
AMA BUNLAR ÇOK YUMUS YUMUS BİR SEY OLDU
bir sonraki bölüm smut
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star / Minsung +18
Fanfiction❗Ficde oldukça fazla smut vardır.❗ Sayısal sınıfından Han Jisung'un bir gün minik bir sırrı sözel sınıfından Lee Minho'nun eline geçer. Lee Minho'nun ise sadece tek bir isteği vardır.