13. gökyüzüne bakmayanların kalbi

19 3 23
                                    


Long Story Short, Taylor Swift

Bizi terk eden şeyleri yeniden bulacağız.

Bu mümkün müydü? Bizi terk eden şeyler değil de insanlar da bir gün döner miydi

Kendi kendime güldüm, o beni terk etmişti; belki de buna terk etmek değil ruhunu çalıp gitmek denmeliydi ama o terk etmek diyordu.

Bizi terk eden şeyler.

O da terk edecek miydi?

Çantamı topladım, Liva'nın zil çaldığında beni bekleyeceğini biliyordum bu yüzden oyalanmadan sınıftan çıktım. Liva beni bekliyordu.

"Bıktım gerçekten," dedi koridorda yürüyüp merdivenleri inerken. "Bıktım ben bu bölümden."

"Eşit ağırlığın da pek bir farkı yok," dedim sakince, başım ağrıyordu. "Bir sürü ezber."

"Veda fizikle yarıştırmayalım kavga çıkar," dediğinde ciddi kalamadı ve güldü, bende hafifçe güldüm.

Binadan çıkacakken yanımızdan geçen bir kız durarak, "Bak sen," dedi, alaycı bir tavırla bana bakıyordu. "Dilsiz değilmiş."

Ona göz devirerek yanından geçerken Liva kıza, "En azından her gördüğü karşı cinsle kırıştırmıyor," dediğinde kız duraksadı, bunu demesini beklemiyordu.

Kız sinirlendiğini belli ederek, "Ne diyorsun sen?" Diye sordu, Liva ise onun aksine rahattı.

"Sevgilin diyorum," dedi Liva dalga geçercesine. "Arada onunla da ilgilen, partilere gelmiyor diye ne yaptığını görmüyor olabilir ama öğrenmesi bir fotoğrafa bakar."

Sonra yanımda yürümeye devam etti, bahçeden çıkıp yolda yürürken, "Aldatıyor mu?" Diye sordum.

"Aldatmanın başka bir boyutu bu," dedi Liva, hala sinirliydi. "Kız çocuk hariç herkesle birlikte."

"Çocuk neden partilere gelmiyor?" Diye sorduktan sonra duraksadım. "Ayrıca ne partisi?"

"Arada parti veriyorlar, Atlas da eski mezun olduğu için bende onunla birlikte gidiyordum," diye açıkladı. "Çocuk daha sakin, içine kapanık birisi ama kız kullanıyor bunu."

"Anladım," diye mırıldandım yürümeye devam ederken, soğuk rüzgar yüzüme vuruyordu.

Sonra dün gece attığım mesajları hatırladım, ne kadar saçmaladığımı. İlk defa bu kadar konuşmak istemiştim, hiçbir zaman bu kadar konuşmazdım çünkü insanların hiçbir şey öğrenmesini istemezdim.

Ama ona anlatmak istemiştim.

Bizi terk eden şeyleri yeniden bulacağız.

Bulacak mıydık?
Kendi kendime güldüm, bulacak mıydım olmalıydı.

Çünkü biz diye bir şey yoktu.

Evin önüne geldiğimizde anahtarı çıkarıp kapıyı açtım ve Liva'yla içeri girdik, içerisi de soğuktu ama en azından yüzüme soğuk vurmuyordu.

Montumu çıkarıp kenara bıraktım, Liva da öyle. Liva, "Ben yapayım mı?" Diye sorduğunda omuz silkerek, "Fark etmez," dedim. "Üşeniyorsan yapma."

Liva gülerek, "Ben ve üşenmek," dedi, gülümsedim. "Ben asla üşenmem Veda."

"Bende böyle diyordum," dedim gülerek, aynı anda poşetten makarna yapmak için aldıklarımızı çıkarıyordum. "Ama bardağı aşağı indirmeye bile üşeniyorum bazen."

as long as you love it |yarı texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin