Rüya öylece Cesur'un arkasından bakarken Cesur bunun farkında değildi. Arabasına binip siteden çıkmıştı. Aklında bir plan vardı. Daha doğrususu onun hep bir planı vardı. 1. Plan olmazsa 2,2. Olmazsa 3... Hepsi için hazırlıklıydı.
1. Planı işlememişti. Merih hem ölmemişti,hem de ölmediği gibi Rüya'yı avlamaya çalışıyordu. Ama nah alırdı. Cesur ne yapıp ne edip onu öldürecekti. Kaçışı yoktu Merih'in.
Telefonunun çalmasıyla birlikte kafasındaki tüm düşünceler dağılıp gitmişti. Arayan kişinin Vural olduğunu görünce aramayı açtı.
"Ne var?"
"Ben sana yardım edeyim sen bana telefonu ne var diye aç. Ne kadar ayıp ya"
"Söyle Vural ne söyleyeceksen"
"Her şey hazır"
"Tamam yoldayım"
"Adam her an uyanabilir ona göre"
"Uyansın dalağını siktiğimin orospu çocuğu"
"Senin de şu küfürlerin var ya..."Cesur telefonu kapatmıştı. Kullandığı arabayı daha da hızlandırdı ve hedefine yaklaştı.
Şimdiden yapacaklarının hayalini kuruyordu.
Bu siniri ilk planında ölmemesi miydi,yoksa Rüya'ya çiçek göndermesi miydi? 2. Seçeneği düşündükçe bile o piç kurusunu kafasından tutup mermere peş peşe vurmak istiyordu.
Evine gelince yerde yatan korumaları gördü. Hiç düşünmeden yerde yatan cesetlerin üzerinden arabayla geçerek büyük kapıdan içeri girdi.
Vural şaşkınlıkla Cesur'a bakıyordu. Birde yerdeki ezilen cesetlere...
Cesur arabasından indi.
"Lan oğlum manyak mısın sen?"dedi Vural,Cesur'a karşı.
"Evet Vural manyağım. Var mı bir problem?"
Vural'dan ses gelmeyince,görmek istediği manzaraya çevirdi bakışlarını.
Elleri,ayakları bağlanmış baygın bir Merih Seneger.
"Lokma ister misin? Bak o kadar para verdik yemeden gitmeyelim"dedi Vural
Birde lokma vardı. Bir kamyonun içinde bir tane lokmacı vardı. Kamyonun üzerinde ise dijital ekranda,MERİH SENEGER HAYRINA RUHUNA EL FATİHA yazıyordu.
Lokmacı gördüklerini kimseye söylemeden sadece işini yapacaktı. Bunun için dedesi yüklü bir miktar para ödemişti.
"Uyandı abi"dedi orada bulunanalardan biri. Cesur hemen Merih'e döndü.
"Ne oluyor lan! Çözün ellerimi!"Cesur keyifle ona doğru adımladı. "Daha şimdiden çözün ellerimi diye bağıracaksan tadım kaçar ama"
"Lan! Yine mi sen? Ne istiyorsun benden? Kimsin sen?"
"Kimmiyim? Hemen açıklıyorum,çok kısa bekleteceğim... Arabamdan çiçeği getirin"
"Ne çiçeği? Ne oluyor?"
Etraftaki adamlar hemen arabaya doğru ilerledi. Adamlardan biri arka koltuktaki duran çiçeği aldı ve Cesur'a götürdü.
Cesur çiçeği eline aldı ve bir tane gülü kopardı. Zaten yapay bir çiçekti.
"Senin bu gülü yolladığın kişi var ya..."Merih bir güle,bir de Cesur'a bakıyordu. "Hangisi?"dedi
Cesur bunu duymayı beklemiyordu. "Ulan orospu çocuğu! Kaç kıza gönderdin lan!"
"Ellerimi çözün!"
"Bu daha başlangıç ama Merih. Daha kılına bile dokunmadan bağırıp duracaksan işimiz zor"
"Kimsin sen!"
"Bu çiçeği gönderdiğin kızlardan birinin kocasıyım! Evli o tamam mı? Evli! Benimle evli! ANLADIN MI LAN EVLİ!"diyip suratına bir yumruk atmıştı.
Sonra da bununla yetinemeyip kopardığı gülü onun ağzına sokmuştu.
"Kız senin yanında yüzüğüyle oturuyor lan yüzüğüyle! Ne cüretle ona çiçek gönderiyorsun lan sen!"
"Bir dakika bir dakika..."demeye çalıştı fakat ağzındaki gül yüzünden dediği pek anlaşılmamıştı. Gülü yere doğru tükürdükten sonra, "Sen Rüya'nın sevgilisi misin?"demişti.
"Sevgilisi değilim. Evleneceği adamım ben"
"Hani evliydi?"
Ve bir yumruk daha yemişti.
"Şimdi ben seni direkt öldüreceğim ama... Ölmeden önce senin hayrına döktürdüğüm lokmadan yedirip öyle ölmeni istiyorum"
"Ne?"dedi gözünü tutarak
"Vural,lokma getir"
Cesur'un uzun bir süre sonra keyfi yerindeydi.
Vural plastik kaptaki lokmayı Cesur'a verdi.
Cesur,kürdanı lokmalardan birine batırdı.
"Aç ağzını"
Merih anlamsız bir şekilde bakıyordu gözünün önündeki lokmaya.
"AÇ LAN AĞZINI!"
Korkarak ağzını açtı. Cesur ise kürdan ile beraber lokmayı ağzına soktu.
"Bak senin arkandan kimse lokma döktürmezdi,bu görevi ben üstlendim o yüzden gözün arkada kalmasın"
Merih ise ağzındaki kürdanı çıkarmaya çalışıyordu. En sonunda ağzındakileri yere tükürdü.
"Başka var mı bir isteğin? Ölmeden önce ne yapmak istersin?"
"Sevgilini domaltarak sikmek"
Cesur öylece kalakalmıştı. Gözlerini bile kırpmadan Merih'e bakarak hızlı hızlı nefes alıyordu.
"Cesur... Seni kışkırtmaya çalışıyor,istediğini verme"dedi Vural onu sakinleştirmek için
Cesur gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra, "Silahimi getir" dedi kısık bir sesle
Vural hemen kendi silahını Cesur'a uzattı. Silah Cesur'un eline geçer geçmez,bir kere bile düşünmeden Merih'in erkekliğine sıkmıştı.
"Bunu yapmayacaktım,bunu yapmayacaktım ama sen istedin... Şimdi ölmeyeceksin Merih Seneger,bu sikinle yaşayarak en büyük cezayı çekeceksin. Hani gencecik kızları kandırıp yatağına atıyorsun ya... Yok öyle dünya. Bitti artık,iş görmeyen zavallı bir sikin var artık. Benim sevgilime yapmak istediklerin de bir hayal olarak kalacak... Acıyorum hâline"
Merih ise acıdan bağırıyordu.
"Hadi bakalım Allah kolaylık versin. Artık bir Adnan Oktar'sın. Malum o da cinsel organını kullanamıyordu... Bir daha kulağıma kızları kullandığım gelirse... Ki pek sanmıyorum ama... Bu sefer tek bir kurşunla hiç düşünmeden direkt öldürürüm,anladın mı beni?"
Merih sadece bağırıyordu. "Anladın mı beni Merih?"diye tekrarladı. Merih yine bağırıyordu.
"ANLADIN MI BENİ!"
"Anladım!"
"Hadi abi topla sende şu lokma şeyini,git artık"dedi Vural
Cesur,Merih'e öldürücü bakışlarını atarken telefonu çalmaya başlamıştı.
"Atacağım şu telefonu artık"diyerek cebinden çıkardı telefonu. Arayanın Rüya olduğunu görünce boğazını temizledi.
Merih'in bağırışları durmamıştı.
"Ağzına sıkıp mı susturayım yoksa kendi isteğinle mi susacaksın?"
"Ağzını bantlayalım biz en iyisi"dedi Vural ve ne olur ne olmaz diye yanına aldığı siyah bantla Merih'in ağzını bantladı.
Cesur da aramayı cevapladı. "Efendim Rüya?"
"Cesur,neredesin sen şuan?"
"Vural'layım"
"Kimlesin demedim,neredesin dedim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYUN
Romansa"Benimle evlenir misin?" Hayatımda ilk kez gördüğüm bu adamın evlilik teklifi ile başlamıştı her şey... NOT:ASİ PRENSES KİTABININ DEVAMIDIR