28. eski kan

9 1 0
                                    

Bölümler 30'lardan sonra çok daha uzun olacak, asıl olay da şu an başlıyor zaten. İyi okumalar.

TV, Billie Eilish

Arabanın sileceklerini çalıştırmayı bırakıp ön camdan dışarıya baktı, kar yağıyordu. Yaşamak böyle bir şey, diye düşündü sokağı izlerken. Kumar gibi, hayata karşı geliyor. Hiç dizlerinin üzerine çökmemiş.

Motoru çalıştırdı ve klimayı açtı, eldivenli elleriyle direksiyonu kavramıştı. Sokaktaki hareketliliği gördüğünde öylece durdu, ayağı gaz pedalına basmak üzereydi.

Ona sarıldığını gördü, kız ise ellerini ona sardı ve birkaç saniye sonra yavaşça geri çekildi. Kızın ayağının dibinde dolaşan kediye baktı, kız onu fark etmemişti bile ama etse de bir şey değişmeyeceğini biliyordu.

Soğuk, diye geçirdi içinden, aynı anda gaza basmıştı ve araba birkaç saniye sonra evin önünden geçecekti. Bir kere içeri sızarsa, ona asla içinden atamazsın.

Araba evin önünden geçerken o da arabasına binmişti, kız ise eve giriyordu. Eve girerken arkasına bile bakmadı, o ise bunu gördüğünde arabayı çalıştırdı ve arkasından ilerledi.

Dikiz aynasından arkadan gelen arabaya baktı, içindeki adamı görebiliyordu. Birkaç sokak sonra kırmızı ışıkta durduklarında arabalar yan yanaydı ama ikisinin de camı filmliydi, ışığın yeşile dönmesine saniyeler vardı.

O sırada kendi camını açtı ve dolu küllükte duran yanan sigarayı parmaklarının arasında tutarak bir nefes çekti. Sigara bitmişti, yeşil ışık yanmıştı ve araba hareket etmeden hemen önce sigarayı camdan dışarı fırlattı. Filmli cama baktığında göz göze geldiklerini hissetti, araba hareket ederken camı kapattı ve birkaç sokak sonra farklı bir yola saptı.

Hayat, diye düşündü rastgele bir sokağa girdiğinde, neresi olduğunu bile bilmiyordu ve tek amacı öylece dolaşmaktı. Seni bir zar gibi atar, çift altı olup olmayacağına sen karar verirsin.

Kalbimin atmadığını biliyordum.

Onun attırdığını hissetsem de günün sonunda atmadığını ve teklemeye başlayalı uzun zaman olduğunu biliyordum.

Kalbim ilk defa, onun gideceğini anladığımda tekledi. Ve eğer o da giderse, duracağını biliyordum.

Liva'nın ne kadar eğlendiğine baktım, tabu oynuyorduk ve son turdaydık, ben anlatıyordum. Tabuda kötü olsa bile oynamaktan zevk alıyordu ve sırf bir sorun olduğunu düşünmesin diye geldiğinden beri sürekli gülmeye çalışıyor ve konuşuyordum. Vargın şu ana kadar beş kelime bilmişti, az bir süre vardı ve son kelimeye baktım.

Kalp.

"Sağ değil," dediğimde Vargın bir an duraksasa da, "Sol," dedi.

"Orada ne var?"

"Neyin solu Veda?" Dediğinde ona neyin solu olabilir dercesine baktım.

"Vücudun solu Vargın," dedim, süre bitiyordu. "Neyin solu olacak? Ne var sol tarafta en önemli?"

"Kalp," dedi ve gözlerimin içine baktı, başımı sallayarak kartı elimden bıraktım ve Liva'ya döndüm.

"Şaka gibisiniz," dedi Liva. "Nasıl bu kadar kolay anlıyorsun?"

as long as you love it |yarı texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin